Sürdürülebilir yaşamı kirletmeyin

SON günlerde herkesin ağzında bir laf var.

Haberin Devamı

“Sürdürülebilir” diyorlar.
Sanayicisi de, “Sürdürülebilir” diyor, madencisi de.
Moda sanıyorlar muhteremler, sürdürülebilir yaşamı.

***

Gün boyu, havayı, suyu kirletip, toprakları zehirleyeceksin.
Göstermelik olarak yaptığın arıtmayı çalıştırmayacaksın, atık sularını doğaya salacaksın.
Çevreyi koruyup kollamakla görevli olanlara, kafa kola alıp işini yürüteceksin. Zehir kusan bacalara filtre takmayacaksın...
Sonra da ortaya çıkıp sürdürülebilir bir yaşamdan bahsedeceksin...

***

Katlettikleri kendi yaşam kaynakları olduğunu bir bilseler..
Yarın o doğada evlatları, torunları yaşayacağını bir düşünseler.
Genlerinin bile bozulup nesillerinin hastalıklı olacağının farkına varsalar...
Yine de kirletmeye devam ederler miydi acaba.

***

Birkaç haftadır Aliağa’da kurulma aşamasına gelen (kömürle çalışacak) termik santrallardan bahsediyorum. O bölgenin hava kirliliğinin çok tehlikeli boyutlara geldiği mesajını veriyorum. Yetkililere, “Hava değerlerini açıklayın” diyorum.
Ne Şehircilik ve Çevre Bakanlığı’nın İzmir il müdürlüğünden ses çıkıyor, ne de İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanı Yıldız Sezgin Yılmaz’dan.
Tek ses veren Aliağalılar, Foçalılar. Gencelli, Kozbeyli, Bozköy, Çakmaklılar.
“Boğuluyoruz” diyorlar ve demir çelik fabrikalarının, bölgedeki büyük tesislerin baca gazlarını filtre etmeden doğaya saldığını söylüyorlar. Tekrar soruyorum etkili ve yetkili kişilere. Bunlarla etkin bir şekilde ne zaman mücadele edeceksiniz?

Haberin Devamı

Biyolojik savaşçılar görev bekliyor

SÜRDÜRÜLEBİLİR bir yaşam için su olmazsa olmazlardan.
Hayatımızda çok önemli bir yer tutan su, metabolizmanın düzenlenmesinde etkin rol oynuyor. Su, yediğimiz yiyeceklerde bulunan besin öğelerinin sindirimine, emilimine, taşınmasına yardımcı oluyor. Artık ve zararlı maddelerin böbrekle dışarı atılmasını sağlıyor.
Vücudumuzun yüzde 59’unu su oluşturuyor.
Bu kadar önemli bir madde olan tatlı su dünyamızda maalesef çok değil. Hızla artan nüfusun su ihtiyacını sağlayabilmek için ülkeler strateji belirliyor.
Ülkemizde maalesef su yeteri kadar bulunmuyor. Türkiye de su stresi yaşayan ülkeler arasında o nedenle kaynaklarımızı iyi kullanmak zorundayız. Atık sularımızı arıtmak zorundayız.

***

Haberin Devamı

Geçen gün gazeteye çevre sağlığı ilaçları, teknik eğitim ve danışmanlık hizmetleri veren Smirna şirketinden Kurtuluş Özdemir geldi. Yazı İşleri’nde görüştük. Mavi-Yeşil köşede daha önce yazdığımız “Çevrenin biyolojik savaşçıları” yazımızı çerçeveletmiş, bize gösterdi.
Taylandlı bir bilim adamının bulduğu, Amerikalıların alıp patentlediği ve hızla kullanımı yaygınlaşan biyolojik çevre savaşçısı enzimler, Biowish ürünlerini anlattı. “Bizim ürünlerimizde kesinlikle kimyasal yok. Temizleyici, koku giderici ve yağ gidericiler atık hatlarında kullanılıyor ve enzimler, yağ, kıl, sabun, deterjan ile yemek artıklarını parçalayarak hem koku gideriyor, hem de kanalların açık kalmasını bağlıyor” dedi.
Ürünlerin çöp bidonlarının kokularının giderilmesinde, akvaryumlarda yosunların yok edilmesine kadar çok değişik alanlarda kullanıldığı belirten Biowish İzmir Temsilcisi Kurtuluş Özdemir, “Otel, restoran gibi gıdayla uğraşan işletmelerin başına dert olan, kanal tıkanmalarını kırıp dökmeden çözüyoruz” dedi.
Ürünlerinin arıtma tesislerinde atık çamurunu yüzde 40 ile yüzde 90 arasında azalttığını da söyleyen Özdemir, “İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İZSU’ya başvurduk. ‘Bizim ürünlerimizin arıtma tesislerinde çamuru ne kadar azalttığını, kokuyu giderip, su kalitesini artırdığını gözlerinizle görün. Uygulama için bize yer gösterin’ dedik. 2 ay geçti hala yer gösterecekler” dedi.

HAVADA İS KOKUSU VAR

Haberin Devamı

Kışla birlikte şehirlerin havası bozuldu.
Kömür sobalarından çıkan kükürt dioksit havayı inanılmaz kirletiyor. Genizleri yakıyor. Her yerden “Kömür kokusundan duramıyoruz. Bu kömürlerin kalitesi denetleyen yok mu?” feryatları geliyor.
Sobadan sızan gazdan ölenlerin resimleri düşüyor gazete sayfalarına.
21. yüzyılda hala 19. yüzyıldan kalmış sistemlerle ısınmaya çalışıyoruz.
300 gün güneş gören memleketimde, güneşin enerjisinden faydalanamıyoruz.
Devamlı rüzgar alan memleketimin sathında rüzgar güllerini teleskopla arıyoruz.
Kış uykusundaki memleketimde fosil yakıtlardan medet umuyoruz.
Altı fokur fokur jeotermal kaynayan Balçova’da sokakları delik deşik edip, doğalgaz döşüyoruz.

***

Haberin Devamı

Foça Türkiye’nin Turizm öncülerinden olan bir yer.
Türkiye’nin ilk tatil köyü burada kuruldu.
1970-1980’li yıllarda ünlülerin uğrak yeri oldu.
Sonra beceriksizlik yüzünden o tatil köyü satıldı.
Foça; güneşi, kumu, rüzgarı çok ünlü.
Yani, yenilenebilir enerji kaynakları için verimli.
Gel gör ki, buradan da isli haberler geliyor.
Dilim varmıyor söylemeye, ama elim durmuyor.
Bu kadar beceriksizlik olur mu?
Enerji kaynaklarımız kuzu gibi uyurken, elin enerjisine avuç avuç döviz öderken, kevgire dönmüş bütçe dikiş tutar mı?


Su içmenin doğru zamanı
Su içiminin doğru zamanlaması bedenimizin etkinliğini en üst düzeye çıkarır.
1- Uyandıktan sonra 2 bardak su, iç organları uyandırır (etkinleşmesine yardımcı olur).
2- Yemeklerden 30 dakika önce 1 bardak su, sindirime yardımcı olur.
3- Banyodan önce 1 bardak su tansiyona yardımcı olur.
4- Uykudan önce bir bardak su kalp krizinden, inmeden korur.

Haberin Devamı


ÇEVRECİLERE ÇAĞRI
Çevre konusunda her türlü ihbarı, duyarsız çalışmaları ve resimleri bize iletebilirsiniz. Tabii güzellikleri de..
İbrahim Irmak Tel: 0533 414 24 57
cevreciiirmak@hotmail.com

 

 

Yazarın Tüm Yazıları