Dudak bükmeyin

OYUNUN teknik-taktik gibi ağır bölümünü bir kenara koyuyorum. Ve bunun hesaplaşmasını daha sonraki satırlara saklıyorum.

Öncelikle Beşiktaş’ta birkaç ismi vitrine taşıyacağım. Mustafa Denizli’nin uyarılarını gerektiği gibi uygulayan... Taşıdıkları sorumluluğun dışına taşarak özelliklerini oyunun doksan dakikalık bölümüne yayan... Ve Sivas gibi zorlu bir deplasmandan alınan puana katkı yapan isimleri tek tek sunacağım...

Yusuf Şimşek, finali andıran oyunun baş aktörüydü. Her dakikayı yeterince kullandı. Ve her topu gerektiği gibi değerlendirdi.

Attığı paslar ve çalımlar farklı kimliğinden birer örnekti. Ancak, Tello’ya attırdığı gol öncesi ardı ardına attığı çalımlar... Ve adrese ortası, doksan dakikalık filmin unutulmayacak kareleriydi.

Rodrigo Tello, aklını ve beynini en zorlayan adamdı. Attığı her topun hesabını yaparak oynadı. Ağırlığını hissettirdi ve Beşiktaş için ne denli gerekli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Geliyorum, oyunun askerlerine...

İbrahim Toraman, hatasız bir doksan dakika tamamladı. Beşiktaş ceza alanına düşen her hatalı topa ilk hamle Toraman’dan geldi. Hava toplarında da başarılıydı. Ekrem Dağ’ın aksadığı dakikalarda her tehlikeye hızır gibi yetişti.

Tomas Sivok, doksan dakikayı aynı ritm ve tempo ile oynadı. Hiç kaytarmadı, başkalarının arkasına gizlenmedi. Hep oyunun ve savaşın içindeydi. Her koşulda oyuna iyi uyum sağladı.

Ve İbrahim Üzülmez. Özellikle Beşiktaş’ın zorlandığı oyunun başlangıç bölümünün en dikkatli ve soğukkanlı adamıydı. Fırsat bulduğu an, sahiplendiği topları hücuma taşıdı. Hırslıydı...

Hep eleştirdiğim Zapo’nun böylesine zor bir oyunda hiç falso yapmadan oynaması, savunmanın işini kolaylaştırdı. Belki de Beşiktaş’taki en iyi performansını sergiledi...

* * *

VE Mustafa Denizli’nin sahaya sürdüğü onbiri, biraz sabır göstermeden hemen yargılayanlar, yanıldılar...

Savunma ağırlıklı diyerek sitem edenler de, oyunun gelişen bölümlerinde yanlış bir düşünceye saplandıklarını anladılar.

Denizli, oyunun her yönünü iyi düşünerek, iyi planlayarak ve iyi uygulatarak Beşiktaş’ın zorlu bir deplasmandan puanla dönmesini sağladı.

Hemen hatırlatmak istiyorum. Bu, tek puana şimdi burun kıvıranlar... Ve dudak bükenler, o tek puanın değerini gelecek haftalarda daha iyi anlayacaklar.

Beşiktaş, dün gece oyunun her iki yönünü de aynı heves ve hırsla oynadı. Özellikle savunma, yediği golün ve bir pozisyonun dışında hiçbir falso yapmadı. Üstelik, her fırsatta hücum hevesini oyuna katılarak tekrarladı.

Bobo’yu hücumda tek görenlerin eleştiriye yönelik düşünceleri, oyunun gelişen dakikalarında yumuşadı.

Beşiktaş, özellikle ikinci yarıda rakip kaleye gerektiği kadar adam taşıdı. Bobo’nun arkası ve çevresi hiç boş kalmadı.

Ve Beşiktaş, her bakımdan üç puan için oynadığı bir deplasman maçından tek puan çıkardı. Yine söyleyeceğim...

Tek puana burun kıvıranlar, bu puanın değerini gelecek haftalarda daha iyi anlayacaklar!





Yazarın Tüm Yazıları