Türk markaları ucuz mu olmalı

Türk markalarının fiyat etiket-lerinin ucuz olması gerektiğini düşünen bir anlayış var.

Haberin Devamı

Global arenada yer edinmeye hak kazanmış, Hollywood yıldızları tarafından da benimsenmiş toplasanız bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda Türk markamız var.
Global olmanın şartları farklı. Oyunu kuralına göre oynamak ise zor.
Her ne kadar tasarım, işçilik ve kalite açısından çok iyi bir marka olsanız da ‘Made in Turkey’ olmak zor.
Buna rağmen global markalar arasında yer alabiliyorsanız işte o zaman alkışı hak ediyorsunuz demektir.
Neymiş efendim onlar neden Türk isimli değilmiş, o fiyatlar öyle neymiş gibi...
Canım ülkemin olumsuzluklarla dolu bakış açısı uzar da gider.
Size şöyle bir örnek göstereyim...
Dior’un 2 bin 800 dolar civarında etiket fiyatı koyduğu çantayı Çin’de sadece kendilerine üretim yapan bir fabrikada 53 dolara mâl ettiğinin ortaya çıkması üzerine TikTok’ta çok ciddi boykot çalışması yapıldı.
Dior o çantayı 15 dolara da mâl edebilir ve 3 bin 800 dolara satıyor olsun hakkıdır.
Çünkü Dior tasarımlarına istediği fiyatı belirleyebilecek güçte.
O yüzden marka.
Siz de “Hayır, bu benim için çok pahalı, o yüzden almıyorum” diyebilecek güçtesiniz ama hiçbir tüketici “Bu marka ürününü şu kadar ucuza mâl ediyor, bu kadar pahalıya satamaz” diyebilecek pozisyonda değil.
Sizin pahalı bulduğunuz birçok ucuza mâl edilmiş tasarımlar, sadece o markaya ait diye satın alan binlerce insana kafa tutmaya çalışıyor ama boşuna kendinizi üzmeyin, çünkü baktığınız yer son derece yanlış.
Markalar fiyatları kendi etiket değerleri üzerinden belirliyor, maliyetleri üzerinden değil.
Kısacası markalar tasarımlarını istediği fiyata konumlandırabilir, o fiyat tamamen markanın elinde.
Bunu prensip olarak kabul etmeyen bakış açısına sahip olmak ise sizin.
Dior, Gucci, Louis Vuitton, Hermes gibi markaların ürünlerini sorgusuz sualsiz satın alıp, Türk markası olduğu için “Ooo çok pahalı üç kuruşa mâl ediyor, bu nasıl bir fiyat canım?” diye markayı değersizleştirme çabası ise kabul edilebilir değil.

Haberin Devamı

Her strateji kendi ayak izlerini yaratır

Lug Von Siga, Raisa Vanessa Couture ve Nackiye, tekstil kategorisinde dünya çapında isim yapan, göğsümüzü kabartan, her zaman desteği ve alkışı hak eden üç marka.
Şimdi soru şu: Bu markalar, çok pahalı ya da isimleri Türkçe değil diye yaftalanabilir mi?
Kesinlikle hayır.
Marka stratejileri doğrultusunda kendilerini konumlandırdıkları yerden tasarımlarına, ürünlerinin işçilik kalitesinden marka isimlerine kadar kusursuzca planlanmış, büyük bir emeğin sonucu olan bu markaların ürünlerini Hollywood yıldızlarının üzerinde görebiliyoruz.
Bunun bir ayrıcalık olduğunu anladığımızda, alaşağı etmeyip gurur duyduğumuzda, ne yapıp edip bir olumsuzluk çıkarmadığımızda, daha da önemlisi tarafsızlık gözlüğünden bakabildiğimizde köstek olmak değil, destek olmanın tadına bakabileceğiz.
Bu markalar evet ucuz değil, olmamalı da.
Çünkü herkesin üzerinde olmak yerine ayrıcalık yaratmak istemenin kuralları var.
Her strateji kendi ayak izlerini yaratır. Bu nedenle tasarımın fiyatına değil, sahip olabilip olamayacağınıza odaklanmak çok daha doğru.
Sizin için marka olmuşsa ve tasarımı gardırobunuzda görmek isteyeceğiniz kadar beğenmişseniz, tek yapmanız gereken bütçenize uygun olup olmadığını kontrol etmek.
Beğendiği halde sadece alamayacağı için karalama politikası gütmek kimseye yarar sağlamaz.
Bunun yerine “Çok isterdim, fakat bütçeme fazla” demek bir duruştur ve bu duruş her tüketicinin hakkıdır.

Yazarın Tüm Yazıları