Uludağ Üniversitesi’ne bağlı Orhangazi Asil Çelik Meslek Yüksek Okulu yine bu yıl 4 bölümle eğitim öğretimine başlayacak.
2019-2020 Eğitim öğretim döneminde Orhangazi MYO için 100 kişilik bir kontenjan verilmişti. Bu kontenjanların tamamı hatta fazlası doldu.
Geçtiğimiz haftalarda belirlenen kontenjanların ardından kayıt dönemi de Pazartesi günü başladı. İşte bu kayıt döneminde de gördük ki, farklı şehirlerden Orhangazi MYO’yu kazanan öğrenciler kayıt için geldiklerinde yurt sorunu ile karşılaşınca kayıt yaptırmaktan vazgeçip geri dönüyor.
Ya kayıt donduruyorlar yada hiç kayıt yaptırmadan ilçeden ayrılıyorlar.
*
Geçen yıllarda bu konularda yine bu satırlardan dile getirdiğimiz bir gerçek vardı; Orhangazi MYO için en büyük tehdit yurt sorunu demiştik. Hatta bu konuda üniversitenin görüşlerine de yer vermiştik.
Üniversite, şayet Orhangazi yurt sorununu çözmezse, gelecekte Orhangazi Asil Çelik MYO kapanma tehlikesi ile karşı karşıya. Çünkü normal kontenjana rağmen kayıt için gelen öğrenciler kayıt dondurup yada kayıt yaptırmadan ilçeden ayrılıyorsa bu önemli bir risktir. Öğrenci sayısı her geçen gün düşerse, üniversite yönetimi Orhangazi’yi kapatma kararı da alabilir. Bu tehditleri sürekli dile getirdik, ama ne yazık ki ciddiye alan da olmadı, tedbir alan da. Sadece geçtiğimiz yıllarda Orhangazi Belediyesi yurt yapılması için Yeniköy’deki okul alanına yakın bir noktada bir arsa tahsisi yapmıştı. Fakat bu kez de Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun “öğrenci sayısı 800’ün altındaysa yurt yapamayız” kararı ile muhatap olduk.
Seçimlerin üzerinden 100 gün geçti.
Klasiktir, siyasette 100 günün değerlendirmesi diye bir anlayış vardır.
Yöneticilikte ilk 100 de önemlidir.
İnsanlara fikir verir, nasıl bir yönetim anlayışı gösterileceğini gösterir, başarı ya da başarısızlık ile ilgili insanlara fikir verebilir 100 gün.
Genelde geçerlidir bu durum.
Ancak Orhangazi’de bu durum pek geçerli değil.
Sebebi ise Orhangazi’nin ve Orhangazi Belediyesi’nin içinde olduğu durum.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük projelerinden birisi olan Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolu’nun tamamı hizmete girdi.
Artık İstanbul’dan yola çıkan bir otomobil, kesintisiz olarak İzmir’e kadar otoyol kullanarak gidebilecek.
Otoyol, hem Osmangazi Köprüsü hem kesintisiz otoyol ve viyadüklerle Türkiye’nin en önemli yatırımlarından biri oldu.
Otoyolun kalan 192 kilometrelik bölümü de Pazar günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı tören ile açıldı.
***
Her konuda olduğu gibi otoyol projesi konusunda da doğru bilinen yanlışlar var.
Otoyolun işletme yılından tutun da araç geçiş garantörlüğü ve araç sayılarına, otoyolun işletme giderlerinden otoyol ücretlerine kadar birçok konuda kamuoyunda ve özellikle sosyal medyada acaip rakamlar dolaşıyor.
Yeni yasal düzenleme ile birlikte alt kademe ilçe belediyelerinin en önemli gelir kalemleri de Büyükşehir Belediyesi’ne aktarılmaya başlamıştı. Örneğin, su faturaları direkt büyükşehir belediyesi gelir kalemine eklenmiş, alt kademe belediyelerin bu en önemli gelir kapısı da kapanmıştı. Bu durum ilçe belediyeleri için büyük sorun teşkil etmişti.
Çünkü, ilçe belediyelerinin elinden alınan en önemli gelirler olmayınca, ilçe belediyelerinin proje üretmeleri, yatırıma daha ciddi bütçe ayırmaları da mümkün olmamaya başladı. Bu durum ilçe belediyeleri için ciddi sorunlar oluşturmaya başlamıştı.
***
Geçiş döneminde bu yasal düzenleme yetki karmaşasına ve dolayısıyla da hizmet aksaklıklarına da neden olmuştu. 2014 yılını hatırladığımızda, geçiş dönemlerinde bu konuda büyük sorunlar yaşanmıştı. Ancak zaman içinde bu yetki karmaşası ve hizmet aksaklıkları da giderilmeye başladı.
Bütünşehir Yasası’ndan elde kalan tek sorun başta da söylediğim gibi gelirlerin düşüklüğü görünüyor.
***
Buna karşılık, Bütünşehir Yasası’nın gelirleri kısıtlı olan ilçe belediyelerine sağladığı ciddi katkılar da var. Örneğin; ciddi mali yük olan altyapı, kanalizasyon, içme hatlarının yenilenmesi ve mega projelerin büyükşehir belediyesi eli ile yapılması ilçe belediyelerinin elini hayli güçlendirmiş oldu. Düşünün ki, yıllık 100 milyon TL toplam bütçesi olan bir ilçe belediyesinin, tüm şehrin altyapısını yenilemesi, ardından üstyapıyı tamamlaması yerel belediye imkanları ile uzun yılları alabilecek bir hizmettir. Ama, büyükşehir belediyelerinin güçlü bütçeleri ile altyapı ve üstyapının tamamlanması sadece birkaç yılı bulabiliyor.
***
Türkiye’nin stratejik konumu; dört saatlik uçuş mesafesi içinde toplam 1.6 milyar nüfuslu, milli geliri 30 trilyon doları aşan, toplam küresel ticaretin neredeyse yarısına karşılık gelen bir dış ticaret hacmine sahip birçok pazara erişim sunuyor.
Türkiye’deki ticaret dikkat çekici bir biçimde artarken, bölgenin küresel ticaretteki varlığı da giderek güçleniyor.
Türkiye’nin 2017 yılında 157 milyar doları aşması beklenen ihracatının 2023 yılında 500 milyar dolara ulaşması planlanıyor.
Türkiye’nin gayrisafi yurt içi hasılasının da 850 milyar dolardan 2 trilyon dolara çıkması hedefler arasında yer alıyor.
Son 15 yılda gerçekleştirilen kamu ve özel sektör altyapı yatırımları, Türkiye’de sunulan lojistik hizmetlerini önemli ölçüde iyileştirdi.
Çok sayıda yeni havaalanı inşa edilirken, otoyollar ile ülkenin dört bir yanına erişim kolaylaştı. Buna ek olarak, artan hızlı tren ağı büyük şehirleri birbirine bağlamaya başlarken Türk limanlarının kapasitesi de arttı.
Türkiye ayrıca, 21 adet lojistik merkezi/köyü kuruyor.
Geçen sezon Bölgesel Amatör Lig’den Süper Amatör Lig’e düşen Orhangazi Belediyespor ile ilçenin en köklü kulüplerinden olan ve geçen sezon birinci amatör kümede şampiyon olup Süper Amatör Lig’e yükselen Gençlerbirliği birleşip gelecek sezon tek takımla Süper Amatör Lig’de daha güçlü bir şekilde mücadele etmek için fikirbirliğine vardı. Bu birleşme aslında 15 yıla yakın süredir hayali kurulan bir birliktelikti.
Şöyle ki, bu fikir Orhangazispor ile Gençlerbirliği’nin 3. ligde mücadele ettiği yıllara kadar giden bir hayaldi.
O dönemlerde her iki camianın da bu birleşme konusunda bir türlü samimi yaklaşmaması, takımların ikisinin de 3. ligde ve dolayısıyla kulüp tarihlerinin en zirve zamanında olduğu için birleşme bir türlü gerçekleşemedi.
Elbetteki o dönemlerde bu işin başarılamamasının altında birçok neden yatıyordu.
İşin siyasi boyutundan, camiaların hiçbirisinin burnundan kıl aldırmaması olması gereken birleşmeyi sağlayamamıştı.
Bugün ise artık durum tam tersi.
İki kulüp de artık profesyonel değil.
Sosyal medyanın en kötü tarafı ise algı oyunları.
Yani, olmayan bir şeyi varmış, olan şeyi de yokmuş gibi insanlara rahatlıkla ulaştırılıyor olması.
Bununla ilgili çok bildik bir hikaye vardır; şu hikayeyi okuyarak, sosyal medyanın ne olduğunu, neler yapılabildiğini, olayın nerelere varabileceğini de en iyi şekilde görmüş olabilirsiniz.
***
Size “algının gerçeği nasıl yendiğini” en iyi anlatan sosyal deneylerden birini anlatayım:
Var olmayan bir restoran nasıl Londra’nın en iyi restoranı oldu?
Vice News’in yazar kadrosundan Oobah Butler 2018 yılının başında dünyanın en çok kullanılan gezi tavsiye uygulamalarından TripAdvisor’da bir restoran kaydı gerçekleştiriyor.
Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından Orhangazi’ye yarı olimpik yüzme havuzu inşa edildi.
Ancak gelin görün ki neredeyse 1,5 yıl önce tamamlanan havuz bir türlü tam anlamı ile hizmete giremiyor.
Sebebi ise havuzun bir tadilat ihtiyacı olması.
***
Orhangazi’de bize göre artık çürümeye terkedilen havuzun hikayesini bi hatırlayalım.
Gençlik ve Spor Bakanlığı, 2014 yılında yarı olimpik yüzme havuzu yapımı işini gündemine almıştı.
İnşaat başlamış, yarı olimpik yüzme havuzu 2017 yılının sonunda tamamlanmıştı.