Paylaş
Amaç, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya için kamuoyunun dikkatini çekmek.
Gidip gördünüz mü hiç nasıl dikkat çekildiğini?
Eğer gitmediyseniz, lütfen kapanmadan görün ‘çevre’ temalı fuarı.
Etrafa saçılan pet şişelerden, bardaklardan, kağıtlardan, yollar üzerinde satılan plastik oyuncaklardan, ne idüğü belirsiz boyalarla renklendirilmiş balonlardan, sokak ortasında toz bulutu içinde açıkta satılan yiyeceklerden nasibinizi alın...
Ve ‘çevre’ temalı fuar nasıl yapılırmış, görün ve de biraz da ibret alın...
* * *
Dün akşam fuardaydım.
“Gidip görelim öyle yazalım” dedim.
Lozan kapısından girince, danışma bürosundan, “Hangi stant nerede” diye yerleşme planını istedim.
Yokmuş efendim. Bu yıl basılmamış.
“Yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya için” fuar yapanlar, anlaşılıyor ki insanları düşünmemiş.
Sayın İZFAŞ yöneticileri, Charles Darwin’in, “Bir saatini bile boşa harcamaya cesaret eden insan, hayatın değerini henüz keşfedememiş demektir” sözünü hiç işitmemiş...
* * *
Siz ‘çevre’ temalı fuar deyince ne anlıyorsunuz Allah aşkına.
Ben dün fuar hollerinde çevre için ne yenilikler var diye bakındım.
Yenilenebilir enerji kaynaklarını, geri dönüşüm tesislerini, arıtma ünitelerini, çöp öğütme aparatlarını anlatan stant var mı diye aradım.
“Kanserojen yapmayan boyalarla üretilmiş mamuller, giysiler, çevreye zarar vermeyen temizleyiciler nerede” diye sordum.
Organik ürünlerin tanıtılıp satıldığı, çevreci motorların, arabaların ve de teknolojilerin sergilendiği stantları aradım ama bulamadım.
* * *
Bulabildiğim, üç yıldır değişmeyen ve hollerin sokağında sağlı sollu yayılmış su arıtma cihazları satan firmaların standıydı.
Çamaşır asma ve kurutma sistemleriydi.
Oluk oluk akan insanların arasında ve de açıkta satış yapan midyecilerdi, macunculardı.
Pişmaniyeci, gözlemeci, gevrekçilerdi.
Hoparlörlerinden çıkan canhıraş sesler nedeniyle cep telefonunu kırma noktasına getiren GSM operatörleriydi.
‘Çevre’ temalı fuarda gürültü kirliliği yapan, “Her yıl daha yaşanmayası bir fuar yaratan” satıcılardı.
Aflatoksin sorununu bitirecek proje
Çevre temalı fuarda dün akşam gördüğüm tek olumlu gelişme Nesrin Coşkun kardeşimizin daha önce haberini yaptığı Prof. Işık Tarakçıoğlu’ydu. Siyah kumaşla ucuz maliyetle yüksek verimli güneş kolektörü yapıp sıcak su sağlayan Prof. Tarakçıoğlu buluşunu tanıtıyordu. Celal Atik Spor Salonu’nun arkasında, “70 TL’ye günde 300 litre sıcak su sağlayın” diyen Prof. Işık Tarakçıoğlu, koltuk altına katlanıp konan inanılmaz derecede pratik buluşunun meyve kurutmasında da yüksek verim sağladığını anlattı. “Kuru meyve ihracatında işadamlarının başına dert olan aflatoksin olayını bitirir mi bu alet” diye sorduğumuz Prof. Tarakçıoğlu bakın neler söyledi:
“İnsanlarımız maalesef küresel ısınmanın başımıza ne tür dertler açacağının hala farkında değil. Fosil yakıtlarla ozan tabakasını delmeye devam ediyoruz. Benim bu buluşum güneşten faydalanıyor ve sıcak su üretiyor. Bunu havaya da dönüştürebiliyoruz. Kesinlikle söylüyorum. Ürünleri bu basit sistemden faydalanarak kurutsunlar ve aflatoksini unutsunlar.”
Siyah kumaştan üretilen kolektörün milyonlarca kılcal boru sistemi gibi çalıştığını da belirten Prof. Işık Tarakçıoğlu, “Bu sistemi geliştirmek, klima sistemlerinde kullanmak mümkün. Ben elektrik sarfiyatını çok büyük oranda düşüren, onun yerine güneş enerjisini kullanan klima sistemi yaptım. Onun için girişimci arıyorum” dedi.
Aflatoksin nedir
Gıdalarda, tahıllarda, yemlerde ve kuru yiyeceklerde rutubetin artmasıyla, mantar türleri hızla üreyerek mikotoksin (küf zehiri) denilen zararlı bir toksin (zehir) üretirler. Bunların en önemlisi “aflatoksin”dir. Aflatoksinler, kuvvetli zehir ve kanserojen maddelerdir.
Paylaş