6 Nisan 2003
Genelde dünyada ama özelde ABD'de sayıları bir çığ gibi artan kadın puro içenlerin beklentilerine uygun açılan bar ve restoranlar çok popüler. 18. yüzyıldan beri örneklerini bildiğimiz az sayıdaki puro içen kadınları, günümüzde şaşırtıcı, hatta bizi kıskandıran hızla artan sayılara ulaştıran nedenler neler? Bunun cevabını günümüzün çok iyi tahsil yapmış, kendi yaşamının rotasını kendisi çizen, toplum ve aile baskısından kendini kurtarmış, kazandığı parayı kendi zevkleri için özgürce harcayan, puroyu güzel ve kaliteli bir yaşamın tamamlayıcı bir parçası olarak gören, hayatına yeni zevkler katan yeni nesil kadında buluyorum.
Eskiden sadece erkeklere ait güç, başarı ve servetin geleneksel sembolü olan puro, günümüzde artık kadınlara da ait. Puroyu öğrenmek için konu ile ilgili literatürü ve interneti takip eden kadınların sayısı küçümsenemeyecek kadar fazla. Bazen davetlerde puroyu o kadar güzel anlatan ve içen kadınlara rastlıyorum ki heyecan duymamak elde değil. Kendi kişisel aksesuarlarının seçiminde çok titiz olan kadınlar, puro aksesuarlarının seçim ve kullanımında da farklarını ortaya koyuyorlar.
Günümüzde, özellikle ABD'de şıklık, zarafet ve lüksün bir ifadesi olan puro gecelerinin baş davetlisi de artık kadınlar. Puro içen kadın kesiminin varlık ve önemini kabul edip, kendilerini onların isteklerine hazır hale getiren işletmeler aynen Avrupa ve ABD'de olduğu gibi bizde de pastanın büyük payını kapacaklar. Kadınları odaklayan vizyona sahip restoran ve barlar devamlı müşterileri olan puro içen kadınları bir PR aracı olarak kullanıp, mekanlarını onların puro içen-içmeyen diğer arkadaşlarına da tanıtma fırsatını yakalayacaklar. Akıllı işletmeler, puro içen kadınları hayati müşteri hedef kitlesi olarak belirleyip işletmelerinin dekorasyon, tuvalet tasarım ve hijyeni, havalandırması, şefleri, doğru fiyat politikası ve görgülü personeli ile yeniden yapılanıyorlar.
Dünyanın büyük şehirlerinde özellikle durgun geçen gecelerde işi hızlandırmak için temalı puro yemekleri düzenleniyor. Milano'da en son katıldığım, kadınlara endeksli bir bar-restoranın puro gecesindeki tema, Winston Churchill'in favori yemek, içki ve purolarıydı. Churchill ve puro hakkında bir otoritenin konuştuğu gecede erkekler sayıca ikinci planda kalmıştı.
Evlerinin dışında eğlenmeyi de seven kadın purocular işletme sahiplerinden, purolarını içerken kendilerine de ait olduğunu hissedecekleri, iç dünyalarını yansıtan bir mekan ve purolarını yakacak sıcak bir alev istiyorlar.
Yazının Devamını Oku 6 Nisan 2003
Genelde dünyada ama özelde ABD'de sayıları bir çığ gibi artan kadın puro içenlerin beklentilerine uygun açılan bar ve restoranlar çok popüler. 18. yüzyıldan beri örneklerini bildiğimiz az sayıdaki puro içen kadınları, günümüzde şaşırtıcı, hatta bizi kıskandıran hızla artan sayılara ulaştıran nedenler neler? Bunun cevabını günümüzün çok iyi tahsil yapmış, kendi yaşamının rotasını kendisi çizen, toplum ve aile baskısından kendini kurtarmış, kazandığı parayı kendi zevkleri için özgürce harcayan, puroyu güzel ve kaliteli bir yaşamın tamamlayıcı bir parçası olarak gören, hayatına yeni zevkler katan yeni nesil kadında buluyorum. Eskiden sadece erkeklere ait güç, başarı ve servetin geleneksel sembolü olan puro, günümüzde artık kadınlara da ait. Puroyu öğrenmek için konu ile ilgili literatürü ve interneti takip eden kadınların sayısı küçümsenemeyecek kadar fazla. Bazen davetlerde puroyu o kadar güzel anlatan ve içen kadınlara rastlıyorum ki heyecan duymamak elde değil. Kendi kişisel aksesuarlarının seçiminde çok titiz olan kadınlar, puro aksesuarlarının seçim ve kullanımında da farklarını ortaya koyuyorlar. Günümüzde, özellikle ABD'de şıklık, zarafet ve lüksün bir ifadesi olan puro gecelerinin baş davetlisi de artık kadınlar. Puro içen kadın kesiminin varlık ve önemini kabul edip, kendilerini onların isteklerine hazır hale getiren işletmeler aynen Avrupa ve ABD'de olduğu gibi bizde de pastanın büyük payını kapacaklar. Kadınları odaklayan vizyona sahip restoran ve barlar devamlı müşterileri olan puro içen kadınları bir PR aracı olarak kullanıp, mekanlarını onların puro içen-içmeyen diğer arkadaşlarına da tanıtma fırsatını yakalayacaklar. Akıllı işletmeler, puro içen kadınları hayati müşteri hedef kitlesi olarak belirleyip işletmelerinin dekorasyon, tuvalet tasarım ve hijyeni, havalandırması, şefleri, doğru fiyat politikası ve görgülü personeli ile yeniden yapılanıyorlar. Dünyanın büyük şehirlerinde özellikle durgun geçen gecelerde işi hızlandırmak için temalı puro yemekleri düzenleniyor. Milano'da en son katıldığım, kadınlara endeksli bir bar-restoranın puro gecesindeki tema, Winston Churchill'in favori yemek, içki ve purolarıydı. Churchill ve puro hakkında bir otoritenin konuştuğu gecede erkekler sayıca ikinci planda kalmıştı. Evlerinin dışında eğlenmeyi de seven kadın purocular işletme sahiplerinden, purolarını içerken kendilerine de ait olduğunu hissedecekleri, iç dünyalarını yansıtan bir mekan ve purolarını yakacak sıcak bir alev istiyorlar.
button
Yazının Devamını Oku 30 Mart 2003
<B> Geçen yılbaşı Madrid'den 'Joya de Nicaragua' marka bir kutu puro aldım. İçimini çok beğendiğim bu puro hakkında bilgi verir misiniz?</B> -Merak ettiğiniz bu markaya değinmeden önce önemli bir tütün ve puro ülkesi olan Nikaragua hakkında konuyla ilgili kısa bilgi vermek istiyorum. Dünyada Küba, Dominik Cumhuriyeti, Honduras ve Meksika ile birlikte kaliteli puro tütün ve puro üretiminde önde gelen Nikaragua, Orta Amerika’nın en büyük ülkesidir. Puro yapımında çok rağbet gören Nikaragua dolgu, bağlayıcı ve dış sargı yaprakları ülkenin iki mümbit vadisi olan 'Jalapa' ve 'Esteli'de yetiştirilir. Burası tüm puro üreticilerinin oybirliğiyle kabul ettiği gibi, Küba'nın ünlü 'Vuelta Abajo' bölgesine en yakın mikro iklim ve zengin mineral yüklü kırmızı topraklara sahip. Bu nedenle Nikaragua puroları gerçekten kalitelidir. Nikaragua'nın tütün yetiştirmeye uygun coğrafyasının farkına varan ünlü puro yapımcıları CAO, Padron, Perdomo, Torano, Placencia ve Fuente gibi aileler ülkeye milyonlarca dolarlık yatırım yaparak, çok beğeni kazanan purolarının harmanında sadece kendi yetiştirdikleri Nikaragua tütünlerini kullanmakla kalmayıp, bazı hatlarının üretimini de ya burada kendi fabrikalarında ya da başkalarına ait fabrikalarda fason yaptırmaktadır. (Devamı var)
Yazının Devamını Oku 16 Mart 2003
<B> ABD seyahatimde, puro mağazalarında 'segundos' denilen ucuz ikinci kalite puroların da satıldığını gördüm. Bunlar bazılarının dediği gibi defolu dış sargı yapraklarından yapılan purolar mı, yoksa tamamı kalitesi daha düşük yapraklardan sarılan purolar mı?<br><br></B> -Benim çeşitli yurtdışı seminerlerde anlatılanlardan öğrendiğim 'segundos' un kabaca iki ayrı tanımı ifade ettiğidir. İlki şu görüşü savunur: Günümüz puro pazarında; puro tüketiminin patladığı yıllarda oluşan talebi karşılamak için Dominik, Jamaika, Honduras, Nikaragua ve Meksika'da üretilen milyarlarca puro bulunmaktadır. Ne yazık ki, talepteki bu patlama 1997 yılının sonuna doğru sona erdiğinde, satışların durması nedeniyle stokları elde kalan üreticilerin çok kaliteli ya da 'premium' denilen puro ve tütün yapraklarına, onlara kredi veren bankalar tarafından el konmasından sonra ellerinde kalan düşük kaliteli, ucuz ama çok kötü de olmayan purolara 'segundos' denir.
Diğer görüş ise 'Macanudo seconds' da taraftar bulan tanımdır. Büyük uluslararası puro üreticileri her yıl önemli tütün yaprağı üreten ülkelerdeki hasatın en iyi-en kaliteli yapraklarını kapatırlar. Ve bu yapraklar üretim aşamasında asla deneyimi az olan sarıcılara emanet edilmezler. Saygın puro fabrikalarında kalite kontrolü esnasında, üretilen puroların en yaygın geri çevrilme sebebi harmanı oluşturan destenin ya çok gevşek ya da çok sık sarılmasıdır. İşte fabrikalarda çeşitli nedenlerle birinci ya da 'premium' kaliteli puro olarak ayrılmayanlar 'segundos' olarak piyasaya verilir. 'Segundos' olarak ayrılan puroların bir nedeni de dış sargı yaprağındaki kozmetik görüntü dışında içim kalitesini asla etkilemeyen ufak tefek kusurlardır. Tanınmış üreticilerin 'segundos' olarak satılan purolarını, kaliteli purolarınızı içmeye kıyamadığınız zamanlarda rahatlıkla içebilirsiniz. Ben kaliteli puro - segundos ilişkisini tanınmış bir araba markasının standart aksesuvar veya full aksesuvarla satılan tiplerine benzetirim. Her ikisi de bana aynı zevki verir. Ancak bir tanesi biraz daha fazla. Ben de 'segundos' içiyorum ve de hiç şikayetçi değilim.
Aynı puroyu farklı saatlerde içtiğim zaman farklı lezzet alıyorum. Bu normal midir?
-Herkesin (vücut kimyasına bağlı olarak) purodan zevk aldığı bir içme saati vardır. Bu saatler dışında içildiğinde, purodan almanız gereken tadı-keyfi alamayabilirsiniz. İnsan damağının lezzeti algılama yeteneği içilen puro sayısı ve içme sırasıyla bağlantılıdır. Bir günde çok sayıda içilen puro damağı körletir. Herkesin damağı farklı olduğundan sizin için kaç puro fazladır, siz belirleyeceksiniz. Puroyu aç veya tok karnına içmek, içim öncesi ve esnasında yedikleriniz ve içtikleriniz de purodan aldığınız lezzeti etkileyecektir. Orta gövdeli bir puro içecekseniz zengin yiyecek ve sert içkilerden kaçının. Aksine hafif yiyecekler-içecekler zengin-güçlü purolarla uyum sağlamaz. Zengin-güçlü purolar benzeri yiyecek-içecekleri, orta-güçlü purolar da hafif yiyecek-içecekleri tamamlar. Günde birden fazla puro içen biri iseniz, purolarınızı hafiften güçlüye giden bir sırayla içmenizi tavsiye ederim.
Tütün yaprağının ekilen tohumdan itibaren, puro olmaya hazır olana kadar geçen süre ortalama ne kadardır?
-Ekilen tohumun fide olana kadar geçen süre 6 haftadır. Fidenin yataklara ekilmesini takiben hasatın başlamasına kadar geçen süre ise 120 gündür. Hava koşullarına bağlı olmak kaydıyla dış sargı yaprağı ortalama 90 günde büyür. Direkt güneş altında yetiştirilen dolgu ve bağlayıcı yaprakların büyüme süresi 45-70 gündür. Yaprakların, hava şartlarına bağlı olarak, kurutulma işlemi 45-60 gün alabilir. Kurutma safhasından sonra, ilk fermantasyon 35-40 gün sürer. İkinci fermantasyon ise, yaprakların nerede kullanılacağına bağlı olarak 30-90 gün sürer. Yapraklar tüm bu ve başka (tasnif, damar temizleme vs.) gibi proseslerden geçtikten sonra puro olarak sarılmaya başlamadan önce, fabrikadan fabrikaya bağlı olarak 1-5 yıl süreyle bekletilerek, lezzet katmak ve harmonisinin dengelenmesi hedeflenir.
Yazının Devamını Oku 9 Mart 2003
<B>Daha önceki yazılarınızda birkaç kez değindiğiniz makine yapımı 'Dutch' ya da 'Kuru' denilen purolar hakkında bilgi verir misiniz?</B> -Purolar sayısız şekil ve ebatta üretildikleri halde hepsinin tek bir anatomisi vardır: Dolgu, bağlayıcı ve dış sargı yaprağı. Dolgu yaprakları kısa ve uzun diye ikiye ayrılırlar. Uzun dolgu yaprağı denilince adından da anlaşılacağı gibi puronun gövdesi boyunca destelenen tek parça halindeki yaprak anlaşılır. Kısa dolgu ise tek bir parça yerine ince kıyılmış yapraklardan üretilen puroları ifade eder. İşte 'Dutch' purolar bu ikinci sınıfa girer. Bu purolarda kullanılan tütünler tabii ki Hollanda'da yetişmez. Bunların harmanında önemli miktarda Sumatra yaprağı kullanılır. Bu gelenek Endonezya'nın 'Dutch East Indies' olarak bilindiği koloni yıllarına gider.
Günümüzde bu tip puroların uluslararası ihracatının % 60'ını elinde tutan Hollanda puro sanayidir. Baharat burnu ön plana çıkan bu aromatik puroların harmanı asırlardır bir sır olarak saklanmaktadır. Birinci sınıf bir 'Dutch' puronun harmanında 15 ila 20 arası farklı tütün kullanıldığı bilinmektedir. Bu yapraklar Java ve Sumatra'nın volkanik bölgeleri ile Brezilya ve Küba'nın humusça zengin killi topraklarında yetiştirilir. Farklı ülke yaprakları puroya o ülkeye özgü lezzeti verir. Sumatra yaprağı lezzet yoğundur. Java'nın lezzet ve aroması ise Sumatra'dan daha güçlüdür. En belirgin tat Brezilya yaprağındadır. Kaliteli bir 'Dutch' puronun keyfini çıkartırken çoğunlukla Sumatra ile Java, belki az da olsa Brezilya ve Küba tütünü içiyorsunuzdur. 'Dutch' puroların dışında başka ülkelerde üretilen kısa dolgu purolar da vardır. Mesela Java purosunu ele alalım. Java tütününün dokusu Sumatra'ya kıyasla daha kalın ve kabaca olduğundan görünümü de daha kabadır. Brezilya purosunun rengi iyice koyu olduğu için, içiminin sert ve güçlü olduğu zannedilse de, tamamen tersidir. Bu puro hem güç hem lezzet olarak inanılmayacak kadar hafiftir. Premium Dutch purolarda sadece kaliteli gerçek tütün yaprağı kullanılır. Kalitesiz ve dolayısıyla ucuz olanlarda ise ıskarta yapraklar, bir nevi tütün selülozu ve yapay tatlandırıcılar bulunur. Bu purolara kuru denmesinin nedeni, yapımında kullanılan yaprakların işlenmesi sırasında suni ısı kaynağı ile özellikle kurutulmasıdır. Özel nem giderme prosesi nedeniyle bu puroları diğerleri gibi humidor içinde saklamaya gerek duyulmaz. Bu purolar ideal olarak rutubet ve ısının çok değişiklik göstermediği ortamlarda 18 - 20 derecede, % 9 - 13 arası rutubette saklanmalıdır. Bu purolara örnek olarak kaliteli markalar arasında Agio, P.G.C. Hajenius, Dannemann, Christian of Denmark, Schimmelpenninck, Villiger, Willem ve Henry Winterman'ı sayabiliriz.
Yazının Devamını Oku 2 Mart 2003
Puro içen yakın bir arkadaşım çok yalın yazmam nedeniyle beni eleştirerek yazılarıma biraz renk ve cinsellik katmamı istemişti. Bu yazımı ona ithaf ediyorum. Ben puroyu kadına benzetirim. Duyularım, aynen güzel bir kadında olduğu gibi seçtiğim puronun bana keyif verip vermeyeceğini daha ilk bakışta söyler.
Dış Görünüm: Bir puro mağazasına girdiğimde, güzel bir puro görünce heyecanlanırım. Aynen kadında olduğu gibi bu ilk bakışta aşk olabilir.
Koku: Güzel kokan bir kadın ilgimi çektiği gibi güzel kokan bir puro da beni baştan çıkartır.
İlk Temas: Tıpkı kadında olduğu gibi ona ilk dokunduğumda elime ipeğimsi, yumuşak, pürüzsüz bir doku gelirse o puroyu tercih ederim.
Tat: Dış görünüm ve kokusu ne kadar çekici olursa olsun kesin kararımı vermek için her ikisini de mutlaka önce tadarım.
Yıllanma: Bu madde şarap, kadın ve puronun bakımıyla ilişkilidir. Kadınlar da tıpkı şarap ve puroda olduğu gibi kendilerine ne kadar iyi bakarlar ya da bakılırlarsa o kadar düzgün yıllanırlar.
Yazının Devamını Oku 23 Şubat 2003
Puro yedinci sanatın doğuşuyla birlikte beyaz perdedeki yerini aldı. Sinemadaki ilk puro içimini gösteren sahne 1904'de çevrilen George Melies'in ‘‘Every Man His Own Cigar Lighter’’ filminde oynanmıştır. O tarihten sonra da azılı gangsterlerden trilyoner bankacılara kadar birçok puro içen karakterin etrafında dönen entrikalar film endüstrisinde işlenmiştir. 1922'de seyirciler, Eric von Stroheim'in sanat şahaseri kabul edilen filmi ‘‘Foolish Wives’’ da Prenses Olga Petschnikoff rolünü oynayan Mae Busch tarafından şaşkına çevrilmişlerdi. Çapkın bir aristokrat prensesi oynayan aktrist, beyaz perdede ilk kez puro içen kadın oyuncu olmuştur. Beyazperdede sigara içen kadın oyuncuların başında, Orson Welles'in 1958 yılında çevirdiği ‘‘Touch of Evil’’ filminde puro içen Marlene Dietrich gelir. Orson Welles'in kendisi ise yirminci yüzyılın en meşhur puro içicileri olan Fidel Castro ve Winston Churchill'e en büyük rakip olmuştur. Kendi çevirdiği filmlerde sıkça görünen Welles, bilhassa ‘‘Citizen Kane’’de sergilediği rol ile ün kazanmıştır. Puro içen bir medya imparatoru ile ilgili gerçek bir hikayeye dayanan bu filmde puro; güç, servet ve kendini beğenmişlik ile eş anlamlı olan kapitalist zengini sembolize etmiştir. Charlie Chaplin de oynadığı filmlerde çizdiği portre ile zengin, dejenere ve acımasız kapitalistlerin negatif imajını vurgulamıştır. ‘‘Gold Rush’’ isimli filmin son sahnesinde yoksul bir serseriyi oynayan Chaplin kötü huylu bir milyonerin yere attığı puro izmaritini çiğnerken görüntülenmişti. Ünlü komedyen Groucho Marx'ın oynadığı filmlerde ağzında yanmamış puro eksik olmamıştır. Alfred Hitchcock, Stanley Kubrick, George Burns, Bill Cosby, Michael Douglas, Demi Moore ve Arnold Schwarzenegger filmlerde puro içen sanatçılardan sadece bir kaçıdır. Puro içenin kötü adam olduğu imajını silmek için 1990'lı yıllarda puro üreticilerinin sponsor olduğu reklam filmlerinde puro içen sinema oyuncularına sıkça rol verilmişti.
Yazının Devamını Oku 16 Şubat 2003
<B> Yakında kendime ilk humidorumu alacağım. Sizin önerilerinize uygun olarak kullanıma hazırladıktan sonra nem ölçer kaç gösterdiğinde puroları yerleştireyim?<br><br></B> -Yüzde 63'e geldiğinde puroları rahatlıkla koyabilirsiniz. Humidorun içini yüzde 100 ya da en az yüzde 75 puroyla doldurursanız nispi rutubet daha hızlı ve düzenli dengelenir. Mümkün olduğunca bu doluluğu muhafaza etmeye gayret edin. Boş humidor rutubetin düşmanıdır. Rutubet azalmaya başladığı zaman distile su ilave edin. Yeni humidor bir kez dengelendikten sonra düşme yavaş ve muntazam olur... Yüzde 69, yüzde 68, yüzde 69 ve böylece. Ben yüzde 64'e düşünce su yüklemesi yaparım. Nem regülatörünüzü sakın suya boğmayın. Sadece ıslatın. Acemi humidor sahiplerinin en büyük hatası budur. Regülatörün, nispi rutubeti yüzde 70'e çıkarmasının yanı sıra bu rakam aşıldığında da fazlasını düşürme işlevi olduğunu unutmayın. Bu yüzden, regülatörün içinde aşırı rutubeti emecek hacim kalmalıdır. Sadece kaliteli distile su kullanın. Musluk suyunun içinde puronuzla temasını istemeyeceğiniz mineral, organik maddeler ve kimyasallar vardır. Her puronun yaprak cinsi ve konstrüksiyonu farklı olduğundan yüzde 64-72 arası nispi rutubet uygundur. Bazı purolar yüzde 68 bazıları ise yüzde 72 rutubet isterler. Bir takım puro severler purolarını daha kuru saklamak istediklerinde yüzde 60 civarında tutarlar. Şahsen ben yüzde 65 - 72 arasını muhafaza etmeye çalışıyorum. Oda ısısına gelince 15-23 derece arası yeterlidir. Düşük ısıda puroların yıllanma sürecinin yavaşladığını, yüksekte ise korkulan tütün bitlerinin yumurtadan çıktığını unutmayın.
Yazının Devamını Oku