×
16 yıldır müzik sektöründe birçok alanda faaliyet gösteren GRGDN ekibi, mevcut işlerindeki heyecanı hiç kaybetmeden daha da büyük ve nefis bir işe soyunuyorlar. İstanbul Emirgan’daki ofislerine komşu ‘GRGDN Atölye’ adını verdikleri stüdyo kurmuşlar. Atölye demelerinin sebebi bu stüdyo aslında oldukça mütevazi olduğu kadar aynı zamanda profesyonel kayıt yapabilmek için uygun bir alan. Esas niyet bu atölyede her daim üretim olsun, müzik durmadan çoğalsın.
Atölye’nin kapısı tüm genç yeteneklere açık bir üretim yeri. İçindeki küçük odalarındaki ekipmanlarla ve enstrümanlarla müzik ideallerinin peşinde koşan müzisyenlere kapılarını bedelsiz olarak açan çok özel bir çalışma ortamı. Müziğin gücüne inanan GRGDN ekibi bu oluşumla yapım alanında yeniden adımlar da atmak için oldukça heyecanlılar. Atölye’den haberdar olunca açıkçası ben de çok heyecanlandım.
İmkanı olmayan ama üretmek için türlü yollarda kendi sınırlarını zorlayan müzisyenler için böylesine bir destek elinin olması muhteşem bir adım. Atölye hakkında daha fazla bilgi almak isteyen, ziyaret etmek isteyen tüm müzisyenler için detaylar GRGDN Müzik’in sosyal medya hesaplarında (twitter/instagram @grgdnmusic)
Çok Özel bir Festival: FAZ
Bu hafta sonu çok özel bir festivale davetliydim. İçinde birçok farklı sanat disiplinlerini barındıran yepyeni bir festival kurgusu FAZ. 23-24 Kasım tarihlerinde Zuhal Konsept Mağazası ve Akasya’da katılımcılarıyla buluştu. Ücretsiz olarak gerçekleşen FAZ.1’de birçok farklı alandan yaratıcı isimler, konserler, pop up performanslar, söyleşiler, sergiler, atölyelerde katılımcılarla bir araya geldiler.
Söyleşiler: FAZ Talks
2 günlük festivalde oldukça zengin bir söyleşi programı vardı. Kültür sanat ve tasarım alanında yaratıcı isimler bir araya geldi. Youtube’dan günümüze uzanan hikâyeleriyle Zeynep Bastık ve Tolga Akış, Murat Beşer Türkiye’nin rock tarihine derinlemesine bir bakış, Onaranlar Kulübü kent tasarımı ve onarama kültürü üzerine keyifli sohbetler gerçekleştirildi.
23 Kasım günü Akasya’daki Zuhal Müzik Konsept mağazasında Barış Akpolat moderatörlüğünde ‘This Is Music’ başlığı altında iki söyleşi düzenlendi. İlkinde
Benim Céline Dion anılarımı bir kenara bırakırsak, Vegas’ın en çok kazanan sesi sıfatlara sığmayacak güzellikteki bu hanımefendi dev bir albümle geri döndü. 6 yıl sonra yayınladığı ilk İngilizce albümle bizlere nefis bir ziyafet sunan Kanadalı sanatçı albümle aynı ismi taşıyan turnesi için şu sıralar harıl harıl çalışmalarına devam ediyor.
Dion’un 12. İngilizce stüdyo albümü olan ‘Courage’ başlığında birçok anlam içeren özel bir çalışma. Sanatçı birkaç sene önce eşinin hastalığı ve sonrasında maalesef vefatından ötürü oldukça zor dönemler geçirmişti. ‘Courage’ bir anlamda bu zor zamana ışık tutarken, zor günlerin üstesinden gelen Céline Dion’u da şarkılarla bize anlatıyor.
Albüme ‘Courage’ adı verilmesi tahmin edersiniz ki sanatçının yaşadıklarına referans oluyor. Son senelerde yaşadığı zorluklara rağmen hayatın kendisine bilmediği güçü ve cesareti yeniden bulmak için araçlar verdiğini belirten Céline Dion, zor dönemlerde sevdikleri sayesinde hayata tutunduğunu belirtmiş. Tam bu dönemde karşısına çıkan ‘Courage’ şarkısı yeni albümün de ismi olmuş.
‘Courage’ için Céline Dion günümüz popüler yapımcı ve söz yazarlarıyla çalışmış. Sia, Greg Kurstin, Maureen McDonald ve Sam Smith ilk bakışta dikkat çeken isimler. LP, David Guetta ve Skylar Grey de bu büyük isimleri takip ediyor. Albümün açılışı biraz fazlasıyla kulüp coşkusu olsa da, 20 şarkılık delüks versiyonlu ‘Courage’da şarkılar güzel bir ahenkle akıp gidiyor. Balladlar ve dans şarkılarının farklı sıralamalarda yer alması sanırım bilinçli olarak yapılmış. Tam dalıp gidecek bir moda girmişken, enerji patlaması yaratan Céline Dion sizi uyandırıyor.
Albümün en büyük destekçilerden Sia’nın şarkılarında Céline Dion deyim yerindeyse Sia gibi bir vokal ile şarkıları seslendirmiş. Özellikle ‘Baby’de bu etki kendisini çok belli ediyor. Benzer şekilde ‘Change My Mind’ şarkısında da şarkı yazarlarından LP’nin etkisi Céline Dion’un şarkıdaki vokaline de yansımış.
Beni albüme resmen tutkalla yapıştıran Sam Smith’in ‘For The Lover That I Lost’ şarkısı oldu. Sam Smith kendisinin de şarkı söyleme sebebi olduğunu belirttiği Céline Dion için bir şarkı yapmanın mutluluğunu kendi sosyal medya profilinden duyururken, ‘herkes kraliçeyi, efsaneyi ve ikonu selamlasın’ diye paylaştı.
Yıldızlar: Lovers Never Die, Falling In Love Again, Lying Down, Courage, Imperfections, Heart Of Glass, Perfect Goodbye
Oscar’ımı Verdim Gitti:
2014’te yayınladığı ilk albümünün ardından 2015’teki çıkardığı EP ile 4 sene sessizliğe gömülen sanatçı bu süre zarfında aslında biraz da magazin gündemindeydi desek yanlış olmaz. Twilight’ın soğuk bakışlı aktörü Robert Pattinson ile 3 sene birlikte olan İngiliz şarkıcı 2017’de bu aşka bir nokta koymasıyla yine basının gözdesiydi.
Pattison ile olan ayrılık hikâyesini ve aşk acısını şarkılarına aktarmayı başaran şarkıcı ‘Magdalene’ ile geri döndü. Bu nefis albümün ardında Twigs’in yanı sıra Nicolas Jaar, Skrillex, Koreless, Benny Blanco ve Noah Goldstein gibi dev isimler yapımcı olarak yer alıyorlar. Albümün açılış single’ı geçtiğimiz Nisan ayında yayınlanan ‘Cellophane’ olmuştu. Bu çıkışı Eylül ayında rap şarkıcısı Future’un da yer aldığı ‘Holy Terrain’ takip etti. Ve şimdi albümün çıkışını kutlar nitelikte albümün belki de en güçlü şarkısı ‘Sad Day’ yayınlandı.
‘Magdalene’ albümünü duygusal, evrensel ve cinsel anlamda bir feminist meditasyon türü olarak adlandıran sanatçı aynı zamanda modern ve eski olan seslerle olan ilişkilerimizi dile getirmiş. Elektronik ana temasında bir albüm olan ‘Magdalene’in temelindeki kuvvetini Twigs’in çalıştığı birbirinden önemli yapımcılardan aldığı belli. Arşivleri parlatacak nefis bir albüm olmuş ‘Magdalene’. 2019’un albümleri sıralamasında şimdiden en üst sıralarda yerini alacağına adım gibi eminim.
Yıldızlar: holy terrain, home with you, cellophane, thousand eyes
Oscar’ımı Verdim Gitti: Sad Day, mary magdalene
Yeni Keşif: 40gece
Geçen hafta yepyeni bir grup keşfettim sizle de paylaşmak istedim.
Ilgaz Fakıoğlu ve Ayhan Asar tarafından kurulan
Geçen yıl konuştuğumuzda her ne kadar yeni bir albüm yayınlamış olsalar da bir sonraki albümleri yani ‘Arzu Utopyası’nın kaydedilmeye hazır olduğunu, ondan sonraki albümünse duygu dünyası üzerinde çalıştıklarını belirtmişlerdi. Zaman ne çabuk geçmiş, grubun 5. ve belki ondan sonraki albümleri hazırlana dursun, bu hafta 4. stüdyo albümleri ‘Arzu Utopyası’ tüm dijital platformlarda yerini almaya hazırlanıyor.
Taner Yücel’in müzik prodüktörlüğünde hazırlanan dördüncü albüm Görkem Karabudak tarafından mikslenirken, Jason Mitchell’in son dokunuşlarıyla bize ulaşmayı bekliyor. Albümün fotoğraflarında Nazlı Erdemirel’in imzası, kapağın dizaynı ise ressam Enis Malik Duran tarafından hazırlanmış.
Dokuz Sekiz Müzik etiketiyle yayınlanacak olan yeni Hedonutopia albümünün çıkış şarkısı ‘Kördüğüm’ olacak. Aynı zaman da albümün ilk klip şarkısı olan ‘Kördüğüm’ için İsmail Çağrı Aygün ile çalışmışlar. 7 şarkılık Hedonutopia’nın yeni albümü bu Cuma Salon İKSV’de yayınlandığı gün dinleyicisiyle canlı canlı da buluşmaya hazırlanıyor. Eğer daha önce bir Hedonutopia konserine gitmediyseniz, bu harika bir fırsat olabilir. Üstelik bu özel gecenin yeni albüm lansmanı olması da geceyi bir başka anlam yüklüyor.
Tori Amos’tan ‘Resistance’
Piyanosuyla her daim yüreklere fısıldayan Tori Amos 2020 senesinde bu sefer yeni kitabıyla esip gürleyecek.
Kariyeri boyunca sanatıyla her daim cesur adımlar atan Amos, ‘Resistance’ ile yepyeni bir döneme adım atıyor. Müzik hayatının ilk dönemlerinde Washington D.C’deki otel lobilerinde piyano çaldığı günlerden başlayıp seneler içinde kazandığı tüm deneyimlere değinen sanatçı kitabında otuz senelik çalışma hayatından kesitlere değinen bir hatıra defteriyle bizlere ulaşacak. Müziğini her zaman feminizm ve marjinallikle harmanlayıp politik mücadelesinde yol gösteren bir araç olarak kullanan Tori Amos, kitabıyla hayatındaki direniş dönemlerine dikkat çekerek okurlarının ufkunu açmayı hedefliyor.
‘Bu kitap, dünyayı doğru yöne yönlendirmeye kararlı okuyucular içindir’ mottosuyla sanatçı yeni kitabını kendi sosyal medya profilinden dün tanıtmaya başladı. Önümüzdeki sene Mayıs ayında piyasaya çıkacak kitap Tori Amos’un ikinci yayınladığı kitap olacak.
Turnesi boyunca dinleyenlerini şarkılarıyla mest edip, sahnesinin ışığıyla herkese enerji ve can dağıtan Mabel, böylesine güçlü bir albümden sonra ne yapacak diye içten içe merak ediyordum. Geçtiğimiz hafta kendisi hiç arayı açmadan nefis bir şarkı ile durmadan yoluna devam ettiğini bizlere gösterdi.
Sanatçının geçtiğimiz hafta yayınladığı ‘Gözlerine’ single’ı dinledikçe insanın içinde havai fişekleri patlatan neşede bir şarkı olmuş. Mabel Matiz şarkının sözlerine imzasını atarken, bestesinde kendisinin de deyimiyle bir hayalini gerçekleştirmiş ve Sezen Aksu ile birlikte yapmış. Şarkının sound’u için uzun süre çalıştığını kendi sosyal medya profilinde de belirten Mabel, ‘Gözlerine’ye kendisiyle birlikte emek veren Sabi Saltiel, Emre İnal ve Cem Özel’in katkılarının da altını çizmiş.
Pose Records etiketiyle yayınlanan şarkının single görselini Vedat Özdemir çekmiş. Kapak fotoğrafında bembeyaz kanatlı Mabel’in yanında yine kendisi gibi bembeyaz bir tavus kuşu yer alıyor. Single’ın fotoğrafının sadeliği bir yana, klibi ise bir başka yana.
Şarkının klibini izleyince etkisini 10 kat daha arttırıyor diyebilirim. Yazının başında dediğim gibi, Mabel Matiz ‘Maya’ albümündeki klipleriyle kendisini ve sanatını bir başka seviyeye taşıdı. Her klibi nerdeyse mini bir film gibi olan sanatçı, bu alışkanlığını ‘Gözlerine’ klibiyle de bozmadan devam etmiş. Video klibini Ufuk Sarı ile birlikte tasarlayan ve yöneten Mabel Matiz şarkının neşesini, pozitif etkisini çok usta bir şekilde görsel dünyaya da yansıtmış. Klibi o kadar çok izledim ve tekrar tekrar detaylarını inceledim ki, kostümlerden klipteki diğer oyunculara ve mekânsal detaylara kadar gerçekten de son zamanlarda izlediğim en güzel işlerden biri olduğunu belirtmeliyim.
Sonbahar nerdeyse bitmek üzere ve kış başlamak üzere olsa da Mabel kendi mevsimini kendisi yaratan çok özel birisi. ‘Gözlerine’ öyle güzel bir zamanda yayınlandı ki mevsimin getirdiği melankoli bünyelere ulaşmadan uçup gitti. Darısı daha sırada bizi bekleyen yeni Mabel şarkılarına ve kliplerine olsun!
FOALS – EVERYTHİNG NOT SAVED WİLL BE LOST PART 2
‘Aşkın Enkazı’nın bir diğer önemli yanı ise klibi diyebiliriz. Her yaptığı çalışmada olduğu gibi Gökhan Türkmen bu sefer de bizleri şaşırtacak, farklı bir pencere açıyor. ‘Aşkın Enkazı’ klibi bundan sonra sanatçının yayınlayacağı ‘Sır’ ve ‘Gülmedi Kader’ isimli yeni şarkılarının klipleriyle bağlantılı bir hikâyenin birinci bölümü.
Söz konusu klip Türkmen’in son kliplerinde de çalıştığı ve sinematografik bakışı nev-i şahsına münhasır olan Bora Çifterler’a emanet edilmiş. Çekimlerde Gökhan Türkmen’e Özge Demirel de eşlik etmiş. ‘Aşkın Enkazı’ gerçekten de dinleyeni en hassas duygularından vuruyor. Gökhan Türkmen’in vokalindeki naiflik ve sakinlik şarkıyı bir başka noktaya taşıyor. Aslında kalp kırıklarıyla dolu bir hikâyeyi anlatsa da şarkı, sanki dinlerken insana bir yandan da umut veriyor. Bu ters köşe tamamen Gökhan Türkmen’in şarkılardaki kendine özgü etkisinden olduğunu düşünüyorum. Sanatçı ‘Aşkın Enkazı’ ile çıktığı bu yola bundan sonra her ay yeni bir şarkı ile devam edecekmiş. Bakalım klibin devamı ve şarkılar bizi nereye sürükleyecek.
Bu sese dikkat: Ceren Gündoğdu
Ceren Gündoğdu
8 senedir kendi şarkıları üzerinde çalışan sanatçı aslında bu süre zarfında da Selami Şahin orkestrasında vokalistlik yapıyormuş. Selami Şahin gibi büyük bir isimle sahnede olmak adeta okul gibi olsa gerek. Lider Şahin, Selami Şahin orkestrasıyla çalıştığı dönemde hem sahne tecrübesini geliştirmiş, hem de kendi şarkılarını hazırlayıp bir anlamda kendi müzik sandığını yavaş yavaş ama büyük bir titizlikle doldurmuş. Yaklaşık 3 sene önce yaptığı demo kayıtlarını ve yazdığı sözlere dönen Lider Şahin ilk olarak ‘Mesela’ ile çalışmalarını derinleştirmiş. İlk şarkı kısa sürede müzikseverlerin ilgileri toplarken sanatçı harıl harıl yeni şarkıları üzerinde çalışmaya da devam ediyormuş.
Selami Şahin’in oğlu olmak haliyle büyük bir müzik okulunda her daim öğrenci olmak demek. Lider Şahin’in babasından kazandığı tecrübeler bir yana, kendi ürettiği müzik için bir tür sınıflandırması yapmak için henüz erken olacağına inanıyorum. Yakın zaman önce yayınladığı ilk şarkısı ‘Mesela’ bu yolculuğun ilk ve en güçlü adımı. Şarkının düzenlemesi Okan Akı imzası taşırken, mix'i Murat Bulut, mastering'i ise Çağlar Türkmen tarafından yapılmış.
BEDRAN GÜZEL İMZALI KLİP!
Şarkının klibi de kendisi kadar iddialı bir çalışma olmuş. Geçtiğimiz sene sahne alan Selami Şahin’in şarkılarının senaryolaştığı ‘Seninle Başım Dertte’ müzikalinde başrol oyuncusu olan Lider Şahin, bu dönemdeki kazandığı oyunculuk tecrübesini ‘Mesela’nın klibinde de yansıtmış.
Çektiği filmler ve kliplerle yaratıcılığını yansıtan Bedran Güzel ‘Mesela’nın yönetmenliğini üstlenirken, klibin görüntü yönetmeni ise Veli Kuzlu olmuş. Kısa bir film gibi olan çalışmada Lider Şahin’e Nilay Cafer eşlik etmiş.
AKUSTİK ‘MESELA’ YOLDA!
Bazı şarkıların akustik hali orijinal halinden daha güçlü oluyor. ‘Mesela’nın akustik versiyonu henüz son haline gelmeden dinleme şansım oldu. Daha az enstrümanlı, piyano ve yaylı tamburun başrolde olduğu versiyon nerdeyse yepyeni bir şarkı gibi olmuş. Lider Şahin’in şarkıdaki vokali kendisini daha da ortaya çıkartmış. Muhtemelen bir iki hafta içinde yayınlanacak olan şarkı için yeni bir video klip çalışması da olacakmış. Akustik ‘Mesela’dan sonra hızını hiç kaybetmeden Aralık ayında Lider Şahin’den yepyeni bir şarkı daha yolda, onu da şimdiden söyleyeyim.
Şan, şöhret derken grubun vokali Tom Chaplin’in bağımlılık sorunları ve rehabilitasyon dönemi, araya giren bir solo albüm denemesi bizleri günümüze kadar getiriyor. 7 yıl sonra gelen yeni albüm ‘Cause And Effect’in merkezinde grup üyelerinden Tim Rice-Oxley büyük rol oynuyor. Tim’in özel hayatındaki çalkantılar ve evliliğini noktalaması, yaşadığı araba kazası ve aslında tam anlamıyla orta yaş krizine tanıklık eden şarkılardan oluşan bir albüm var karşımızda. Bu şarkıları grubun eşsiz vokali Tom Champlin’in duygu olarak yepyeni bir yere taşıdığını belirten Oxley hala grup olarak birlikte müzik yaptıkları için kendilerini çok şanslı hissettiklerini de her fırsatta dile getiriyor.
‘Cause And Effect’ hakkında cümleler kurmadan önce Keane’in ‘Under The Iron Sea’ ve ‘Perfect Symmetry’ albümleri benim için grubun en güzel işleri olarak daima kalbimde özel bir yeri olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Diğer yandan ‘Somewhere Only We Know’ şarkısı herkes gibi benim için de marş edasıyla söylenecek şarkılar listesinde yer alıyor. Grubu tüm dünyaya tanıtan ‘Somewhere Only We Know’ dizi ve filmlerin en çok kullanılan şarkılarından biri olarak tarihe adını yazdırmakla yetinmeyip birçok ünlü ismin de dönem dönem cover yaptığı bir eser olarak hala gündemini korumaya devam ediyor.
Gelelim yeni albüme ve onun hazırlık sürecine. 2018 senesinde grup geçmişteki sorunlarını geride bırakarak bir araya geliyor ve yeni şarkılar için stüdyoya kapanıyorlar. 1 yılı aşan yoğun stüdyo döneminin ardından 2019’in ilk aylarında yeni albüme dair ipuçları sosyal medya ile kavuşuyor. Grubun 5. albümü olarak ‘Cause And Effect’ten ilk single ‘The Way I Feel’ Haziran ayında yayınlanırken, ikinci single ‘Love Too Much’ Ağustos’un ilk haftası görücüye çıkıyor. Eylül’ün son haftası piyasaya çıkan grubun yeni albümü ‘Cause And Effect’ özlenen Keane’i hatırlamaya yeterli bir albüm olarak karşımızda duruyor. Çok güçlü bir geri dönüş albümü demek belki zor ama 7 yıl sonra geri dönüş yapmaları hatırına kesinlikle sevilip bağrımıza basmaya da yeterli bir çalışma. Tom Chaplin’in ruha işleyen vokali ve özlenen melodik Keane şarkıları bu albümde de bizleri yalnız bırakmıyor.
2013 senesinde One Love Festival kapsamında Keane nerdeyse İstanbul’da konser verecekti. O dönem yaşadığım heyecanı hatırlamak için yazdığım yazılara baktım da nerdeyse konsere yakın haftalarda her yazıda konsere referans vermişim. Türkiye’deki o dönemki gündem sonrasında One Love’ın iptali sonucunda Keane’i canlı izleme hayali de ilerde izlenecek konserler rafına kaldırılmıştı. Yeni albüm ‘Cause And Effect’ içimdeki Keane aşkını yeniden alevlendirdi, o yüzden bu albüme ister istemez daha da çok ısındım. Grubun yeni turnelerini bu sefer kaçırmayıp, senelerin acısını çıkartmak lazım.
Yıldızlar: You’re Not Home, The Way I Feel, Stupid Things, Phases, I Need Your Love
Oscar’ımı Verdim Gitti: