İsmet Solak: Zirve ve arena

İsmet SOLAK

Zirve bitti. Ama her şey bitmedi... Bence, en zor döneme girdik... Zirveden bir hafta önce, ‘‘Devlet ve Devlet Bey’’ başlıklı yazımda, ‘‘Devlet adamı Devlet Bey'in, vereceği zor karar çok önemli’’ demiştim. Zirvenin yapılacağı gün de, ‘‘Gözümüz Üstünüzde’’ başlıklı yazımda, Ecevit ile Yılmaz'ın, Devlet Bey'i iyi dinlemelerini ve dinlemekle kalmayıp çok iyi anlamaları gerektiğini vurgulamıştım.

Terör acısı hepimizi yakıp kavurdu. Şehit analarının hıçkırıkları ülkeyi yasa boğdu. Devlet Bey'in duyarlılığı buradan geliyordu..

Bundan sonrası neden daha önemli? Çünkü, bölücüler ve dış destekçileri bununla yetinmeyip, ‘‘Kürtçe TV, Kürtçe eğitim, özerklik’’ gibi talepleriyle baskı yapabilirler. Art niyet iyi niyeti boğabilir. Şahsen ürküyorum.

Dün Murat Sökmenoğlu ile konuştuk:

‘‘Zirveden çıkan sorumluluk paylaşımını ve istikrar dayanışmasını Türk milleti yakın gelecekte daha iyi anlayacak ve takdir edecektir.’’

Ancak, din bezirgánlarının yaygara korosu yine devrede:

‘‘Kısırdöngü içindeki bazı siyaset adamları ile malum çevreler ulusal acıları oy kaygısıyla ve sorumsuzca kaşıyarak yarayı kanatmak istiyorlar.’’

Fazilet Partisi'nin yaklaşımı çok çiğ... Önemli olan bölünmemek:

‘‘Bu tarihi karar, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünü temin için alınmıştır. Din bezirgánları ile kara vicdanlı kalemlerin kini bu yüzden.’’

Din istismarcılarını sürekli büyüteç altında tutmak gerekiyor.

* * *

Kulislerde Uğur Dündar'ın son programı konuşuluyor. Din bezirgánlarının maskesi, Arena'da bir kez daha düşürüldü. Konya'daki Holdingler belgeseli gerçekten de ibret ve dehşet vericiydi.

- Milli Görüş Teşkilatı'nın camilerinde, imamlara komisyon vererek para toplattırmak, dini inançları ticarete alet etmek değil midir?

O ticaret, siyasetle de iç içe. Bostan kökeni gibi. Yüz milyonlarca mark. Belli kişiler bu paraları cebe indirip iç ediyorlar. Sonra garip kılıklı, sakallı Cinci Hoca ortaya çıkıyor. Ve holdingi ele geçiriyor. Ortaklarına Peygamber'le konuştuğunu bile söylüyormuş!

Evinde sandıklar dolusu belge ele geçiyor. O hálá ortalıkta dolaşıyor.

Sınıf arkadaşım oldukları için söylemiyorum; Uğur Dündar ve araştırmacı yazar Ercan Çitlioğlu, aslında devletin ödevini ekrana taşıdılar:

- Konya'da holding sayısı 70'e yaklaştı... Amaç, tümünü karalamak değil. Halkın inanç ve duygularını istismar edip kendi çıkarlarına alet edenlerin kamuoyu tarafından iyi algılanması önem taşıyor.

Bu bir uyarı... Para yatıranları olası zararlardan koruyacak aydınlatma görevini yaptılar. Bu çarpıklığa rağmen aymazlık içinde olanlar yok mu?

- Çook! Bunlar, faturayı kendileri ödeyecek. Sonra, ‘Nerde bu devlet?’ diye bağıracak. Başkaları da, ‘Devlet burda, aklınız nerde?’ diyerek onlara kızacak. İşte, Jet Fadıl'ın foyası ortaya çıkmadı mı?

Bir türlü akıl erdiremiyorum... Holding olmanın koşulları bu kadar basit mi? Ortakların hakları neden güvenceye alınamıyor?

- Felaket yıllardır, 'Geliyorum' diyordu. SPK Yasası yeni çıktı. Gerekli düzenlemeler bu yasada neden yapılmadı.

Devlete şimdi ben sormak istiyorum:

- Holding kurmak bu kadar basit mi? Bavullarla gelen paraların kaynağı ve nerelere gittiği niçin yeterince açıklanmıyor? Yüz binleri ilgilendiren soruna sırf yurt dışından taze para geldiği için mi duyarsız kalınıyor?

Zirvede zoru başaran liderler, bu yaraya da neşter vursunlar.

Gerekirse, MGK gündemine taşısınlar...