Hasan Bozbey

Ne demiş büyük ilim ve din bilgini Hazreti Mevlana;

“Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”
***

Hatırlanacağı gibi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kısa bir süre önce Bursa’ya gelmişti.

Erdoğan hem Gebze-Orhangazi-İzmir otoyolun kalan kısmının açılışı, hem de Şehir Hastanesinin açılışı için 4 Ağustos tarihinde Bursa’ya gelmişti. Erdoğan’ın bu ziyaretinde bir detay yaşanmıştı. Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Saim Klavuz Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelmişti. Bu görüşmedeki konulardan birisi de Uludağ Üniversitesi’nin bölünmesi, Bursa’ya yeni bir üniversite kurulmasıydı.
Bir çok şehirde bu şekilde uygulama olmuştu. Özellikle öğrenci nüfusu çok kalabalık olan üniversitelerin bölünüp yeni üniversite kurulması gündemdeydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Rektör Prof.Dr.Saim Klavuz’a bu konuda bir rapor hazırlaması talimatını verdi. Cumhurbaşkanlığının vereceği onaya göre de Uludağ Üniversitesi bölünecek, ikinci bir üniversite kurulacak. Kurulacak olan yeni üniversitenin yine Bursa merkezde olması ise kesin gibi. Bu durumda, merkezde kurulacak üniversitenin yeni kampüs alanları için bazı ilçeler de gündeme gelmiş olacak.
***
Bu noktadan sonra Orhangazi ve Gemlik’in dikkatini çekmek istiyorum.
Üniversite senatosunun da artık ciddi ciddi görüşmelerine başladığı bölünme ve yeni üniversite kurulması halinde Orhangazi ve Gemlik’e yeni bir şans doğacak. Bu konuda bazı üniversite hocaları ile de görüşmelerim oldu. Bu görüşmelerden elde ettiğim izlenim şu;
olası yeni bir üniversite kurulması halinde üniversite Bursa merkeze kurulacak. Merkezde yer alacak bu üniversitenin iki kampüs alanı Gemlik ve Orhangazi’ye açılabilir. Hatta Gemlik ve Orhangazi için düşünülen ve masaya yatırılan bölümler bile yüksek sesle dillendirilmeye başlamış bile.

İlçemizin, hatta tüm Türkiye genelinde en önemli eksiklerimizden birisi ara eleman sıkıntısıdır.

Bilindiği gibi, özellikle mesleki eğitim konusunda ülkemiz gelişmiş sanayi ülkelerinin çok gerisinde.
Örneğin, sanayi devi Almanya’da mesleki eğitimin eğitimdeki oranı yüzde 65’lerde.
Türkiye’de ise yüzde 25 civarında.
Ülkemizde 28 Şubat zihniyetinin ülkeye verdiği en büyük zararlardan birisi olan meslek liselerinin önünün kesilmesi, bizleri mesleki eğitimde daha da gerilere itmişti.
Neyse ki bugün katsayı sorunu ortadan kaldırılınca meslek liselerini tercih oranları da eskiye oranla yükseldi.
Ama bugünkü oran yine de yeterli değil.
Çünkü sanayinin ihtiyacı olan ara elaman ve teknik personel açığı tüm yurtta mevcut.

Orhangazi’de son yıllarda tarım üretiminde artan kalite ilçe ekonomisine de büyük katkı sağlıyor.

Bilindiği gibi Orhangazi tarım alanları ile kısıtlı bir bölge.
Tarım alanları kısıtlı olmasına rağmen, toprağı da son derece verimli.
Orhangazi’de 60-70 yıldır tarım, ürün yelpazesi dar. Genelde atadan görme yöntemler ve ürün türü ile yapılırdı.
Ancak son 10 yıla bakıldığında ilçede daha bilinçli tarım yapıldığını söyleyebiliriz.
***
Orhangazi denince akla ilk gelen tarım ürünü zeytin.
Zeytin üretimi 60-70 yıldır yapılıyor.

Orhangazi şehir olarak ekonomisi güçlü bir kent.

Bu gücün en önemli iki nedeni sanayisinin gelişmiş olması, başta zeytincilik olmak üzere de tarım girdilerinin ciddi seviyelerde olması.
Geçtiğimiz günlerde BTSO’nun açıkladığı en büyük firmalar sıralamasında Orhangazi’den 8 firma listede yer aldı.
Bu 8 firmanın 1 yıllık cirosunun 5 milyar TL civarında olması da ekonominin gücünü gözler önüne seriyor.
Ancak, son yıllarda sanayi ve tarım ekonomisinin artık ilçe için yeterli olmadığını, doğayı ve tarımı koruyarak yeni gelir kapılarının oluşturulması gerekliliği savunularak bir üçüncü gelir kapısı olan turizm konusunda ilçenin tüm kurumları ve dinamikleri fikirbirliğine varmıştı.
Gerçekte de öyle.
Belki, tarih turizmi konusunda son derece kısır olan Orhangazi, göl, doğa yürüyüşleri ve su sporları turizminin yanı sıra, termal turizmi ile de öne çıkabilir diye de birçok insan kafa patlatmış, sempozyumlar, konferanslar ve çalışmalar yapmıştı.
Ve bu çalışmalar meyvesini vermiş özellikle de termal turizm konusunda somut adımlar da atılmıştı.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, 2018 yılı Bursa’nın 250 dev araştırmasını tamamladı.

BTSO hafta sonu bu listeyi duyurdu.
Listenin en tepesindeki firma bu yıl değişti.
2018 yılında Bursa’nın devler listesinin en tepesinde Renault fabrikası yer aldı.
Oyak Renault’un 2018 yılı iç ve dış cirosu 20,4 milyar TL olarak ortaya çıktı.
Ekonomideki durağanlığın yavaş yavaş hissedilmeye başladığı 2018 yılında Bursa’nın ekonomideki lokomotifini ise otomotiv sektörü oluşturdu.
***
BTSO’nun 2018 yılı 250 dev listesinde Orhangazi’den 8 firma yer aldı.

Zeytinde hasat dönemi yaklaşıyor.

Zeytinde kalitenin en önemli merkezi Orhangazi, Gemlik, İznik ve Mudanya bölgesi.
Bu bölge özellikle sofralık zeytindeki kalitesi ile biliniyor.
GGG
Geçen yıl son yılların en yüksek rekoltelerindenden birisinin yaşandığı bölgede, bu yıl ‘yok’ sezonu olarak görülüyor.
Geçen yıla oranla, bazı bölgelerde yüzde 50 civarında ürün kaybı var.
Bu zeytin üreticisi tarafından beklenen bir durum aslında.
Bölge zeytincisi bilir ki, bir sezon var sezonuysa, diğer sezon yok sezonudur.

Gemlik, Zeytin Festivali’ni geride bıraktı.

Festival, geçtiğimiz perşembe günü başlayıp pazar akşamına kadar birbirinden güzel ve yoğun katılımlı programlarla tamamlandı.
Bilindiği gibi, zeytin sadece Gemlik’in değil, Orhangazi ve İznik’in de en önemli tarım ürünü. 3 ilçede binlerce insan geçimini zeytincilikle sağlıyor.
Özellikle son yıllarda hem ağaç sayısında hem üretimdeki artış Orhangazi başta olmak üzere Gemlik ve İznik’te zeytin üretim tesisleri, zeytin entegre tesislerinin de artması ile birlikte bölge zeytin ticaretinde odak noktası haline gelmiş durumda.
Festivaller ise zeytin üretimine ve ticaretine katkı sağlamak için en önemli unsurlardan birisi konumunda.
*
Aslında bölgede zeytin konusunda festival denince akla gelen ilk yer Orhangazi.
Daha doğrusu eskiden Orhangazi’ydi.