Fas’ın kuzeyi Avrupa kıtası, batısı Atlantik Okyanusu, diğer kısmıysa Afrika-Arap ülkeleriyle çevrili. Böyle bir konumdan rengârenk bir kültürün çıkması çok da şaşılacak bir durum olmasa gerek. Fas deyince akla ilk olarak Kazablanka gelse de bu harmanı en çok hissedeceğiniz şehir Marakeş. Kızıl renkli toprak evleri, cıvıl cıvıl pazarları, lüks otelleri ve canlı gece hayatıyla modern hayatın 1000 yıllık tarihe karıştığı bir şehir... Kent, surların içindeki eski şehir ‘Medina’ ile ‘Yeni Şehir’ olarak adlandırılan ‘Guéliz’ olarak ikiye ayrılıyor. Medina tarihi yapılarla ve pazarlarla, Guéliz ise modern binalar ve uluslararası markaların satıldığı dükkânlarla dolu. Peki, Marakeş’e gidenlerin uğramadan dönmemeleri gereken yerler nereleri?
1- Majorelle Bahçeleri’ni görün
Kentin en güzel noktalarından biri olan Majorelle Bahçeleri, 1919’da Fransız ressam Jacques Majorelle tarafından botanik bahçe olarak düzenlenmiş. Hastalığı sebebiyle Marakeş’e yerleşen ressam, o dönem stüdyosunun da bulunduğu evinin etrafında bu bahçeleri oluşturmuş. 1962’de hayatını kaybetmesinin ardından bahçelerin de bulunduğu mülkü Fransız modacı Yves St. Laurent satın almış. St. Laurent burayı o kadar sevmiş ki 2008’de öldükten sonra külleri bu bahçeye savrulmuş. Çeşit çeşit kaktüsler, palmiye ağaçları ve eğrelti otlarının bulunduğu bu muhteşem bahçeyi mutlaka ziyaret edin. Harika fotoğraflar çekeceğiniz garanti…
Kitabınız diğer seyahat kitaplarından oldukça farklı. ‘Nerede ne yenir, nereler gezilir’ gibi klasik sorulara yanıt vermiyor. Seyahatlerinizi ve kitabınızı siz nasıl anlatırsınız?
Evet, rehber niteliğinde bir kitap değil. Seyahat etmek bana göre gittiğimiz destinasyonla ilgili üç başlığı keşfetmemizi sağlıyor. Lezzet, görülecek yerler ve insan. Maalesef gezen insanlara “Seyahat nasıl geçti” diye sorduğumuzda genelde yenilen, içilen ve görülen yerlerden bahsedilir. “Peki gittiğin yerde insanlarla temas edip günlük yaşamı, oranın kültürüyle ilgili bir şeyler öğrendin mi” diye sorduğumuzda genelde sessizlik olur.
Seymen Bozaslan
Bu nedenle mi tamamen insan odaklı bir yol çizdiniz?
Avrupa’nın en renkli kutlamaları
Yılbaşında Strasbourg & Colmar
Birbirinden güzel şehir ve kasabaların yer aldığı Alsace Bölgesi’nde bir taraftan ışıltılar ve süslemeler içerisinde gezerken, diğer taraftan Alman ve Fransız sentezi yemekler aklınızı başınızdan alacak.
İstanbul- Stuttgart uçuşundan sonra başlayacak turun ilk durağı Strasburg. Burada Almanya’nın en iyi korunan bölgesi olarak adlandırılan eski şehir bölgesinde Notre Dame Katedrali’ni, Rohan Sarayı’nı Avrupa Parlamentosu’nu ve İnsan Hakları Mahkemesi binalarını görebileceksiniz. İkinci ve üçüncü gün ise daha yoğun. St. Martin Katedrali ve lsace bölgesinin en güzel köylerinden biri olan Riquewhire gezilecek yerlerden bazıları... Ayrıca bölgede çikolata dükkânlarından birinde çikolata tadımı da yapacaksınız. Tura Turizm, 29 Aralık-1 Ocak. Fiyatı: İki kişilik odada tek kişi konaklamalı 7.619 TL. (www.turaturizm.com.tr)
3 Aralık
Film Müzikleri Konseri
Sinema Senfoni Orkestrası
Repertuvarında yalnızca yerli ve yabancı film müzikleriyle müzikal ve popüler eserlerin senfonik tarzda sunumları bulunan, pop orkestrası ‘Sinema Senfoni’nin 3 Aralık akşamı saat 20.00’de Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde konseri var. Şef Hakan Şensoy’un yönetimindeki orkestranın repertuvarında James Bond, Bizim Aile, Hababam Sınıfı, Çöpçüler Kralı, Anlamazdın, Hayat Güzeldir, Titanic, Gladyatör, Karayip Korsanları, Görevimiz Tehlike gibi filmlerin unutulmaz müzikleri bulunuyor. Konsere, filmlerden görüntüler de arka planda eşlik edecek. Bilet fiyatı: 35 lira. (biletix.com)
5 Aralık
Tayland’daki en büyük ve en turistik ada Phuket. Güney Tayland’da Andaman denizi kıyısında bulunuyor. Anakaraya küçük bir köprü ile bağlı olan ada, hem doğal güzellikleri, hem sualtı zenginlikleri, hem de renkli gece hayatı ile turistleri yıllardır turistlerin akınına uğruyor. Ülkemizden vizesiz gidiliyor olması da işin bonus tarafı. Yalnız uzun uçak yolcuğunu göze almanız gerekiyor. İstanbul üzerinden Tayland’ın başkenti Bangkok’a ve Phuket’e direkt ve aktarmalı uçuşlar bulunuyor.
Tropikal iklime sahip olmasından dolayı yıl boyu ortalama sıcaklık 30 derecelerde… Durum böyleyken deniz suyu sıcaklığı da ortalama 30 derecelerde seyrediyor. Aralık-Mart arası kurak dönem, diğer aylar ise yağmurun olacağı yağışlı dönem. Özellikle eylül ayında giderseniz fazlaca ıslanabilirsiniz. Dünyanın balayı ve aile tatili için en çok tercih ettiği yerlerden biri olan Phuket’te turizm imkânları da bir hayli geniş. Birbirinden farklı yüzlerce tur firması mevcut. Bu firmalar vasıtasıyla uçak biletinden konaklamaya, havalimanı transferinden günübirlik turlara kadar tatilinizi a’dan z’ye planlayabilirsiniz. Peki bu mavi ve yeşil cennette nereleri gezmeli, neler yapmalı?
1- Her şey ayaklarınızın altında
Phuket Big Buddha
Sri Lanka’dan getirilen mermerden yapılan dev heykele ulaşmak için 5-6 km’lik bir dağ tırmanışı gerçekleştirmeniz gerekiyor. Buradan Phuket, Paton ve diğer bütün yerleşim yerlerini görebiliyorsunuz. Heykelin hemen altında yer alan tapınakta Budistleri meditasyon yaparken izlemek de mümkün.
2 Kasım
Visa Bosphorus Regatta Yelken Yarışı
‘Yarış bahane, eğlence ve ödüller şahane’ sloganıyla duyuruldu. 100’e yakın yelkenli Boğaz’dan geçerken seyirlik manzaralar oluşturacak. Parkur Beşiktaş/Çırağan-Sarıyer arasında, başlama saati 12.00. Anadoluhisarı, Bebek, Anadoluhisarı şamandıraları dönüldükten sonra yarış yine Çırağan’da son bulacak. Her yelkenli teknenin katılabileceği gezi sınıfı parkuru ise Sarıyer’den başlayacak ve Çırağan’da tamamlanacak. Yarışların en iyi izleneceği noktalar Arnavutköy Akıntıburnu, Bebek Sahil, Rumelihisarı, Anadoluhisarı ve Beylerbeyi Sahili olacak.
Gezeceğin Varsa Göreceğin De Var
Serkan Ocak, Hürriyet Seyahat’in Yayın Yönetmeni olduğu dönemde yayımlanan gezi yazılarını, eğlenceli bir üslupla ‘Gezeceğin Varsa Göreceğin De Var’ kitabında topladı. Hürriyet Kitap etiketiyle raflardaki yerini alan eser Ocak’ın Ruanda, Küba, Dominik, Kırgızistan, İsviçre, İtalya, Fransa, Maldivler, Karadağ, Hindistan, Kenya, Avusturya, Norveç, Yunanistan, Finlandiya gibi 25 ülkede yaşadığı seyahat deneyimi ve maceralardan oluşuyor. Dünyanın keşfedilmeyi bekleyen yerlerinin izini de süren kitabın en ilgi çekici bölümlerinden biri Hindistan’ın en ücra köşesinde, Nagaland Eyaleti’nde ‘kafatası avcılığı’ da yapan Konyak Kabilesi’nin hayatı…
Ayhan Sicimoğlu kitapla ilgili düşüncesini arka kapakta “Enerjisi ve kıvrak ahengiyle Serkan Ocak bu kitapta dünya ile dans ediyor” diye kaleme almış. Ertuğrul Özkök’e göre ise Serkan Ocak, bu çağın Coustea’su... Sayfaları çevirdikçe bolca tarih ve doğa kokan fotoğraflarla başka dünyalara gideceğiniz garanti. Serkan Ocak ise hem seyahatlerini hem de kitabın okuyucuya sunduklarını: “Hayatta insanların kendilerine yapabilecekleri en güzel iyilik seyahat etmek. Ne kadar çok yer görür, ne kadar farklı insan tanırsanız hayata bakışınız da o kadar değişecektir. Bu kitapta dünyanın bilinmeyen noktalarına seyahate meraklı olanlar için ışık tutmaya çalıştım. Bana kalırsa herkes ömründe bir kez buraları görmeli” diye tanımlıyor. Fiyatı: 39 TL.
Mehdi’yi Beklerken
Nedim Gürsel yeni kitabında okuyucuyu İran’da yolculuğa çıkarıyor, sadece turistik gözlemlerini aktarmıyor, sansür ve yasaklarla da hesaplaşıyor. Kitapta Tahran’ın saraylarından İsfahan’ın camilerine, Şiraz’ın gül bahçelerinden Persepolis’in duvar kabartmalarına kadar her şeyi bulabilirsiniz. Ayrıca Gürsel, modern İran edebiyatının önde gelen kısa hikâye yazarı Sadık Hidayet ve şair Füruğ’un hayatlarının da izini sürüyor. Fiyatı: 26 TL.
Çok Gezenti: Şehirler ve İnsanlar
Ne oldu da böyle bir maceraya atıldınız, hep aklınızda olan bir şey miydi?
Emin Cihan: Aslında her şey bir hayalle başladı. 2017’de arabamızla İtalya’ya gitmiştik. Bu keyifli yolculukta Maya karavan hayalleri kurdu hep. Türkiye’ye döndükten sonra da kararlılığını sürdürdü. Hatta para biriktiriyordu bunun için. Bileklikler yaparak ailemizdekilere satıyordu. Çok istiyordu, biz de 2018’de bir panelvan alıp ailece karavana çevirdik. Sonra öğretim üyeliğinden istifa ettim ve yollara düştük.
Öncesinde sık sık geziler yapıyor muydunuz?