Koray Durkal

Ekvador'un Vinicius Junior'u Beşiktaş'ta!

8 Şubat 2025
Beşiktaş'ın anlaşmaya vardığı 'wonderkid' Keny Arroyo Güney Amerika'nın gelecek vadeden isimleri arasında gösteriliyor.

18 yaşında olan Keny Arroyo, birebirdeki etkisi kadar güçlü fiziği ve atletizm yeteneğiyle de ön planda. Oyunun 2 yönünde de sorumluluk alıyor. Sol kanatta da görev alabilse de ağırlıklı olarak sağda oynuyor. Özellikle katı ve kalabalık savunmalara karşı sürekli içeri kat etmeyi ve dripling yapmayı seven bir futbolcu. Arroyo ceza alanında çok bencil değil. Gol atmak kadar arkadaşlarına ceza alanında servisler yapmayı da seviyor.

Türkiye'de son yıllarda geleceğe yatırım adına yıldız olma potansiyeli yüksek oyuncu transferi neredeyse yapılmıyordu. Tecrübeli, yaşı ilerlemiş yıldızların rotası olan Süper Lig’de Beşiktaş uzun zaman sonra bir ilke imza atarak Keny Arroyo’yu kadrosuna kattı.

Wonderkid olarak gösterilen Arroyo, Güney Amerika’nın gelecek vaat eden isimleri arasında yer alıyor. Aralık ayında ismi Premier Lig ekiplerinden Brighton ile anılan oyuncu, Arsenal ve Porto gibi önemli kulüpler tarafından uzun yıllardır takip edilirken Kartal olmayı tercih etti.

GELECEĞİN YILDIZ ADAYLARINDAN

Akademi İ olarak önemli oyuncular yetiştiren İndependiente del Valle’den çıkan Arroyo, kıtanın yetiştirdiği son isimlerden biri. Henüz 18 yaşında olan Arroyo, birebirdeki etkisi kadar fiziksel özelliğiyle de dikkat çekiyor. Güçlü bir fiziğe sahip ve atletizm yeteneğiyle de ön planda. Güney Amerika’nın birebirdeki etkili oyuncularından farklı olarak oyunun iki yönünde de sorumluluk almasıyla tanınıyor. Yine de genç yaşının verdiği tecrübesizlik ve büyük lig tecrübesine sahip olmaması onun dezavantajları arasında.

CEZA ALANINDA BENCİL DEĞİL

Arroyo, her iki kanatta da görev alabilse de ağırlıklı olarak sağ tarafta oynuyor. Pek çok bölgede denenen oyuncu, sağ bek, sol bek, sağ kanat, 8 numara ve sol kanatta da oynadı. Özellikle katı ve kalabalık savunmalara karşı sürekli içeri kat etmeyi ve dripling yapmayı seviyor. Ceza alanında çok bencil değil. Ancak savunmaları fazlaca üzerine çekmeye çalışması ve zaman zaman ayağında topu fazla tutması onun geliştirmesi gereken yanlarından. Gol atmak kadar takım arkadaşlarına ceza alanı içinde servisler yapmayı da seviyor.

18 YAŞ ALTINDA EN ÇOK ASİST YAPAN 3. İSİM

Yazının Devamını Oku

Güçlü, lider ve tam bir kazanan: Diego Carlos

21 Ocak 2025
Fiziksel gücü, hava hakimiyeti ve savunmadaki liderliğiyle F.Bahçe'ye çok şey katması bekleniyor.

FENERBAHÇE’nin yeni transferi Diego Carlos, savunma hattındaki başarılarıyla adından sıkça söz ettiren bir oyuncu. Hem kupa kazanan hem de pek çok rekoru elinde bulunduran Carlos aynı zamanda olimpiyat altını sahibi. Brezilya’da Sao Paulo, Paulista ve Madureira’da forma giydikten sonra Portekiz ekiplerinden Estoril’in yolunu tutan Carlos, Porto B takımında denendi ancak 1 sezon sonra Estoril’e döndü. 2 milyon Euro’ya gittiği Nantes’ta Ligue 1’in önemli savunmacılarından biri olmayı başardı. Nantes formasıyla 3 sezon boyunca 108 maça çıkan oyuncu, takımının bu süre içerisinde iki kez sezonun ilk yarısını lider olarak tamamlamasında önemli rol oynadı.

SEViLLA’DA IŞIĞI DAHA DA PARLADI

2019’da Nantes’tan 15 milyon Euro bonservisle Sevilla’ya katılan Carlos, üç sezon boyunca takımıyla La Liga’da 4. oldu. Sevilla ile ligde 102 maçın 101’ine ilk 11’de başlayan Carlos, 6 gole de katkı yaptı. Stoper partneri Jules Kounde ile birlikte 2021-22 sezonunda Sevilla’nın ligde en az gol yiyen takım olmasında önemli rol oynadı. Sevilla onun bu performansı sayesinde 38 maçta sadece 30 gol yedi. O dönem Avrupa’nın 5 büyük liginde onlardan daha az gol yiyen takımlar İngiliz ekipleri Manchester City ve Liverpool’du.

AVRUPA LiGi VE OLiMPiYAT ŞAMPiYONU

CARLOS, Sevilla’nın 2020 yılında İnter’i 3-2 yenerek Avrupa Ligi Kupası’nı kazanmasında da yine önemli figürlerden biriydi. Brezilya ile Japonya’da düzenlenen 2020 Olimpiyatları’nda altın madalya da kazandı. Brezilyalı stoper, Haziran 2022’de Aston Villa’ya katıldı. Carlos, 2022-23 Premier Lig sezonunun açılış gününde Bournemouth’a karşı ilk maçına çıktı. Ancak 2. maçında sadece bir hafta sonra aşil tendonundaki yırtık nedeniyle ameliyat olmak zorunda kaldı. Bir sezon sonra mayıs ayında Wolves’a karşı geri döndü.

EMERY ‘iHTiYACIM VAR’ DEDi AMA...

AĞUSTOS ayında Sevilla eski oyuncusunu yeniden kadrosuna katmak istedi. Fiziksel gücü, hava hakimiyeti ve savunmadaki liderliğiyle savunma hattını yeniden güçlendirmeyi isteyen Sevilla, İngiliz kulübüyle transfer konusunda anlaşamadı. Aston Villa’da Unai Emery geçen ay “İhtiyacımız var. Bize gerekli olan Diego Carlos’un tecrübesi” demişti. Aradan geçen 1 ayın ardından gelinen noktada Emery’nin ihtiyaç duymasına rağmen Fenerbahçe tecrübeli oyuncuyu renklerine katmayı başardı.

Yazının Devamını Oku

Solskjaer ile hücumcu ve enerjik bir kartal

18 Ocak 2025
Beşiktaş'ın yeni teknik direktörü Ole Gunnar Solskjaer, saha kenarına geçmeden önce Manchester United’ın en önemli figürlerinden biriydi.

Altın jenerasyon olarak görülen 92 sınıfının en önemli isimlerinden olan Solskjaer; Beckham, Giggs, Scholes, Nicky Butt ve Gary Neville gibi unutulmaz oyuncular arasında yer aldı. 1996 yılında Norveç ekibi Molde’den Manchester United’a transfer olan Solskjaer, Old Trafford’da 11 sezon geçirdi ve Premier Lig’de 235 maçta 91 gol atarak takımının 6 lig şampiyonluğu kazanmasında önemli rol oynadı.

Solskjaer, 1999 UEFA Şampiyonlar Ligi finalinde Bayern Münih’e karşı uzatma dakikalarındaki o unutulmaz golü atarak United’a kupayı kazandırdı. Premier Lig maçında 4 gol atan tek yedek oyuncu unvanı hala ona ait. Solskjaer, 2007 yılında futbol kariyerini sonlandırdıktan sonra Sir Alex Ferguson’la çalışmaya devam etti. Altyapıda çalışan Norveçli teknik adam ilk olarak forvet antrenörü olarak görev aldı.

MOLDE'YE 100 YIL SONRA HAYAT VERDİ

Kasım 2010’da Molde’nin teknik direktörü olan Solskjaer, ilk sezonunda Norveç ekibini 100 yıllık tarihindeki ilk lig şampiyonluğuna ulaştırdı. Bir sonraki sezon yeniden lig şampiyonluğunu kazanan teknik adam aynı zamanda Norveç Kupası’nı da kazandı. Premier Lige, 2014’te Cardiff City teknik direktörü olarak dönen Solskjaer, takımı küme düşmekten kurtaramadı. Buradaki kısa süreli çalışmasının ardından Molde’ye dönen teknik adam bu kez şampiyon olamadı ancak iki sezon üst üste ligi ikinci sırada bitirdi.

MOURINHO AYRILDI YUVAYA DÖNDÜ

Jose Mourinho’nun ayrılığı sonrası 2018’de efsaneleştiği Manchester United’a geçici olarak dönen teknik adam çıktığı 13 maçta 10 galibiyet aldı. Bu çarpıcı başarının ardından Şampiyonlar Ligi’nde PSG’ye karşı aldığı çok önemli zafer sonrası 3 yıllık sözleşme onun için yeni bir dönemin başlangıcıydı. Eski günlerini arayan United ile ilk sezonunda ligi 3. sırada bitiren teknik adam, ikinci sezonunda ikinci oldu. Ancak UEFA Avrupa Ligi finalini Villarreal’e karşı penaltılarda kaybetmesi onun United dönemine büyük darbe vurdu. Hemen akabinde ligde oynadığı 7 maçta 1 galibiyet alması Solskjaer’in Kasım 2021’de Old Trafford’dan ayrılmasına sebep oldu. Solskjaer, takımdan ayrıldığında Kırmızı Şeytanlar, ligde 7. sırada yer alıyordu.

HAKSIZ ELEŞTİRİLERE MARUZ KALDI

Sıralama olarak baktığımızda Solskjaer’in United dönemini başarısız olarak adlandırmak çok doğru olmayacaktır. Takıma kazandırmak istedikleri ve kulübün sahibi olan Glazers ailesinin ona hem transferde hem de takım içi dengelerde destek olmaması Solskjaer’in Old Trafford macerasının kısa sürmesine sebep oldu. Mourinho sonrası göreve gelir gelmez iyi bir seri yakaladı. Ancak Herrera, Pogba ve Matic gibi oyuncuların sakatlıklarına rağmen takımı canlandırmayı başardı. Yaz döneminde Lukaku, Sanchez ve Pogba gibi oyuncuları uzaklaştırmak istedi. Forvette Haaland’ı istiyordu. Maguire, Wan-Bissaka ve James’i transfer etti. Ancak Glazers’lar yine onun isteklerine karşılık vermedi. Ocak ayında İgahlo ve Bruno Fernandes gibi isimler onun tercihi olmamasına rağmen transfer edildi.

Yazının Devamını Oku

Rakip forma düşmanınız değildir, sizin en iyi olmanızı sağlar

12 Ocak 2025
Girona FC’nin teknik direktörü Michel, son iki sezonda İspanya futbolunda adından en çok söz ettiren isimlerin başında geliyor.

Sahadaki performansı kadar toplumsal değerlere bakış açısı da kıymetli. Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir panelde konuşan Michel, “Futbol dünyası gelişti ama hâlâ spora zarar veren sloganları duyuyorum. Çok fazla nefret ve anlaşılmayacak derecede bir rekabet söz konusu” dedi.

Rakibin düşman olarak görülmesini eleştiren Michel, “Rakip forması düşmanınız değil, en iyi performansınızı göstermenizi sağlayan şeydir. Bizler küçük çocukların kendilerine baktığı aynayız. Bunu toplumun ihtiyaç duyduğu bu değerlerle yapmak istiyorum. İnsanların yaptığınız şeyden keyif aldığını görmek için teknik direktör oldum” ifadelerini kullandı. Ülke futbolunun bu kadar kutuplaştığı bir dönemde Michel’den öğrenecek çok şeyimiz var. O anlatmaya devam ettikçe ben bu köşeden paylaşmaya devam
edeceğim...

FUTBOLDAKi MAÇ TAKViMi KRiZiNiN ÇARESi NBA’DE

Real Madrid kalecisi Thibaut Courtois, futbolda 1 numaralı tartışma maddesi haline gelen yoğun maç takvimi konusunda dikkate değer bir görüş ortaya atarak, sorunun çözümü için NBA’i örnek almaları gerektiğini söyledi.

Belçikalı file bekçisi, “Sporcuların dinlenmesine izin vermeyen baş döndürücü bir takvime sahibiz. Çok para kazanıyorsun bahanesine artık son vermemiz lazım. 10 oyun daha az oynayarak da para kazanabilirsin. Sorun çok fazla oyun olması değil, sorun bizlerin dinlenme eksikliği” dedi.

NBA’in uyguladığı sistemin kendileri için çözüm olacağını belirten Courtois, “Kimsenin oyuncuları dinlediğini sanmıyorum. FİFPRO (Uluslararası Profesyonel Futbolcular Federasyonu) oyuncuları korumaya çalışıyor ancak diğer yönetim organlarının bunu hesaba katmadığını düşünüyorum. Yazın NBA gibi 2 ay tatiliniz varsa, 1 ay vücudunuzu dinlendirebilir, 1 ay da antrenman yapabilirsiniz. İnsanlar toplam 9 aya daha hazırlıklı olacaklardır. Dinlenmediğiniz zaman sakatlıklar artıyor” ifadelerini kullandı. Bakalım uzun zamandır oyuncuların şikayet ettiği yoğun maç takvimi bir çözüme ulaşacak mı?

REAL MADRiD VE BARCELONA YILIN iLK KUPASI iÇiN SAHADA

Yazının Devamını Oku

Trabzonspor geri döndü

9 Ocak 2025
Alanyaspor galibiyeti bordo mavililer için bir anlamda yeniden başlangıç anlamına geliyor.

Trabzonspor adına uzun süren kötü gidişatı durdurmak adına kupa maçında alınacak galibiyet son derece önemliydi. Ekim ayında ligde alınan galibiyetten sonra 2024’ü Bodrumspor’u yenerek kapatan ekip adına bu maç bir anlamda yeniden başlangıç anlamına geliyordu. İlk yarıda fırsatları harcayan taraf Alanyaspor oldu. Hem direk hem kaleci Uğurcan’a takılan Alanyaspor aradığı golü bulamadı. Trabzonspor ise ilk bölümde oyunun kontrolünü ele almaya çalışan bir anlayışa sahipti. Ve her iki takım da soyunma odasına beraberlikle gitti.

iKiNCi BÖLÜMDE FIRTINA KOPTU

Son bölüme ilk yarının aksine çok hızlı başladı Trabzonspor. Karadeniz fırtınasına yakışır bir anlayışla rakip kalede etkili olan ekip ön alandaki etkisiyle kısa sürede Visca’nın ayağından ilk golü buldu. Alanyaspor savunmasını yıpratan Banza gibi Trabzonspor’u ayağa kaldıran isimlerden biri de Muhammed Cham’dı. Genç oyuncu ilk golde olduğu gibi ikinci golde de Banza’ya servisi sağlayan isimdi. Rakibini 20 dakikalık ablukaya alarak tamamen sürklase eden Trabzonspor’da perdeyi kapatan Nwakaeme oldu.

YAKALANAN HAVA SÜPER LiG’E YANSIR

Şenol Güneş ve oyuncuları adına özellikle ikinci yarıdaki akıcı futbol ligin devamı için son derece kıymetli. Yakalanan bu hava ve formu artan oyuncular Trabzonspor’u üst sıralara taşıma adına önemli. Özellikle Banza’nın her geçen gün üstüne koyması, Muhammed Cham’ın özgüvenli oyunu ve Nwakaeme-Visca gibi iki önemli tecrübe bu oyunun gidişatı açısından son derece kritik.

<iframe width="750" height="422" src="https://www.youtube.com/embed/kYXECsa6DbI?autoplay=1&mute=1&enablejsapi=1" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" referrerpolicy="strict-origin-when-cross-origin" allowfullscreen ></iframe>

Yazının Devamını Oku

Bir zamanların David De Gea’sı Mert Günok

8 Ocak 2025
Mert, Beşiktaş’a büyük bir konfor sağlayarak hep oyunun içinde tutuyor.

En son 7 Aralık’ta Fenerbahçe derbisini kazanan Beşiktaş tam 1 ay sonra Sivas karşısında kazanarak galibiyeti hatırladı. Beşiktaş’ın hem sahada hem de yönetim anlatımında sıkıntılı bir dönemden geçtiği hepimizin malumu. Sahada bir şeyler yapmaya çalışan bir oyuncu grubu var ama savunmadan hücuma kadar bağlantılarda büyük sorunlar yaşıyorlar. Ağustostan aralık ayına kadar olan süreç Beşiktaş adına siyahla beyaz kadar farklı. Sivas deplasmanında da bu farkı bir kez daha izledik. İlk yarıda temposu yüksek ve golü bulan Beşiktaş ikinci bölümde tamamen sahadan kayboldu.

BEŞiKTAŞ KÖTÜ MERT HEP iYi

Beşiktaş'ı ayakta tutan yine kaleci Mert Günok oldu. Onu izledikçe David De Gea’nın Manchester United dönemini düşünmeden edemiyorum. Manchester United ne kadar kötüyse De Gea o kadar iyiydi ve takımını ayakta tutuyordu. Manchester United onun boşluğunu hala dolduramadı. Şimdilerde De Gea konforunu Fiorentina fazlasıyla hissediyor. Mert için de aynı şeyleri söylemek fazlasıyla mümkün. Beşiktaş ne kadar kötüyse Mert o kadar iyi. Ve Beşiktaş’a büyük bir konfor sağlayarak hep oyunun içinde tutuyor. Dün galibiyetin en büyük mimarıydı. Özellikle Sivasspor’un serbest vuruşunda öyle bir kurtarışa imza attı ki o dakikadan sonra deyim yerindeyse kalesinde daha da büyüdü.

TEKNiK ADAM SORUNU ÇÖZÜLMELi

Başkan Serdal Adalı göreve gelir gelmez herkesin gönlündeki isim Sergen Yalçın’a yöneldi. Ancak onun da haklı gerekçeyle görevi kabul etmemesi üzerine teknik adam konusunda kafalar tamamen karıştı. Bu durum oyuncuların ruh haline de fazlasıyla yansımış durumda. Rafa Silva’dan genç Semih’e kadar hiçbiri eski formunda değil. Beşiktaş bu sezonu daha fazla heba etmeden teknik adam sorununu bir an önce çözmeli. Aksi halde önümüzdeki sezon için de parlak şeyler söylemek çok mümkün olmayabilir.

<iframe width="750" height="422" src="https://www.youtube.com/embed/kYXECsa6DbI?autoplay=1&mute=1&enablejsapi=1" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture; web-share" referrerpolicy="strict-origin-when-cross-origin" allowfullscreen ></iframe>

Yazının Devamını Oku

Teknik adamlar değişiyor ama Manchester United’ın makus talihi değişmiyor

1 Ocak 2025
Alex Ferguson sonrası yüzü pek gülmeyen Manchester United, teknik direktörlere ve futbolculara harcadığı paraların karşılığını bir türlü alamıyor. Erik Ten Hag’ı kovduktan sonra tam 20 milyon Euro tazminat ödeyen United, takımın başına yeni getirdiği Ruben Amorim için de Sporting’e 10 milyon Euro bonservis ödedi. Tüm bu harcamalara rağmen hedeflediği sonuçlara ulaşamayan Kırmızı Şeytanlar, Amorim yönetiminde çıktığı 8 Premier Lig maçının sadece 2’sini kazanırken, 3’ü son üst üste olmak üzere 6 karşılaşmanın 5’ini kaybetti.

Portekizli teknik adamın tüm kulvarlarda çıktığı 11 resmi müsabakanın karnesi ise; 4 galibiyet, 6 mağlubiyet, 1 beraberlik. Lider Liverpool’un 23 puan uzağında olan Manchester United’ın, küme düşme potasına olan mesafesi sadece 7 puan.

AMORiM: KÜME DÜŞEBiLiRiZ

19. haftayı 22 puanla 14. tamamlayan takımın durumu o kadar kötü ki, Amorim, herkesi şoke eden bir itirafta bulunarak, takımının küme düşme ihtimallerinin bulunduğunu söyledi. “Taraftarlarımıza karşı açık olmalıyız” diyen Amorim, şöyle devam etti:

“Küme düşmemiz ihtimaller arasında. Bir şeyleri değiştirmek zorundayız ancak bu sezon hepimiz için çok zor olacak. Buradan daha güçlü çıkabiliriz ancak daha fazla savaşmak zorundayız. Bu durum gerçekten çok zor. Bu büyük kulübün tarihinin en kötü dönemlerinden birisini yaşıyoruz.”

WAYNE ROONEY YiNE KOVULDU

İngiltere Championship’te 9 maçtır kazanamayan ve 23 haftası tamamlanan ligde 18 puanla son sırada yer alan Plymouth’ta kötü gidişin faturası teknik direktör Wayne Rooney’ye kesildi. Kulüp, 39 yaşındaki çalıştırıcı ile karşılıklı anlaşarak yolları ayırdığını açıkladı.

Manchester United’ın efsane futbolcuları arasında yer alan Rooney, teknik adamlık kariyerinde umduğunu bulamadı. İngiltere’de Derby, Birmingham, Plymouth, ABD’de DC United takımlarını çalıştıran Rooney, hepsinde başarısız oldu ve görevine son verildi. Özel hayatı da sorunlu olan Rooney, en son kimliği belirsiz bir kadınla evine girerken görüntülenince İngiliz medyasından sert eleştiriler aldı.

SEZONUN YILDIZI NOTTiNGHAM FOREST

Yazının Devamını Oku

Dünyanın en büyük kulübü de olsan kurallara uyacaksın

29 Aralık 2024
Liverpool’un ve birçok kişiye göre dünyanın en iyi sağ beki olan Trent Alexander-Arnold sezon sonunda büyük olasılıkla Real Madrid’e imza atacak.

Buradaki önemli detay, altyapısından yetiştiği ve 8 yıldır A takımında forma giydiği kulübüne para kazandırmadan gidecek olması. Real Madrid bu yaz PSG’den aldığı Kylian Mbappe’de uyguladığı taktiği bu kez İngiliz oyuncuda uygulayacak ve bir kuruş bonservis bedeli ödemeden kadrosuna katacak.

iSPANYOLLAR ASLA TAViZ VERMiYOR

180 milyon Euro’luk dünyanın en pahalı futbolcusu Mbappe’nin ardından 75 milyon Euro değer biçilen Arnold’u bedavaya renklerine bağlamaya çalışan Real Madrid’in bu transfer politikasında İspanya’daki sıkı mali denetimler çok önemli rol oynuyor. İspanya’daki bütün kulüpler gelir-gider dengesine dikkat etmeye mecbur. Bu konudaki kurallar kesin ve hiçbir şekilde taviz verilmiyor. Dünyanın en büyük kulübü Real Madrid de olsan mali yapın sağlam olmak zorunda.

BARCELONA DA BÜYÜK SIKINTIDA

Benzer durum Barcelona için de geçerli. Mevcut transferleri kaydettirmekte zorlanan Katalan kulübü, Dani Olmo konusunda sıkıntılı günler yaşıyor. Maaş dengesini tutturmaya çalışan kulüp bu durumu çözemezse Olmo’yu oynatamama tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Ağustos ayında 55 milyon Euro’ya RB Leipzig’den alınan Olmo, takıma katıldığı ilk günlerde Andreas Christensen’in uzun süreli sakatlığı nedeniyle geçici olarak kaydedilmişti. Ancak bu kayıt sadece 31 Aralık’a kadar geçerli olacak. Barcelona yönetimi şimdi Olmo’nun maaş limitine takılmaması için mali kaynak yaratmaya çalışıyor.

MLS, BUNDESLiGA’YI SOLLADI PREMiER LiG’E KAFA TUTUYOR

Geçtiğimiz ay Amerikan Futbol Ligi (MLS) yönetimi, 2024 yılında maçları 12 milyondan fazla taraftarın izlediğini açıkladı. Bu rakam, dünyanın 1 numaralı ulusal futbol organizasyonu olan İngiltere Premier Lig’den sonra en fazla seyircinin olduğu lig anlamına geliyor. Lionel Messi’nin lige gelişiyle birlikte hem Apple TV abonelikleri 2 milyonu geçti hem de son 2 yılda tribünlerdeki seyirci sayısı 3 milyon arttı. Ancak Premier Lig’den sonra ikinci sırada yer almaları bazı detayları göz önüne aldığımızda matematiksel olarak büyük yanılgıları içinde barındırıyor. Bunları şöyle sıralamak mümkün:

TAKIM VE MAÇ SAYISI DAHA FAZLA

Yazının Devamını Oku