Paylaş
Yıllardır yazılarınızı okuyorum. Hiç aklımın ucundan geçmezdi bir gün size yazacağım. Beni, Anadolu kültürüyle yetiştim. 46 yaşında, 27 yıllık evli ve 2 çocuk annesi bir kadınım. 23 yıldır farklı şehirlerde, farklı kültürlerde yaşadık.
Her gittiğim ortama ayak uydurdum, bir sorun yaşamadım. Ta ki 3 yıl öncesine kadar...
Eşim aynı yerde çalıştığı, tanıdığım biriyle beni aldattı. Bunu öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı. Ben de bu olayın altında kaldım.
Eşim farklı bahaneler, farklı yalanlar uydurdu. En kötüsü de kızım da gördü mesajlarını. Bir de üniversite sınavına girecek, düşünün artık çocuğumun psikolojisini.
Çocuk bizim yüzümüzden o yıl istediği yeri kazanamadı.
Sonuçta çok kötü şeyler yaşadım. Eşim normal hayatına devam ediyor. Hiçbir şey olmamış gibi... Bu yaşadıklarımı hiç kimseye anlatmadım, böyle bir şey nasıl anlatılır ki...
Annem, babam yaşlı. Bu yaştan sonra onlara bu üzüntüyü yaşatamazdım.
Halen ailemden hiç kimse bilmiyor, bu arada biz hâlâ beraberiz. Çok düşündüm ayrılsam mı diye. Bilmiyorum, cesaret edemedim herhâlde.
Çünkü ev hanımıyım. Çocukları düşündüm, yeni bir başlangıç olabilir onlar için. Ailem kasabada yaşıyor, onlarla olmaz bu saatten sonra. Kimseye laf anlatacak durumda değilim.
Eşim baskın bir karakter. Bir de yetişkin oğlum var, evlenme çağında... Bilmiyorum, kafam karma karışık ama size şunu söyleyebilirim ki bizim için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Eşim bu olayı kabul etmiyor. Ona göre benim etkileneceğim bir şey yokmuş. Çocuklarla bu olaylardan sonra başka yerde ikamet ediyoruz. Ona karşı güvenim kalmadı. Nereden bilebilirim hâlâ mesaj atmadığını. “Bitti” diyor ama her telefonu eline aldığında şüpheleniyorum. Bilmiyorum artık hissizleştim herhâlde. Zaten depresyon tedavisi görüyorum ve ilaç kullanıyorum.
Sevgili Güzin Hanım, ben şimdi ne yaparım, bilmiyorum. Bir yanım güvenmek istiyor, bir yanım bambaşka duygular içinde. Biz birbirimize âşıktık, severek evlendik. Hatta ailem karşı çıkmasına rağmen evlendik, kaçmadım ama babam bir yıl konuşmadı benimle.
Ama inanın artık ne düşüneceğimi bilmiyorum, çaresizim ve sizi çok seviyorum. Bana yardım edeceğinizi biliyorum. ◊ Rumuz: Çaresiz
YANIT
Sevgili kızım... Gerçekten çok üzgünüm sizin için ama aslında birbirini çok sevdiği halde, yıllardır uyum içinde yaşayan çiftlere bir bakıyorsunuz, ihanet olayıyla yıkılıveriyorlar. Bu, artık yılların getirdiği bir bıkkınlık mı, yeni bir heyecan arayışı mı, yaşlandığını ve eski çekiciliğini ve gücünü kaybettiği düşüncesiyle kendini ispat etme çabası mı, bilemiyorsunuz. Ama sonuçta hiç beklenmeyen bir anda böyle bir olayla karşılaşıp çarpılıyorsunuz.
Bana göre eşiniz basit bir kaçamak yaşamak istemiş. Belki çok önemli bir şey geçmemiş aralarında, sanırım sadece birkaç mesajlaşma, belki de bir iki basit buluşma olabilir. Daha fazlası olmadığını düşünüyorum. Sizin de tanıdığınız bu şirket çalışanının pek de fazla beklentisi olamaz gibi geliyor bana.
Eğer aralarında geçenler sadece telefon konuşmaları ve mesajlarla sınırlı kalmışsa zaten mesele yok. Ama eşinizin tutumu ve olayı kapatma çabaları aslında sizi kaybetmek istemediğini açık açık ortaya koyuyor.
Tabii son karar sizin, eğer bu durumu kabul edemeyecekseniz, eğer unutamıyor, her şeyden kuşkulanıyorsanız ve “bundan sonra hiçbir zaman eskisi gibi olamayacak” diye düşünüyorsanız, bu huzursuz ortam hiç kimseye fayda vermez. Çocuklarınıza da...
O zaman boşanmayı düşünebilirsiniz. Ancak ailenizin yanına dönemeyeceğinizi de söylüyorsunuz.
Ya da bütün bu olanları unutup, eşinizi affedeceksiniz.
Ortada ciddi anlamda bir şey olmadığını kabul edip, unutmaya çalışacak, tekrar mutlu günlerinize döneceksiniz.
Eşinizin de artık bu olaydan sonra, bu tür heyecan arayışlarını tekrarlamayacağını düşünüyorum. Umarım yanılmıyorumdur.
Paylaş