4 Ağustos 2008
BEŞİKTAŞ Futbol Takımı’nın içinde uyuyan güçler Avusturya kampında ortaya çıktı. İzleyenler bile şaşırdı. Usta oyuncular sahnede yer alınca futbol, gol ve estetik izlendi. Teknik direktör Ertuğrul Sağlam’ın böylesine güçler olduğu düşüncelerinden bile geçmiyordu. Süper Lig’de formayı sahaya koysan rakip karşısında beraberlik alır. Önemli olan içindekileri oynatmak. Geçen yıl bu güçleri uyandırıp eyleme dönüştürebilseydi, Beşiktaş tarihinde önemli devrim olurdu.
Beşiktaş zevk verecek
7’nci hazırlık maçında takım oyunu sergileyen siyah beyazlılarda yeni sezonda Serdar Özkan hazırlık maçlarında olduğu gibi Avrupa kupaları, Süper Lig ve Türkiye Kupası’nda gücü yettiğince takımı sırtlar. Orta alanda top sürmesi ve asistleri ile takımı coşturdu. Yeni transferlerden Zapotocny tecrübesini çok iyi kullanıyor, ama yanında orta sahaya yayılacak pozisyonları oluşturacak İbrahim Toraman tarzı futbolcu mumla aranıyor. Genç Aydın Karabulut’un yetenek ve tekniği ayrı özellik taşıyor. Topu ayağına aldığında rakip eksiltip kontratağa rahat çıkıyor. Kaleci Rüştü hem tecrübesi hem de performansı ile defansı rahatlatıyor.
İlk yarı Serdar Özkan ve Delgado’nun faktörüyle 3-0 kapandı. İkinci yarıda Kocaelispor Ahmet Dursun, Adem, Semavi gibi güçlü oyuncuları ile mücadele edince ortaya daha zevkli bir karşılaşma çıktı. Beşiktaş, sergilediği olumlu tabloya göre hem Avrupa, hem Süper Lig hem de Türkiye Kupası’nda zevk verecek. 15 yaşındaki Necip Uysal, Tuna Üzümcü, Uğur İnceman, Batuhan, Sezer böylesine oturmuş kadronun temel taşları arasına girip adeta takımla bütünleşmişler. Tuna, hem defans hem de ofansta etkili oldu, üstelik maçın kapanış golüne de imzasını attı.
Kocaelispor hazır değil
Takımda görev alanlar, koşuyor, asist ve markaj yaparak birbirlerine yardım ediyorlar. Şimdiden kombine almayanlara acıyorum. Bu kadro ayakta alkışla izlenir.
Kocaelispor’un güçlü ve tam kadro antrenman yapan Beşiktaş karşısında yapacak bir şeyi yoktu. Çünkü teknik direktörü Engin İpekoğlu transferlerini testten geçirip önce takım kurgusunu oluşturuyor. Forvet ve kanatlara acil takviye şart. Aksi taktirde asansöre biner geldikleri yere giderler.
Yazının Devamını Oku 16 Haziran 2008
SÖZÜN bittiği yerdi gruptaki son maç.
Kim mutlu sona ulaşırsa Avrupa'nın en iyi 8 takımından biri olacak ve çeyrek finalde B Grubu lideri Hırvatistan ile eşleşecekti. Ve unutulmaz maç sonunda Çekler'i ilk kez yendik. Vizeyi alnımızın akıyla aldık.
Ölüp ölüp dirildiğimiz maçı kalede Tuncay Şanlı'yla bitirdik. İkinci yarıdaki inancımız, son 15 dakikadaki gollerimiz 70 milyona bayram sevinci yaşattı..
Karşılaşmaya hızlı başlayan Çekler, ilk dakikalarda kalemizde etkili olmaya başladı. Sağ ve sol kanat ortalarında kafa hakimiyeti çok güçlü Koller vasıtasıyla gol arayan Çekler, aradıkları golü de 34. dakikada bu oyuncuyla buldu. Ay yıldızlılar ise bu yarıda defansa yönelik bir oyun düzeniyle oynarken, rakip kalede etkili olamadı. Özellikle Mehmet Topal ve Mehmet Aurelio ileride top atacak ve oyunu yönlendirecek futbolcu bulamayınca geriye oynamak zorunda kaldı.
12. dakikada Jankulovski'nin serbest atıştan altıpasa gönderdiği topa, Koller yatarak kafayı vurdu ve meşin yuvarlak üstten az farkla auta çıktı. 17. dakikada Tuncay'ın yaklaşık 20 metreden attığı sert şutta top yandan auta gitti. 19. dakikada Matejosky'nin ceza çizgisi üzerinden attığı sert şutta, Volkan topu son anda çizgi üzerinde kontrol etti. 21. dakikada Sionko'nun sağ taraftan ceza alanına gönderdiği topa, son anda Servet müdahale ederek mutlak bir golü önledi.
34. dakikada Grygera'nın sol taraftan ceza alanına gönderdiği topu Koller kafayla kaleci Volkan'ın elleri arasından ağlarla buluşturdu: 1-0.
BASKILI BAŞLADIK
İkinci yarıya takımımız Semih'in yerine Sabri sahaya çıktı. Milliler ilk yarıya oranla bu devreye daha baskılı başladı. 53'te kazanılan serbest atışı Hamit kullandı. Tuncay'ın kafa vuruşunda top Cech'nin ellerinde kaldı. Baskılı oyun sonrası savunmada açık vermeye başladık. 61. dakikada Koller kontra atakta Volkan ile karşı karşıya kaldı. Kötü vuruşu auta çıktı. 60'ta sakatlanan Emre Güngör'ün kenarda olduğu anda ikinci tehlike golü getirdi. 62. dakikada sağ kanattan yapılan ortada Plasil, Sabri'den önce kale önünde topa dokundu farkı ikiye çıkardı: 2-0.
68. dakikada Tuncay'ın kafa vuruşu Cech'te kaldı. 71'de Polak'ın kafa şutu yan direkte patladı. 75'te umutlandık. Sabri, Hamit'i kaçırdı. Bu oyuncunun ortasında Arda gelişine vurdu, farkı 1'e indirdi: 2-1. 81'de Hamit ortaladı, Servet topa kötü kafa vurunca, top kale yerine auta gitti. 87'de skoru eşitledik. Hamit ceza sahısına ortaladı. Cech topu elinden kaçırdı. Nihat önünde bulduğu topu ağlara gönderdi: 2-2. 89'da tarih yazdık... Hamit, Nihat'ı kaçırdı. Oyuncumuz müthiş vurdu ve çeyrek finali getirdi: 3-2.
Yazının Devamını Oku 27 Nisan 2008
BEŞİKTAŞ gibi 105 yıllık takım oyunculuğu her yönüyle kalite gerektirir. Bir takımda kaliteli oyuncu sayısı ne kadar fazla ise, sahaya yansıtılan oyunun rengi değişir. Kötü oynarken bile birinin ferdi yeteneği ile kazanma şansın yükselir. Sezon başından bu yana savunmada İbrahim Toraman, orta alanda Serdar Özkan, forvette Holosko’dan başka büyük takım oyuncusu olmadığını avaz avaz bağırdım. Beşiktaş’ın farkı kadrodan bu üç oyuncuyu çıkarttığınızda daha iyi anlaşılır.
Kaliteli futbolcunun azlığında kaliteyi arttırmak ve ihtiyacı gidermek için 2 milyon Euro’ya alınan Gordon Schildenfeld’den, Türkiye İkinci Lig B Grubu’nda tahminen 45 tane futbolcu vardır. Bu da Beşiktaş Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam’ın ne kadar "çürük" oyuncu seçimi yaptığının önemli kanıtıdır. Başkan Demirören ve yönetim kurulu gelecek sezon için daha dikkatli davranmalı. İpleri eline almalı. Gordon, olayından ders çıkarmalı ve transfer yapmış olmak için oyuncu alınmamalı.
Alt yapıdan yetişen İbrahim Kaş, Bülent, Mehmet Sedef gibi oyunculara ne kadar haksızlık edilmiş olduğunu düşünmek gerek. Dün Holosko, Serdar Özkan, Tello, İbrahim Toraman gibi yetenekler olmasaydı ne gol, ne de futbol izlenirdi.
Çirkin olaylar
Güneyli futbolseverler o kadar futbola susamışlar ki, tribünlerde boş yer bırakmadılar. Güzel havanın ve gollerin atıldığı günün tek kötü olayı Bursasporlu taraftarların 5 Ocak Stadı’ndan polis korteji ile kovulmasıydı. Futbol ve spor fair play, dostluktur. Tüm bu kötülüklerin mimarı hiç şüphesiz iki hafta önce Beşiktaş’ı şikecilikle suçlayan eski yönetici Lemi Keskin’dir. Çirkin iftira ile iki büyük kulübü birbirine düşman eden Keskin’den adalet mutlaka hesap sormalı. Futbol sevgisi yüzünden tribüne Adana Demirspor forması giyerek giren yeşil beyazlı taraftarlara eziyet çekme, hakkı kimseye verilmez.
Maçın hakemi Bünyamin Gezer ilk yarı rezil bir yönetim gösterdi. Her pozisyona düdük çaldı. Holosko’ya gösterdiği kartta hatalıydı. Egemen’e kart göstermesi gerekirken hareketlerini teşvik etti...
Sezon başı yapılan yanlış transferlerin kurbanı olan Bursaspor’u ligde düşmekten kurtaran Samet Aybaba ve talebeleri rahatlık içinde çıktıkları siyah beyazlı takım önünde futboldan çok gelecek yılı düşünmeye başladıklarını gösterdiler. Aybaba, Beşiktaş’a karşı 15 yaşlarında İsmail Özgür’ü, Volkan Şen’i, Volkan Bekiroğlu’nu oynatıyor ve puan yerine oyuncu kazanmayı düşünüyorsa sonuç ne olursa olsun alkışlanmalı.
Yazının Devamını Oku 21 Nisan 2008
SEZON başında ortaya konan büyük hedeflere herkes inandı. Ertuğrul Sağlam, futbol yaşamında böylesine bir ortam ve rahatlık bulmamıştı. Maddi, manevi her türlü desteği arkasında bulan Sağlam, kafa yapısına uyan tüm oyuncuları alırken, "Taraftara şampiyonluk yaşatacağım" diyordu. Yönetim dahil kimse de ortaya çıkıp, "Lideri olmayan kadro ile mi?" diye sormayı akıl edemedi.
Tam 9 ay oldu takım hala değişim süreci geçiriyor. Kümede kalması bir hayli zor olan Rizespor karşısında böylesine korkak ve inançsız olunmasını bir türlü çözemedim. Söylem ve uygulamaların birbirleri ile örtüşmediğine sezon başıdan bu yana şahit olduk. Sesimizin yettiği kadar takımın ruhunun, kimliğinin ve oyun yapısının kaybolduğunu haykırdık. İnternetteki görüntüleri nedeniyle vazgeçilen Drpiç’in yerine alınan Gordon’un kaleci Rüştü ile birlikte Mustafa Çiçek’in golünü izlemesi, şampiyonluktan uzaklaşmanın en önemli göstergesiydi. Daha önceki maçların kasetleri izlense, defansta böylesine hatalar yapılmazdı.
Delgado ders verdi
İlk yarının son dakikasında sisteme isyan ederek Sağlam’a inat, forvete kaçan İbrahim Kaş’ın hırsı ve temposu beraberliği getirdi. Devre arasında yöneticiler iyi ki soyunma odasına inip gerekli uyarıları yaptı. Beşiktaş’ın tek yıldızı Delgado, ikinci yarıda oyuna girip, hem gol attı, hem de maça hareket getirdi. Kulübede 45 dakika rehin tutulan Delgado, futbolun nasıl oynanacağını herkese gösterdi. Ve Arjantinli galibiyete imzasını attı.
Serdar Özkan, Aydın Karabulut, İbrahim Kaş iyi ki alt yapıdan yetişmiş. Bu pırıl pırıl gençler, Sağlam’ın milyon dolarlar harcatarak aldırdığı yabancılardan daha verimli olduklarını herkese gösterip, ders verdiler. Sağlam’a rağmen Beşiktaş bireysel gayretlerle küme düşme potasındaki Rizespor’u yendi. Kazanan haklıdır. A planı olmayan takımın, C ve D planı da olamaz.
Beşiktaş sezonu en kötü dördüncü sırada bitirir. 105 yıllık geçmişi olan koskoca takım İntertoto’ya mı gidecek? Ortada bir hata varsa cezasını sorumlusu çekmelidir.
Çaykur Rizespor’un bu durumlara düşeceği, sezon başında transferleri yapan Samet Aybaba’nın gönderilmesinden sonra belliydi.
Yazının Devamını Oku 12 Nisan 2008
BAK sevgili hocam; olmuyor diyoruz, olmuyor. Beşiktaş’ın orta sahası bu malzeme ile tek adamla oynamaz. Savunmaya destek yanında hücum oyuncularına asisti ve servisi kim yapacak? Holosko bile görünmüyor. Hele, hele böyle Gençlerbirliği OFTAŞ gibi çabuk çıkan takımlara az adamla yakalanırsan gol yemen kaçınılmaz olur. Bu inadın altında yatan nedir? Yoksa stajyer öğrencilere verilen dersin süresi dolmadı mı... Bu kafa ile gidersen, bu inatta ısrar edersen Beşiktaş, İnter-Toto’ya bile zor katılır. Allah’tan geldiğin takım Kayserispor ile aradaki puan farkı çok da, Beşiktaş’ın dördüncülüğü garanti.
Kapasite bu kadar
Gençlerbirliği OFTAŞ önünde aynı anda siyah beyaz forma altında 6 adet büyük takım oyuncusu olmayan futbolcu yer aldığını gördük. Ne kadar boş ve hoş olmayan transferler yapılmış. İyi ki, böylesi sorumsuzlukların hesabını soracak mahkemeler yok. Yoksa, çok kişinin canı yanardı. Düşünsenize sezon başı Higuain, Diatta’yı alıyorsunuz oynatmadan cebine milyon dolarları koyup gönderiyorsunuz.
Tribünlerin boş kalmasını sağlayan sözüm ona takımlarını çok sevdiklerini söyleyen taraftarların da bunda payı çok büyük. Sahaya atılan 50 kuruşluk su şişesi yüzünden milyon dolarlara malolan Beşiktaş’ın kaderi ile oynadılar. Tribündeki virüsleri tek tek tesbit edip, cezaları onlara ödettirilmeli. İbrahim Toraman, Serdar Özkan, Aydın Karabulut yanlarındaki etkisiz oyunculara rağmen dün yine oynamaya çalıştılar. Çünkü takımın kapasitesi bu.
Bravo OFTAŞ’a
OFTAŞ Teknik Direktörü Osman Özdemir, Beşiktaş’ı Sağlam’dan iyi çözmüş. Orta alan ve kanatlardaki zaafları çok iyi kullandırttı. Murat Kalkan, Serkan Atak, Giray gibi oyuncular neden milli takıma alınmazlar, ya da tavsiye edilmezler, büyük takımlarda oynamadıkları için mi?
Sevgili Başkanım Yıldırım Demirören... 4 yıldır bu kulübün başkanısın. 4 sezon ara transfer dönemleriyle beraber 8 transfer dönemi geçmiş. Her transfer döneminde teknik direktörler yüzünden % 87.5 yanlış yapma hakkını bile kullanamamışsın. Sezon başında takım çalışırken antrenörlük kursuna giden Sağlam’ın takımı bu hale getireceğini düşünmedin mi? Sağlam, deneme yanılma sistemi ile bu işi öğrenecek olsaydı, öğrenirdi. Ben sezon başı ümidimi kesmiştim. Önümüzdeki yılın hesaplarını şimdiden yapmak lazım.
Yazının Devamını Oku 7 Nisan 2008
BEŞİKTAŞ dün sezon başından bu yana sergilediği istikrarsızlığını bir kenara bırakıp Sivasspor karşısında ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün "Ben sporcunun zeki çevik ve ahlaklısını severim" sözüne ve özüne layık oynadı, goller attı. İbrahim Toraman, "Yıldız" diye sunulan Sivasspor’un golcüsü Mehmet’in nefesini kesti. Siyah beyazlı defansın değişmez sigortası olan Toraman rakip kontratakları radar gibi takip ederek, milli takımda arayışlar içinde olanlara da hazır olduğunu gösterdi.
Alt yapıdan yetişen Aydın Karabulut, tekniğine ve zekasına rağmen neden bugüne kadar PAF takımına gönderildiğinin ve takıma kazandırılmadığının hesabını sergilediği futbolla sordu. Anlayana! Sivasspor, genç Aydın’ı durduramadı. Büyük başarılar büyük oyuncularla kazanılır. Elinde bonservisi olanları sokaktan çevirip kulübe getirirken nazlananlar, Holosko’nun neden 5 milyon Euro ettiğini gözlemlemiştir. Gordon’un dün 34’ncü ve 62’nci dakikasında kafasına top çarptı. Sivassporlu Mehmet’in attığı golü ise izledi.
Sahadaki ruh
Beşiktaş dün Süper Lig’de geç de olsa Sivasspor’u yenerek şampiyonluk yolunda olduğunu kişilikli oyuncuları ile gösterdi. Bugüne kadar takıma beş kuruşluk katkısı olmayan Delgado iyi ki kadroda yoktu. Delgado, Sivasspor maçını izlemişse baklava sisteminde nasıl hareket edileceğini gözlemlemiştir. Tello, top Sivasspor forvetine geçince savunmaya geçti. Alanı daralttı. Ve hemen önüne pas almaya gelen orta saha ve forvet oyuncularına da destek verdi. Zaferlere yelken açan takımların içinde mutlaka bir yada iki süper futbol starı olur. Şehir olarak tribünleri dolduranlar Sivas’ın başarılı olacağına inanmış ama saha içindekilerle arasındaki ruh apayrı. Futboldan çok Sivasspor kalitesi sahaya yansımalı. Topu alan "Yıldız"ı arıyor. Ama o siparişle gol atmasına rağmen sahada yoktu!
Sivasspor sezonun en kötü futbolunu sergileyince Beşiktaş savaştı, oynadı ve ruhunu teslim etmiş ekiplere karşı her zaman olduğu gibi rahat kazandı. Ama rakipleri ile arasındaki fark kapanır mı, izin verirler mi, önümüzdeki haftalarda göreceğiz
Yazının Devamını Oku 27 Mart 2008
BELARUS maçı 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası için ölçü olacak bir karşılaşmadan öte antrenman niteliği taşıdı. Rakip, zemin, iklim ve ortamın çok kötü olduğu karşılaşmada teknik direktör Fatih Terim, 2008 Şampiyonası için kadroya alacağı genç oyuncuları denedi. Fakat şartlar ne olursa olsun milli takımlarda bir sistem olmalı. Ay yıldızlılarımız geçtiğimiz grup maçlarındaki hatalardan arınmış değil. Çabuk gol yeme hastalığı sürüyor. Ne kadar pansuman edilirse edilsin bu yara lidersiz kapanmaz.
Milli takımda, Denizlisporlu Yusuf Şimşek, Eskişehirsporlu Sergen Yalçın, Rizesporlu Altan gibi bileklerine hakim usta yönetmenleri aradık. Terim, sahaya çıkan 11 kişiden koşmasını istiyor. O zaman asist ve paslar kimden gelecek diye sormalı! Milli takımın grup maçlarından bu yana temel taşlarını oluşturan Nihat Kahveci, Tuncay Şanlı, Aurelio, Hamit’in yanında staj gören gençlerin hırsları dikkat çekti. Dünya futbol arenası İspanya’da top koşturan kaptan Nihat Kahveci’nin liderlik özellikleri sahaya mükemmel bir hava getirdi. Tuncay’a attırdığı gole de imzasını attı. Forvette forma giyen Serdar Özkan’ın, Gökhan Ünal’a verdiği paslar Türkiye’de normal maçlarda izleyeceğimiz pozisyonların çok üstündeydi.
Ders alınmalı
Nihat Kahveci, İspanya’daki temposunu İsviçre’deki Avrupa Şampiyonası’nda zirveye çıkartacak gibi görünüyor Ancak, A Milli Takım’ın Nihat gibi birkaç yıldızla değil, bu ustaların takım halinde oynamasıyla skora ve zafere taşınacağını Terim oturup düşünmeli.
Belarus’un attığı iki gol de ders olarak kamplarda gösterilmeli. Sistematik olarak sol kanatta başlayan paslaşma, sağ kulvarda sonuçlandı. Mehmet Topal, Hakan Balta fiziki yerine göz markajına yönelince Kutuzov topu çaprazdan filelere astı. İkinci golde ise defans yerlerde top aradı. Rüştü’nün yedeği olarak geçen maçlarda milli takıma alınan Beşiktaş kalecisi Hakan, Trabzonspor kalecisi Tolga’dan daha az mı gol yediği için tercih edilmiyor? Dünya üçüncüsü olmuş milli takımın file bekçiliğini yapan Gaziantepsporlu Ömer ya da Beşiktaş’ı geçen yıl Şampiyonlar Ligi’ne çıkartan Murat Şahin’in eksiğinin olduğunu düşünmüyorum. Milli takım forması temsil etme yeteneğine sahip herkese verilmeli. Sezon başından bu yana takım arayan ve antrenmanlara bile çıkmayanlar ay yıldızlı takıma çağrılırsa Türk futbolu, siyaset gibi kaos ortamına sürüklenir.
Yazının Devamını Oku 23 Mart 2008
YAZIKLAR olsun, takıma hiç bir hayrın yok bari zararın olmasın Bobo. Senin sezon sonu transferin mi, Beşiktaş’ın şampiyonluğu mu önemli? Ekrem’e attığın yumruktan sonra sakatlanan oyuncuya bakan hakem Hakan Sivriselvi’yi neden itiyorsun? Bütün bunları fiyatını düşürmek için mi yapıyorsun? Bedevi çölünü andıran Olimpiyat Stadında ter akıtan takım arkadaşlarına, maddi ve manevi destek veren yönetimine resmen ihanet ettin. Ayıptır, dünyanın parasını cebine indirip ülkene taşıyacaksın sonra da ekmek yediğin kulübe ihanet edeceksin. Unutma, Beşiktaş’ın bu sezon şampiyonluğu İstanbul Büyükşehir maçındaki kaybedilen puanla kaçarsa sorumlulardan biri olacaksın. Tabi suç sende değil geçen hafta takımı bozarak seni oyuna alanda diyeceğim ama içimden gelmiyor. Çünkü sen kalbimde iyi bir golcüydün. Dün akşam kırmızı kart görerek bittin.
Devre arasında soyunma odasına ilerleyen hakemin yolunu kesen Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam ve Menajer Sinan Engin neye itiraz ettiler anlaşılır gibi değil. Müdafa çizgi olduğunda Gökhan Zan ve Gordon çok ciddi hatalar yaptığından savunma kaleci Rüştü’ye kadar yaslanıyor. Bu da ciddi hataları beraberinde getiriyor.
B planı yok
İyi ki Başkan Yıldırım Demirören devre arasında Holosko’yu almış. Kendi takım arkadaşından pas almadan 4 pozisyon oluşturan Holosko beraberlik golünü atarak Ertuğrul Sağlam’a "Bu takım sezon sonuna kadar şansla değil, sistemle hedeflerine ulaşır" diyerek mesaj verdi. İbrahim Akın’da Beşiktaş’tan kendisini yollayan Teknik Direktör Sağlam’a attığı golle adeta yanıt verdi "Hoca senden ayrıldıktan sonra 5’nci golümü atıyorum. Ölmedim yaşıyorum" Sezon başından bu yana yazmaktan bıkmadım. Beşiktaş gibi hedefleri olan takımları hedeflere götürecek lider oyuncular olmalı. Yüreğini ve tekniği ortaya koyarak savaşan İbrahim Toraman ve Baki Mercimek olmayınca takımın ruhuda kayboluyormuş.
Serdar Özkan’dan ön libero yaratmaya kalkana şaşarım. Ön liberonun temel özellikleri topu kesmesi, havadan ve yerden, top çalması, çok koşması ve topu olumlu kullanmasıdır. Bunları hiç biri Serdar’da yok. Eğer 10 kişi kaldıysan ve hiç bir hamle yapamıyorsan B planın yok demektir. Hemen üçlü savunmaya dönüp, rakibi önde karşılarsan bu rakibin senin üstüne gelecek hali yok. Maçı Abdullah Avcı mı aldı yoksa, Bobo asist yapıp, Ertuğrul Sağlam mı verdi.
Delgado’ya Olimpiyat Stadı herhalde büyük geldi. İki çalım yaptı top kaptırdı. Beşiktaş kısa süre içi ele geçirdiği liderliği, ruhsuz bir şekilde sahada yer alan ve oluşturduğu kadroyu bir türlü doğru dürüst oynatamayan Sağlam yüzünden teslim etti.
Yazının Devamını Oku