ASLINDA temel sorunlarımızdan biri değil mi; yap-boz?
Yani... Sık değişiklikler...
Kalıcı çözümler yerine geçici uygulamalar, sonra onların olumsuzları görüldükçe yapılan değişiklikler...
Ve belki de bu yüzden yaşanan "karmaşa".
Hatta sıkıntı.
Yaşamın birçok noktası için böyle bu!
Oysa... Çağdaş olmanın bir temel kuralı da "sistem ve düzen" değil mi?
Einstein’ın sözü ne anlamlı:
"Akılsızlığın en büyük kanıtı; hep aynı yanlışı yapıp farklı bir sonuç beklemek".
Gerçekten de öyle.
Geçen hafta deprem değerlendirmesi yaptım.
Çok sayıda mail ve telefon aldım.
Duyarlılık sevindirici.
Bu konuda kafa yormak da...
İşte o yüzden "yap-boz"a getirdim sözü.
Yap-bozun en sık görüldüğü yerler; kentler. Kentlerde yerel yönetimler.
Yerel yönetimlerde de "imar planları".
Ne sık değişiyor!
Ne çok elleniyor!
Oysa... Bizim de "hedef" olarak gördüğümüz modern toplumlarda işler, sorunlar daha çok bilimsel yaklaşımlarla çözülmeye çalışılıyor.
Günümüzde bilim, eğer ondan yararlanmayı bilirsek, yaşamın her alanında bize yol gösterici.
Işık tutucu...
Nasıl, hastalandığımızda kendimizi uzman hekimlerin eline bırakıyorsak...
Nasıl, bir bina yaptıracağımızda, işi uzmanlarına bırakıyorsak...
Aynı şey kentlerin imar planları içinde geçerli olmamalı mı?
Kentlerin imar planlarını da elbette uzmanları yapmalı...
Bilenler, "işin erbabı" dediğimiz kişiler...
Denebilir ki, zaten bizde de öyle yapılıyor.
Yapılmaya yapılıyor ama sonrasında çeşitli müdahalelerle bu planlar öylesine değişiyor ki, tanınmaz hale geliyor.
Peki, o zaman uzmanların, işi bilen kişilerin yaptıkları ne oluyor?
Yap-boz dediğim bu işte...
Doğru-yanlış, eksik-fazla; halk arasında imar planında yapılan değişikliklerin rant elde etme amaçlı olduğu yolunda bir inanç var. Belki bir saptama.
Belki zaman zaman hak edilmeyen bir eleştiri.
Ama... Böyle...
Yorum şu:
"Bu yapılan, birilerinin, ellerini toplumun cebine sokup onların parasını çalmaktan başka bir şey değil".
O zaman çözüm ne?
Değişikliklerin toplumla uzlaşı içinde yapılması.
Bilen kişilerce hazırlanması, değerlendirilmesi, düzeltilmesi ve gerçekleştirilmesi.
Aslında yerel yönetim; salt plan değişiklikleri yapılmasına kolaylık sağlamak için değil, o planların uygulanması için varlığı geçerli olan bir anlayış değil mi?
Konuya böyle de bakmak gerekmez mi? Ve öncelikle kentlerde yönetici olacakların sadece kentin ve toplumun yararını düşünen, bilimin yol göstericiliğine inanan insanlar olması gerekmez mi?
Peki... Ama Türkiye'de, kendisine imar planı hakkında bilgi verilirken; "şu fayın yerini biraz değiştiremez miyiz?" diyen belediye başkanları da yok mu?
Ne yazık ki...
Konuya çağdaş dünyanın baktığı çerçeveden bakmak gerekmez mi?
Toplumların, ülkelerin ve dünyanın sağlıklı geleceği için...