İsmet Solak: Çevik Paşa'nın tarihi kararı

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Ali Şen, Rumeli Yönetici ve İşadamları Derneği'nin davetine çağırırken çok ısrar etti: ‘‘Gelmeni istiyorum, demiyorum. Geleceksin İsmet, çok eski bir dost ve hemşerin olarak söylüyorum. Çevik Paşa konuşacak ve gelmeni o da istedi.’’

İyi ki, Ankara'dan kalkıp gelmişim. Tarihi bir karara tanık oldum:

- Cumhurbaşkanı, halk tarafından seçilirse aday olurum.

Bu sözler salonda bomba gibi patladı. Alkışlarla karşılandı. NTV'den naklen yayımlandığı için kamuoyunda da büyük etki yarattı. Aslında çok kişi zaman zaman bana bile, ‘‘Çevik Paşa ne yapacak? Siyasete atılacak mı?’’ diye soruyordu. Bir hafta önce, POSTA yazarı Turan Salman telefon etmişti:

‘‘Sen Çevik Bir'i yakın tanıyorsun. Güvenilir bir kaynak, Çevik Bir'in bir siyasi parti kurmak istediğini söyledi. Var mı böyle bir şey?’’

İçtenlikle yanıt vermiştim:

‘‘Bu aşamada siyasete girmeyeceğini ısrarla söylüyor. Ancak, bana bir vakıftan bahsetti. Siyasi Araştırmalar Vakfı'nı kuracağını söyledi.’’

Salman, ‘‘Vakıf bahane, asıl amaç siyasi partiymiş’’ diye ısrar etmişti. Ben de inatla karşı çıkmıştım:

‘‘Yapma Turan, bu vakıf olacak. Bana da kuruculuk önerdi.’’

Gülerek, ‘‘Bana bu bilgiyi veren kaynak, parti kuruluşunda senin adını da söyledi, şunun doğrusunu öğren de köşeme yazayım’’ demişti. Biraz kızıp, ‘‘Kulağımın arkası da gitti, ne işim var siyasette’’ diye diretmiştim.

Sonunda, Çevik Bir'in parti veya vakıf kurması halinde aynı gün bunu kendi köşelerimizde yazma sözü verdik. Ama, Çevik Paşa önceki gece 'bomba' gibi patlayınca sözümü tutamadım.

Çevik Paşa, bir emekli orgeneral. Askerler, bir işin planını programını, hesabını kitabını yapmadan bu tür kararlar vermezler. Verseler de herkesin önünde açıklamazlar. Çevik Paşa da, karargáh yönetmiş bir komutandır. Böyle bir kararı, belli yerlerden sinyal almadan sanırım açıklamazdı.

Üstelik, tanıdığım Çevik Paşa'nın içi dışı birdir. İçinde ne varsa hiç sakınmadan dışa vuracak temiz bir yapısı vardır. Nitekim, Murat Birsel'in, ‘‘Paşam, biz ilk 100 gün programını sorarız, ilk icraatınız ne olacak?’’ diye sormasına önce çok kızdı. Bu soruyu 'alaycı' buldu. Beklenmedik tepki verdi. Oysa, Murat'ın üslubu alaycı değildi. Bir, yanlışını fark edince de hemen yanına geldi ve kamuoyu önünde özür diledi. Kucaklaştılar:

- İnan ki, vakıf kurucuları için belirlediğim ilk isimlerden biriydiniz Murat Bey, benim tepkimde art niyet aramayın. İçim dışım birdir.

Tam tanıdığım Çevik Bir idi. Murat'ın üzüntüsü sanırım azaldı:

‘‘Valla komutanım, siz kızınca içim eridi. Benim alay etmek gibi ne bir niyetim vardı, ne böyle bir şey yapabilirim.’’

Sonra işi şakaya vurarak, ‘‘Vakıf kurucusu olacağıma göre, Cumhurbaşkanı seçilince genel sekreter de yaparsınız’’ dedi. Gülüşerek ayrıldık.

O anda aklıma, ‘‘Acaba bu işe Demirel ne der?’’ sorusu takılmıştı. Dün Demirel, bu soruya açıklık getirdi:

- Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesini istemesi güzel bir şey. Ehil herkesin bu seçime girmeye de hakkı vardır, başka ne diyeyim?

Ben bu Meclis'in, Cumhurbaşkanı'nı halkın seçmesini sağlayan bir Anayasa değişikliği yapacağına ihtimal bile vermiyorum. Zaten, Çankaya'ya göz diken adayların sayısı da az değil.

Mesut Yılmaz'ın içi gidiyor. Yıldırım Akbulut, ayağına gelen kısmeti geri tepmemekte kararlı gözüküyor. Hikmet Sami Türk ve İsmail Cem'in adları geçiyor. Çevik Bir, bu Meclis'ten oy alamaz, bu kesin. Ama halktan alır.

Ancak uzun süre, bir cendere içinde olacak. Burası Türkiye!



Yazarın Tüm Yazıları