Hayattan bir dilim

ARAMIZDA “Zelig”di bir diğer adı.

Haberin Devamı

Woody Allen’ın Zelig’i gibi düşünün, her konuda en ateşlimiz o olurdu.
Solcu mu olunacak gider en alakasız fraksiyonu savunur.
İçki mi içilecek, galonla içmeye kalkar.
Âşık mı olunacak, körkütük, yol bulamayan deli divane gibi âşık olur.
Tatil için gittiği Ege kasabasında “bir kızın peşindeyken”, kızın ekolojik bir hassasiyet noktasını fark ettiği anda mesela, “Antik cam atölyelerini kurtaralım ey insanlık” diye eylemler organize eder, doğayı sever, yeşili korur..
Delikanlılık yıllarımızı İstanbul sokaklarında beraber çiğnemişiz.
Zelig öldü, kaybettik arkadaşımızı.
Acımız taze.

* * *

Tunus’tan gelip ensemize yapışan sıcağın altında, Kabataş İskelesi’nde bir kurtarıcı bekliyoruz üç arkadaş.
Kurtarıcı, bir tekne suretinde beliriyor.
Kurtarıcımızın adı, “Slice of Life” (Dexter’in kulakları çınlasın); zaten biz de “hayattan bir dilim” kapmak niyetindeyiz.
Misyon sahibiyiz, çok yakışıklı bir misyon hem de, “Slice of Life”ı evine, Bodrum’a götürmemiz gerekiyor.
Böyle misyona can kurban.
Teknolojik imkânları genişletilmiş bir Sadun Boro, bir Piri Reis ruhuyla çıkıyoruz yola.
Kamuoyu eğilimlerinden, gazete manşetlerinden, transfer bombalarından, televizyon dizilerinden, İstanbul trafiğinden, Tunus sıcağından, Suriye hararetinden, Rusya soğukluğundan, her şeyden uzakta bir misyona odaklanıyoruz.
Biz, misyon gereği denize sığınmış, acısı taze, üç sarhoş denizciyiz artık.

* * *

Haberin Devamı

Yolumuz uzun ama güzel.
Denizimiz dalgalı ama müziğimiz sağlam...
Gün batmak üzereyken bir limana süzülerek giriyor teknemiz.
Uzun günün sonunda, hak edilmiş kadehlerimizi “Zelig” için kaldırıyoruz.
İçimizden “Zelig” diyoruz, “Şerefine dostum” diye tamamlıyoruz.
Acı ve mutluluk arasında hayattan bir dilim işte, hepsi bu...

Yazarın Tüm Yazıları