Bu süreçte; deprem, sel felaketi, ölümler tüm Türkiye’nin canını yaktı. Siyasi partiler bölgeyi öncelik sırasında ilk sıraya koysa da seçim yarışı ister istemez sert bir mücadeleyi beraberinde getirecek. Bu dönemde tüm siyasetin ve seçmenlerin dikkatli olmasında fayda var. Neden diye soracak olursanız...
- Türkiye’nin bu seçimde hiç olmadığı kadar dezenformasyon, manipülasyon ve yalan habere açık olduğu tespiti var. Bir anlamda sosyal medyada tüm bunlar havada uçuşacak.
- Sosyal medya ve dezenformasyon etkisinin; Trump’ın seçimleri kazandığı dönemden başlayıp Almanya, İngiltere, Fransa ve Kanada’daki seçimlere Ruslar tarafından müdahale edildiği iddiaları üzerindeki köpüğün henüz ortadan kalkmadığını hatırlatmak gerekir.
- Benzer iddiaların özellikle sosyal medya; Twitter ve YouTube araclığıyla Türkiye’ye yönelmeye başladığını görenler, kesinlikle bir komplo teorisi içerisinde değiller.
- Konu bu sefer Rusların müdahalesi değil.
- Dalga bu kez farklı bir yerden. Sosyal medya üzerinden seçimlerin yönlendirilmesi profesyonel ve kitlesel bir sosyal mühendislik konusu.
- Geçen günlerde bir terör örgütü mensubunun seçimlerin güvenliğinde sorun yaşanabileceği iddiasının Twitter’da trend topic olması, gündemin ilk sıralarına yerleşmesi, hatta YouTube’da çok izlenmesi bu konuyu gözlemleyenlerin dikkatinden kaçmadı.
- Sorun FETÖ, PKK gibi terör örgütlerinin ürettiği ve sosyal medya üzerinden yaydığı yalan haberler değil. Bu yalan haberlere inanılması, bunun siyasetin gündemine getirilmesi, hatta siyaseten kullanılması.
Tarihte öne çıkan çok sayıda kadın olsa da çağların erkeksi olduğunu bir genelleme olarak inkâr edemeyeceğim. Ancak günümüzde kadın, bambaşka bir statüye kavuşmuştur. Kadın özel sektörde, siyasette, kamuda, tarlada alın teri dökmektedir, bilimsel buluşlara imza atmaktadır, evinde çalışmaktadır, çocuk büyütmektedir. Kadın tarihteki erkeksi çağlara, tüm bunların hepsini yaparak çoktan meydan okumaktadır. Erkeksi çağlarda kalanlar, eşit çağın çoktan yaşanmakta olduğunu artık fark etmek zorundadır. Günümüzde kadın aklını değil, beden gücünü kullanan, üstelik bunu kötüye kullanan erkeklerden hâlâ şiddet görebilmektedir. Kadın hakları ne yazık ki kadınların olmadığı görüşmelerde ya da erkeklerin sayısal üstünlüğünün fazla olduğu siyasi arenada ele alınabilmektedir.
Sevgili okurlarım,
Güncel gelişmeler ışığında bu pazar yazımı kendini, derneklerini kadın haklarının mücadelesine adayan kadınlara ayırdım. Başta son dönemde siyasi tartışmaya neden olan 6284 Sayılı Kanun olmak üzere, atılması gereken adımları konuştum.
KADEM NE DİYOR?
HAKLARIMIZ SİYASİ ARAÇ OLAMAZ
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu’na göre kadınların sahip olduğu haklara ulaşması, toplumsal hayatın her alanında yer alması ve fırsat eşitliğinin tesis edilmesi, en büyük hedef olmalı. Gümrükçüoğlu, “Kadın sorunlarını çözmeden, insanlık adına hiçbir hedefe ulaşamayız” dedi ve şöyle devam etti:
- Kadın hakları, toplumun tüm unsurları tarafından konuşulması ve tartışılması gereken bir mesele... Ancak elbette ki kadın sorunları, kadınların karar alma sürecinde yer almadığı mekanizmalarla, söz sahibi olmadığı tartışmalarla çözülemez.
Türkiye yüzyıllardır çeşitli afet olaylarının göbeğinde yer alan bir yapıya sahip. Teknoloji bu kadar gelişmişken, teknoloji ile bu kadar övünürken; doğa olaylarının afete dönüşmesinin akılcı bir yanıtını bulmak mümkün değil. Verilebilecek tek yanıt bilimin gözardı edilmesi, gerekli tedbirleri zamanında almamak, kurallara uymamak, kuralları delmek, verilere göre hareket etmemektir.
NE BÜYÜK ACI...
Doğa olayı deyip geçiştiremeyiz, çünkü doğa olayının yani yoğun yağışın geleceği belliydi. Hiçbir yetkisi olmayan bir vatandaş Google’a 15 günlük, 45 günlük hava tahmin raporu araması girse zaten bilgiyi alabiliyor. Depremin vurduğu vatandaşlarımızı şimdi de sel vurdu. Depremde ölmeyen, selde öldü. Altgeçitte boğuldu. Ne acı, değil mi? Soğukta çadırları su bastı... Peki doğal afet deyip geçecek miyiz? Yoksa şu sorulara yanıt mı arayacağız:
- Meteoroloji verileri AFAD tarafından düzenli olarak alınıyor mu?
- En son Hürriyet gazetesi deprem bölgesinde de üç ay yağış beklendiğini yazdı. Gören oldu mu?
- Birçok kez acı tecrübeyi yaşamamıza rağmen, dere yataklarına neden viyadükler vb. kuruluyor?
- Altgeçitte boğulmanın sorumlusu ya da sorumluları kimlerdir? Altgeçit yapılırken bir mühendislik hatası mı yapıldı?
- Çadırlar bahar yağmurları düşünülmeden, yönetmeliklere uygun olmayan yerlere mi kuruldu? Sorunun yanıtı,
Kadınlar bununla da kalmadı; 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un korunmasının önemine dikkati çekti. Edindiğim bilgilere göre toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Kanundan geri dönmemiz ya da geri adım atmamız mümkün değil” dedi.
YENİDEN REFAH NE İSTİYOR?
AK Parti’nin Cumhur İttifakı’na katılması için görüşme yaptığı Yeniden Refah Partisi (YRP), AK Parti heyetine talepler dosyası verdi. YRP Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal, Habertürk’te Cumhur İttifakı ile yapılan görüşmelerde katılım için talep listesinde 6284 Sayılı Kanun’un kaldırılması talebinin yer aldığını söyledi. Hatta AK Parti’den kendilerine “Hiçbir problem yok” yanıtı verildiğini belirtti. Yeniden Refah Partisi’nin yetkililerini aradım; “Tamamının kaldırılması değil, bazı maddelerde değişiklik yapılması önerildi. Hassasiyetimiz Türk aile yapısının korunması” ifadelerini kullandılar. Bunun dışında D-8’in yeniden canlandırılması gibi önerilerinin olduğunu, ancak bu önerilerin hiçbirinin resmi olarak konuşulmadığını da belirttiler. Yeniden Refah Partisi, kadın kollarından il başkanlarına, tüm yetkili organları topladı. Genel Başkanları Fatih Erbakan hepsinin görüşlerini tek tek dinledi. İttifaka girmek isteyenler de istemeyenler de var. İki güne kadar son kararlarını vermeleri bekleniyor.
AK PARTİ’NİN BAKIŞ AÇISI NE?
Aslında AK Parti’nin bakış açısını başta özetledim. AK Parti’nin içindeki özellikle kadın vekiller, kanunun kaldırılmasına da değişiklik yapılmasına da karşı. AK Partili yetkililer, “Sadece dosya alındı, taleplere evet denilmedi. Bu talepler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katılacağı toplantıda ele alınacak” dediler. Ancak konuştuğum hemen herkes Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine ilişkin 6284 Sayılı Kanun’dan geri adım atılmasının mümkün olmayacağını söyledi.
KANUNUN ÖNEMİ NE?
Kanun şiddet gören ya da bu yönde bir tehdit altında bulunan kadın, çocuk, aile bireyi ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarının korunması ve bu kişileri hedef alan şiddetin önlenmesine yönelik tedbirleri düzenliyor. Kadınların elinde kalan tek kanun bu...
Kimse kusura bakmasın ama bu kanundan tek bir adım dahi geriye gidilemez. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı
KURAKLIK TÜM DÜNYA GİBİ TÜRKİYE NIN DE EN BÜYÜK SORUNU
Yeryüzünün belli alanlarında yağışlar yeterli olmayınca kuraklık ortaya çıkar. Tarih onlarca imparatorluğun kuraklık ve kıtlık nedeniyle son buluş öykülerini anlatır. Ancak tarihteki imparatorlukların sonunu getiren kuraklık ve kıtlık doğa olaylarıydı. Bugün karşı karşıya kaldığımız büyük soruna ise “doğa olayı” deyip geçmek, ne yazık ki mümkün değil. Dünyayı bu hale getiren biz insanlarız. Ve ne yazık ki biz dünyayı kirlettik...
DÜNYAYI NE HALE GETİRDİK?
- Atmosferde normalde de bulunan karbondioksit gibi sera gazlarının miktarını arttırdık, bu nedenle iklim dengesi bozuldu.
- Sulak alanları kuruttuk.
- Sanayileşme, kurallara uymama, çevreyi gözetmeme su döngüsünü bozdu.
- Akarsu yataklarını değiştirdik.
Bir yandan da 14 Mayıs’taki seçimler için hassas bir çalışma yürütülüyor. Kulislerde konuşulan, üzerinde beyin fırtınası yapılan bilgileri şöyle paylaşabilirim:
- HÜDA-PAR’a belli bir kontenjan verilmesi gündemde.
- MHP’nin bu duruma hiçbir itirazı yok, MHP’deki genel hava da “Aslolan seçimi kazanmak” şeklinde.
- Yeniden Refah Partisi ile görüşmeler sürüyor. Yakında bir uzlaşmaya varılması bekleniyor.
- MHP ile AK Parti arasında ortak liste görüşmeleri başlamadı. MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin çok sayıda ilde ortak liste ile seçime girmeye soğuk baktığı belirtiliyor.
- Ancak bazı özel illerde özel adaylar belirlenebileceği belirtiliyor.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceliği deprem bölgesi ve Türkiye’yi olası felaketlere karşı hazırlamak. Bunun için de dört bir koldan çalışma talimatını zaten verdi.
- Ancak yeni dönemde bazı sürprizlerin de olabileceği konuşuluyor. AK Parti listelerinde sürpriz isimlerin, yeni yüzlerin görüleceği bilgisi var.
- Masadan kalkan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener çok kırgın ve kızgındı.
- CHP’de de benzer bir hava vardı.
- Ancak birkaç gün geçince İYİ Parti kamuoyundan gelen tepkiyi ve üyelikten istifa furyasını yaşamaya başladı.
- CHP’de ise Türkiye’nin içinden geçtiği dönemde masanın bu şekilde bir görüntü vermesinin, kazanmayı zorlaştıracağı yorumları yapıldı.
- CHP ve diğer partiler açısından kapının açık bırakılmasına karar verildi.
BAŞKENTTE KRİTİK SAATLER
Her ne kadar iki parti arasında alt düzeyde diyalog olsa da aslında her şey cumartesi akşamı başladı. CHP’de yapılan toplantıda kamuoyundan gelen tepkiler değerlendirildi. Kimi “İYİ Partisiz de kazanırız” derken, kimi verilen görüntünün şık olmadığı, bu nedenle seçimin zora girdiği yorumunu yaptı. Sonrasına gelince...
- CHP’ye göre, CHP içinden bir grup
“Bütün bebeklerim gitti.”
“Kumandalı araba hayalim bir türlü gerçekleşmiyor.”
“Biliyor musun, annemin üzerine dolap düştü, ablam sıkıştı. Dayımlar bizi kurtardı. Ben yataktaydım.”
“Kedim tencerenin içine saklandı.”
“Sen biliyor musun? Biz kurtulduk ama annemin tarafından kaç kişi öldü?”