Paylaş
Aslında aldığınız şey, statüden ziyade sadece almanızı sağlamak için anlatılan bir hikâyeden ibaret.
Lüks tüketiminin altında gelmiş geçmiş en büyük manipülasyon gizli. Hayalini kurduğunuz bir ürüne sahip olmak için kuralları çok önce belirlenmiş psikolojik bir savaşa girmeniz gerektiğini söylesem, o ürün hâlâ sizin için arzu nesnesi haline gelir miydi?
Hermes, Rolex, Ferrari sadece birer marka değil. Hepimizin zihnini yönlendiren stratejik dehâlar aslında.
Hepsinin uyguladığı şey ise ortak: Size bir ürün yerine “değerli olma” hissini satıyorlar ve bu hisse sahip olmanızı belirleyen ise kendileri. Bunu nasıl başardıkları, son derece tanıdık bir senaryo.
ÜRETİM AYRICALIĞI
Bir ürünün bulunabilirliğini sınırlayarak, “elde edilmesi zor” algısını devreye sokarak uyguladıkları pazarlama taktiği.
Yeterli kapasiteye rağmen ürünü sınırlı adette göstermek, o ürünü sadece VIP satışa sunmak, ellerinde ürün olsa bile tükenmiş gibi göstermek sizi o ürüne sahip olma isteği ile baş başa bırakıyor.
STATÜ SEMBOLÜ
Ünlüler, influencer’lar veya it girl’ler marka için bu sistemin en kilit isimleridir. Para veya ürün karşılığı eş zamanlı olarak o parça her yerde görülmeye başlar. Kullanırlar, gösteriş yaparlar ve siz bir anda o çantayı veya nesneyi istemez, bilinç altınızda onu taşıyan insanın statü sembolüne sahip olmak istersiniz.
FİYAT MANİPÜLASYONU
“Ne kadar pahalıysa o kadar arzu nesnesine dönüşür”, en bilinen pazarlama tekniğidir. Bazen sadece satış stratejisi olarak ürün fiyatını olağanüstü pahalı kategorisine yükseltirler. Siz lüks satın aldığınızı sanırsınız ama aldığınız şey sadece bir kimlikten ibarettir.
AYNALAMA PAZARLAMASI
O ürüne sahip olana kadar onunla yatıp onunla kalkmanız için manipüle edilirsiniz. Asıl amaç tüm güvensizliklerinize rağmen, o nesneye sahip olma hissinizin ağır bastırılması.
Kısacası siz yılan derisi, kürk, egzotik deri gibi aslında içinizde etik dışı olarak hissettiğiniz ürünleri, doğrulanma hissine maruz bırakıldığınız için vicdanınız rahat bir şekilde satın alacak konuma getirilirsiniz. Çünkü size o statü sembolü olarak satılmıştır.
LOGO PSİKOLOJİSİ
Logo konumlandırmasını hedef kitlenin egosunu manipüle eder. Lüks markalar için göze sokulan logolar; “acemi yemi” yani gösteriş meraklılarına, göze çarpmayan (sessiz) logolar; “ultra elit yemi” yani zengin kesime hitaben tasarlanır. Modanın ara sıra logo trendi bu kategoriye dahil değildir. Zaten trendler ultra elitler için değildir.
“Ultra elit”lere trendi yönlendirdikleri hissi verilir. Onlar trendi takip etmez, trend yaratır. O seviye sessiz lüksün temsilcileri olarak kategorize edilir.
Kısacası markalar çanta, kıyafet, araba, nesne satmaz. Onlar sizi hesap cüzdanınız, kendi değeriniz, bir sonraki seçimleriniz (kendi yönlendirdikleri) üzerinden oyuna sokacak yemi ortaya satar.
Burada lüks pazarını suçlayacak hiçbir şey yok fakat buna sahip olunması için arkasında bulundurduğu psikoloji son derece acımasız. Bu bilinçte olmadığınız sürece ise her zaman “bir müşteri”den öteye gidemeyeceksiniz.
Bilinçli tüketici olmak bir tercihtir. Aynı etiket okumak gerektiği gibi.
Paylaş