Hep aynılık cehenneminden kaçış

Sonraki satırlara bakamadım bile.

Yıllardır içinde olduğum hissin adını Chul Han koymadı başardı: Hep aynılık cehennemi.

Moda sektöründe eskisi gibi dahi tasarımcı çıkmamasından, trendlerin yenilik değil eskilerin güncel kopyası olmasından, herkesin aynı şeyi giymesinden, herkesin kendi yorumundan çekinip başkalarının replikası olmasından sanırım artık his olarak çok sıkıldım.

Uzaktan birini gördüğümde en az beş kişiye benzetip, ancak yakınıma geldiğinde kim olduğunu anlıyorsam, farklılaşma ihtiyacı çoktan ortaya çıkmıştır değil mi...

Ben her zaman, her ortamda kara koyun olsam da dışarıdan kendime şeffaf gözle bakınca bu düzenin bir parçası olduğumu inkâr edemem. Çıkmaya çalıştıkça daha da içine çeken girdap gibi hepimizi büyük bir hızla yutuyor bu durum.

Ne mutlu ki bir süredir uykuya yatırdığım eski renkli tarzımı yeniden ortaya çıkarabilmeyi başardım. 

Neden biliyor musunuz, çünkü sosyal medyada mümkün olduğunca az vakit geçirmeye, sadece işimle ilgili olanları okuyup, kişilere hiç bakmamaya başladım.

Kendi stilimin DNA’sı geri gelmeye başladıkça trend raporlarının benimle konuştuğu dili de değişti.

Çünkü bu raporlar size yapılması gerekenleri söylediği için değil, bunu kendi stilinizle yorumlamayı başarabildiğiniz takdirde değerli.

Sezonlar çok hızlı bir şekilde değişiyor. Bunlara ayak uydurmak madden ve manen neredeyse imkânsız. Çok güzel ikinci el siteleri ve mağazaları var, buraları iyi değerlendirmek inanın çok daha ekonomik.

Moda sürekli kendini tekrar eden bir sektör olduğu için herkesle paralel bir gardıroba sahip olmaktansa, farklı yorumlarla sahip, daha kişiye özel bir gardıroba sahip olmak inanın parmakla gösterilir hale gelmenizi sağlayacak.

Upcyle yani ileri dönüşüm bir trend değil, yaşam felsefesidir. Eğer buna yeteneğiniz varsa artık sıkıldığınız bir parçadan kimsede olmayan muhteşem parçalar yaratabilirsiniz. Stil işte budur.

Aynı kıyafetler, aynı fotoğraf kareleri, aynı insanlar, aynı stillerden bağımsız, istediğiniz gibi özgürleşebilmek size kocaman bir nefes alanı açacak.

Bence bir süre kendinizi her şeye kapatıp içinizdeki gerçek kadını ortaya çıkarmaya odaklanabilirsiniz. Bakın bakalım sonrasında nasıl renkli bir gardırop çıkacak ortaya...

Mesela işe “kendi renginizi” bulmakla başlayabilirsiniz.

Şimdilik Pantone’nin her yıl sezonun rengi olarak açıkladığı renk üzerinden alışverişi ikinci plana atalım. Kombinlemede zorlandığınız bir nokta olursa da ben buradayım. Tüm sorularınıza açığım.