Bu yıl hizmete giren üniversite binası, hem büyüklüğü hem modern yapısı hem de olası rezerv alanları ile üniversiteye bağlı yüksek okulları binaları arasında en şanslısı diyebiliriz.
Ancak; gelin görün ki böylesine büyük binası olmasına rağmen Orhangazi Asil Çelik Meslek Yüksek Okulu gelişip büyüyeceği yerde, günden güne küçülüyor.
***
Orhangazi Asil Çelik MYO’nun öğrenci sayısı günden güne azalıyor.
Okuldaki öğrenci sayısı 800’lerden, 600’lere gerilemiş durumda.
Bunda üniversite düşünen öğrencilerin program seçmede değişen trendlere ayak uydurması da etkenlerden birisi.
Yani, öğrenciler artık daha geçerli daha etkin programları tercih ediyorlar.
30 Mart 2014 yerel seçimlerinden sonra Büyükşehir yasası uygulanmaya başlayacağı için, ilçe belediye başkanı olacak kişilerin işinin zor olduğunu belirtmiştik.
Bunun sebebi şuydu:
Büyükşehir yasası yerel belediyelere, yani ilçe belediyelerine bazı zorluklar getiriyordu.
Çünkü yeni yasa, alt belediyelerin gelirleri çok büyük oranda azalacak, ayrıca bu süreçte bir yetki karmaşası yaşanacak, maddi gelirler düştüğü için ve her şehrin de kendine göre alışkanlıkları olduğu ve bu alışkanlıklarından da vazgeçecek olmasından dolayı büyük sorunlar yaşanacaktı.
Buna bir de beldelerin ve tüm köylerin mahalle statüsüne dönüştürülmesini eklediğinizde, 30 Mart 2014’deki yerel seçimlerden sonra başkanlık koltuğuna oturan kişilerin işlerinin çok zor olduğunu, büyük sıkıntılar yaşayacağını söylemiştim.
İlave de etmiştim;
“Allah yeni dönemde belediye başkanı olacak kişilere yardım etsin” demiştim.
Bu satırlardan her zaman dile getirdiğimiz bir husustur. Bölgenin bu 3 önemli ilçesinin hem ortak yönleri çok, hem de ortak değerleri.
Dolayısıyla bu noktada kısa, orta ve uzun vadeli planlarda bu 3 ilçenin birlikte düşünülmesi gerektiğini sıkça dile getirdim.
***
Son 5 yılda bu konuda 3 ilçede şanslı bir dönem geçirdi dedik.
Nedeni ise bu 3 ilçede halen de görev başında olan ancak 31 Mart’tan sonra koltuğunda olmayacak olan 3 belediye başkanının konuya bakış açısı.
Geleceğe dair atılan her adımda Orhangazi, Gemlik ve İznik’in Belediye başkanları da, o kentin kaymakamları da, ilçelerin dinamikleri de ortak paydada her daim buluşabildiler.
Özellikle Orhangazi’de Neşet Çağlayan döneminde yerel yönetim ile ilçedeki sivil toplum kuruluşlarının uyumlu çalışması ilçeye hep bir değer kattı.
Orhangazi, emsaline göre bir çok ilçeden daha şanslı.
Çünkü, coğrafi olarak son derece avatantajlı bir bölgede yer alıyor, buna ilave olarak da verimli toprakları var.
1970’li yıllarda başlayan sanayileşme ise bugün ciddi bir boyutlara ulaşmış, yıllık milyar doların üzerinde ihracatı bulunan marka firmaları bünyesinde barındıran bir ilçe.
Gelin görün ki, Orhangazi’de 1970’li yıllarda başlayan sanayideki gelişim, 2000’li yılların başında artık durma noktasına gelmiş, 1990’lı yılların o hızla gelişen sanayisi durağan döneme girmişti.
Bunun nedeni ise bölgenin birinci sınıf tarım arazisi olması,
İznik gölü koruma planıydı.
İşte bu iki gerekçe nedeniyle artık Orhangazi’de yeni sanayi kuruluşları kurulamamış, mevcutların ufak tefek kapasite artırımları dışında
2019 yılının başındayız. Acısı ile tatlısı ile bir yılı daha savdık. 2018 ülke için güzelliklerle de, acı hatıraları ile de dolu. Özellikle ülkede son 4-5 aydır devam eden ekonomik sorunlar hrekesi gelecek adına karamsarlığa itmiş durumda. Her ne kadar 2019 yılı ile ilgili ekonomistler olumlu bir tablo ortaya koysa da, özellikle küçük ve orta ölçekli esnaf son 4-5 aylık dönemde büyük sorunlarla boğuştu, boğuşmaya da devam ediyor.
***
Elbette yeni yılda en önemli köşe başı yerel seçimler olacak. 3 ay sonra, 31 martta yapılacak olan yerel seçimler Türkiye’nin en önemli gündemi olacak. Haliyle bizlerin de yereldeki en önemli gündemini yerel seçimler oluşturacak.
Peki Orhangazi 2019’dan ne bekliyor. İşin açıkçasını söylemek gerekirse, Orhangazi yerel hizmetler anlamında bir çok eksiğini gidermiş, deyim yerindeyse artık projelendirilecek bir kaç küçük çalışma dışında tüm ihtiyaçlarını tamamlamış bir ilçe haline geldi. Bakınız, son yıllarda Orhangazi tüm kamu binalarını yeniledi, yerel idare ise en önemli adım olarak alt yapıyı tamamladı, ilave olarak üst yapıda da yenilenmesini tamamladı. Orhangazi için yeni yılda tamamlanıp hizmete girecek önemli projeler var. Yerel idarenin yapımını sürdürdüğü Kültür Merkezi bunların başında geliyor. Kültür Merkezi binasının ve ilave olarak kent meydanı projesinin bu yılın sonlarına doğru tamamlanıp artık Orhangazililerin hizmetine girmesi bekleniyor. Kültür Merkezi ile birlikte bu yılın ilk çeyreğinde hizmete girecek 3 önemli proje de hizmete girecek.
Eski hastane yerinde inşa edilen 32 derslikli okul ile, Tuna İlköğretim okulu için yapılan 24 derslikli okul binası bir iki ay içinde tamamlanıp hizmete hazır hale getirilecek. Bunlara ilave olarak yeni adliye sarayı binası da en geç mart ayına kadar hizmet vermeye başlamış olacak. Yani, hemen son yıllarda her yıla yeni projeleri hizmete sokarak başlayan Orhangazi, 2019’da da bu geleneği sürdürecek.
Kültür Merkezi, 2 adet okul binası ve Adliye Binasına ilave olarak, Göl Sahil Projesi de en geç mart ayına kadar tamamlanmış olacak. Böylece, Orhangazi 2019 yılında bir çok noktada yepyeni görünümü ile yoluna devam etmiş olacak.
***
Ekim ayında başlayan alımlarda bugüne kadar 50 bin ton ürün alımı gerçekleştirdi. Bu miktar zeytinin parasal değeri ise tam 347 milyon TL. Bu rakamlar tam anlamı ile bir rekor demek. Bugüne kadar ortaya çıkan en yüksek rakamlarla karşı karşıyayız.
***
Konuya Orhangazi ölçeğinde baktığımızda ise yine rekorlarla karşılaşıyoruz. Orhangazi Kooperatifi şu ana kadar 5 bin tona yakın zeytin alımı gerçekleştirdi.
Bu en son rekorların kırıldığı geçen yılın da daha fazlası anlamına geliyor. Şöyle ki; hatırlanacağı gibi Marmarabirlik bu yıl en yüksek zeytin alım fiyatını 12 TL olarak açıklamıştı. Farklı baremlerde zeytin alımı yapıldığını varsayarsak, ortalama zeytin fiyatını da 7 TL’den ortaya koyarsak, Orhangazi’de zeytin üreticisine ödenecek miktarın toplamda 30 milyonu geçeceğini de söyleyebiliriz. Geçen yıl Orhangazi kooperatifinin üreticiye ödediği toplam miktar 25 milyon TL civarıydı. Geçen yıl bu rakam bir rekordu, bu yıl ise bu rekorun da üzerine çıkılmış olacak.
***
Buraya kadar rakamlarla olayın bir boyutunu ortaya koymaya çalıştım. İşin bir başka boyutu ise zeytin üreticisinin durumu. Marmarabirlik kampanya başlarken açıkladığı zeytin fiyatları ile aslında zeytin üreticisinin yüzünü güldürmüştü. Ancak ne var ki, üretici için Marmarabirlik açısından işler yolunda giderken, tüccar açısından ise aynı şeyi söylemek mümkün değil. Birlik zeytin üreticisinin ne kadar hakkını ödüyor olsa da, tüccar boyutunda zeytinin fiyatının düşük olması, daha da kötüsü alıcı bulunamaması zeytin üreticisinin bu yıl tam anlamı ile bir kabusu haline geldi.
***
Gezmek için Gürle mahallesine geldiğini, Gürle’yi gezerken, 2 otobüs yerli turistin Gürle köyüne geldiğini söyledi ve şu ilginç notu düştü. “2 otobüs dolusu yaklaşık 100 kişilik grubun Gürle köyünü gezip buradaki Orhan Bey Camisi ile Tarihi hamamı gezmek istediler. Ancak her iki tarihi değerin de kapıları kilitli olduğu için gezemeden geri döndüler.” Bu tür haberler İznik ile ilgili bugünlerde sıkça basına düşüyordu.
Gürle’ye gelen yerli turist kafilesinin kapalı olan tarihi cami ve hamamın içini göremeden dönmeleri de bana yıllar önce İznik’teki gazeteci dostum Halil Ataş’ın “Anahtar deliğinden turizm” başlıklı ödüllü haberini hatırlatmıştı.
10 yılı aşkın bir süre önceydi, İznik’e gelen yabancı turist kafilesi, İznik’teki bir tarihi mekanı ziyaret etmek istemiş, ancak mekanın kapıları kilitli olduğu için turistler bu mekanı gezememişti. O dönemde kafileyi takip eden gazeteci dostum Halil Ataş, bir turistin anahtar deliğinden tarihi mekana bakarken bir fotoğrafını ölümsüzleştirmiş, haberi de “anahtar deliğinden turizm” olarak vermişti. Yıllar sonra aynı ve benzer durum Orhangazi için yaşandı.
Gürle’ye gelen turist kafilesi tarihi hamam ve camiyi gezemeden sadece dışarıdan inceleyip mahalleden ayrıldı.
***
Oysa, Orhangazi’nin son 4-5 yıldır en fazla mücadele verdiği konuların başında turizm geliyor. Orhangazi’nin bir elin beş parmağını geçmeyecek tarihi değerlerinin başında Gürle mahallesindeki Orhan Bey Cami ile Tarihi hamam geliyor. Bu iki tarihi değer aslında yıllardır atıl ve harabe durumdayken, bugün Orhangazi Belediye Başkanı olan Neşet Çağlayan’ın, Ak Parti ilçe başkanlığı yaptığı 7-8 yıl önceki girişimleri ile restore edilmiş ve yeniden ilçeye kazandırılmıştı.
O dönemde Neşet Çağlayan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu nezdinde verdiği mücadeleyi en iyi bilenlerdenim. Harabe haldeki iki tarihi eser restorasyonu yapılmış, ayağa kaldırılmıştı. O dönemde ilçe başkanı olan Neşet Çağlayan, aradan geçen yılların ardından belediye başkanı oldu, yine Gürle Mahallesi’ndeki o tarihi camide ilk ibadetin de yapılmasına vesile oldu. Fakat durum bundan ibaret ve yeterli olmamalı.
Elbetteki Orhangazi’nin ekonomik gücünün neredeyse tamamına yakını özel sektör tarafından sağlanıyor. İlçenin sanayi gücünde de, tarım gücünde de öne çıkan özel sektör.
***
Orhangazi’nin lokomotif gücü sanayida otomotiv yan sanayi, tarımda ise zeytin ve turşu. Örneğin, Orhangazi’nin yıllık sanayi ihracatı 500 milyon doların üzerine çıkmış durumda. Bunda aslan payı da haliyle otomotiv yan sanayi.
Orhangazi’de sanayide ikinci sektör ise tekstil ve iplik sanayi. Tarımda ise ihracat noktasında olmasa da, ilçe dışına pazarlanan zeytin ve turşunun yanı sıra, son yıllardaki kivi ve diğer bazı tarım ürünleri ile ciddi girdi sağlanıyor.
***
Gelecekte öne çıkacak bir diğer unsur da sağlık turizmi. Bu konuda geçmişten beri süregelen bir çalışma var. Çakırlı ve Keramet’te özel sektör eli ile termal turizm konusunda tesisleşmeler yavaş yavaş başladı. Hem Çakırlı ve Keramet, hem de Orhangazi’ye ekonomik anlamda ciddi kazanımları olacak termal turizm, gelecekte ilçeye büyük de değer katacak gibi görünüyor.
***