Oh, şükürler olsun, şu uğursuz 2020 yılı son buldu... Günler, haftalar, aylar, göz açıp kapayıncaya kadar geçip gidiyor. Arkasından bakakalıyoruz... Ancak 2020 her yıldan çok farklıydı herkes için. Bir virüs tüm dünyayı hükmü altına aldı, hepimizi esir etti, evlerimize kapadı.
Eşimizi dostumuzu, evlatlarımızı, büyüklerimizi göremez, ziyaretlerine gidemez olduk.
Hatta ne acıdır ki yakınlarımızın cenazelerine bile gidemiyoruz.
Düğün, bayram, yılbaşı, doğum günü kutlamaları askıya alındı.
Herkes kendi küçük dünyasına kapandı, eskiden sıradan olarak gördüğümüz en basit alışkanlıklarımızı bile rafa kaldırdık... Yılbaşı demek, hediye, alışveriş, sevdiklerimizle güzel bir sofrada buluşmak demekti...
Hiçbiri bu sene olmadı.
Bir yandan da “yeni bir yıl” demek, yaşların gelip geçtiğini gösteriyor. İnanamıyor insan. Yılların bunca süratine... Bir korku sarıyor yürekleri.
Zamanı durduramıyorsak, bizim için pek hoş değil bu hızlı gidiş...
20 yaşındayım ve 5 yıllık bir ilişkiden yeni çıktım. İlişkim hiçbir zaman kusursuz değildi.
Birkaç defa karşı tarafın isteğiyle ayrılık yaşamıştım ama hiçbir zaman sevmekten vazgeçmemiş, peşini bırakmamış ve nihayetinde onu yeniden kazanmıştım.
Halen üniversite okuduğumdan evlilik için daha zaman var.
Ancak evlenmeyi kesinlikle karşılıklı olarak planlamaktaydım.
Şimdilerde ise son 2 aydır ilk defa soğuduğumu ve eskisi gibi hissetmediğimi düşünüyorum. Hatta biter bitmez, başka bir erkekle yeni bir ilişkiye başladım bile.
5 yıllık ilişkimi, onu eskisi gibi sevmediğimi ve artık bende aşkın tükendiğini söyleyerek bitirdim.
Zaten o hamleyi yapmadan önce de zorla sürdürüyormuş hissi vardı içinde. Ancak bana karşı hiç kötü bir davranışı olmadığından bir türlü bitiremedim. Ama başkası hayatıma girince gözümü bile kırpmadan, “artık seninle mutlu değilim” deyip çekip gidebildim.
14 ay önce bir kadınla tanıştım ve ona bir anda âşık oldum. Tanıştığımızdan bu yana evine, çocuklarına sahip çıktım. Maddi ve manevi yönden dünya kadar para harcadım ama bir türlü âşık edemedim kendime...
Telefonla görüşüyorduk, arada bir de buluşuyorduk.
Bir gün beni aradı ama o gün çok işim vardı, cevap veremedim ve mesaj yazdım, “İşlerim şu an çok karışık, çok zor durumdayım, cevaplayamadım” diye. Beni 30 kere aramış ve cevap vermeyince WhatsApp’tan engellemiş. Uzun süre de engeli kaldırmadı.
14 gün sonra aradım, “Konuşalım” dedim. Buluştuk. Bana kızgın ve dargın olduğunu söyledi. “Ben her yerden seni engelledim. Bak bakalım ulaşılamamak, kavuşamamak nasılmış” dedi. O günden sonra da bir daha aramadı.
Ben de o arasın diye bekledim. Çünkü sonuçta ben de ona kızgınım.
Düşünün, 14 ay boyunca çalıştım ve tüm kazancımı hep ona verdim. Her şeyiyle ilgilendim, elimden geldiğince maddi destek oldum. Ama buna karşılık ne gördüm?
İnanın doğru dürüst elini bile tutamadım. Ben ne yaptım da bana bu kadar kızıyor ve beni aramıyor?
Zaten o beni hiç sevmedi, hiç yakınlık göstermedi. Size soruyorum şimdi, ne yapmalıyım?
13 senelik evliyim ve 2 çocuk annesiyim. Eşim benden 8 yaş büyük... Ben, 19 yaşındayken severek evlendik. Her şey yolunda giderken, çok mutluyken, beni aldattığını öğrendim... Meğer 3 yıldır bir kadınla berabermiş. O kadına imam nikâhı kıymış ve 2 yıl kadar da evli kalmışlar...
Son bir senede de kadının eşine söylerim tehditleriyle devam etmiş ve bir şekilde ben öğrenince kadını sildi. Yalvardı yakardı, ben de çocuklar yüzünden boşanmaktan vazgeçtim ama içimden bir türlü atamıyorum.
Şu anda beni mutlu edebilmek için elinden geleni yapıyor. Ama ben ona her baktığımda aklıma geliyor.
Depresyon ilaçları kullanmaya başladım.
Öğreneli 4 ay kadar oldu. Bu durum düzelir mi? Çok çaresizim, çocuklar olunca hemen silip atamıyorsun...
Eşimi de seviyorum.
◊ Rumuz: Depresyon
Çevreci ve hayvan hakları savunucusu değerli bilim adamı Prof. Dr. Orhan Kural’ı Covid-19 hastalığından yitirdik. Çok çok üzgünüm. Allah rahmet eylesin, hepimiz için çok büyük bir kayıp.
Ama en çok da hayvan ve doğaseverler için büyük bir kayıp. Hayvanseverliği ve doğaseverliğiyle tanıdığımız Dr. Orhan Kural, bir video çekerek sevenlerine veda etmiş ve vasiyetini belirtmiş.
Kürk giyenlerin cenazesine katılmasını istememiş. Ben onun gibi hayatını hayvanlara, insanlığa, doğaya adamış değerli insanlar tanıdım şükürler olsun...
Tıpkı geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz, çok sevgili hocamız Prof. İsmet Sungurbey gibi... Ben, hayvan haklarını onun bildirisinden öğrendim...
Hayvan sevgisinin uçsuz bucaksız duygu selini onun yazılarından anladım.
Son zamanlarda kanımı donduran ve insanlığımdan utandıran birbirinden korkunç haberler okuyorum. Kocaeli’nde 4 bacağı kesilmiş bir kedinin ölüsü bulundu.
Antalya’nın Kemer ilçesinde vatandaşlar tarafından beslenen 17 kedi ve 3 tavuk, atılan zehirli salamlarla öldürüldü.
Antalya’da kuyruğu ve bacakları kesilmiş halde ölü bulunan kedi hayvanseverlerin tepkisine yol açtı. Samsun’da ayakları kesilen köpek hayati tehlikeyi atlattı. Şükürler olsun ki birkaç ay kadar önce yine aynı şekilde bulunan ve hayata tutunamayan yavru köpeğe benzemedi sonu. Hayvanseverler ona protez ayak taktırdı.
30 yaşındayım, karşı komşumuzun kızıyla çok basit bir şeyden kaynaklı tartışma yaşadım ve olay gereksiz büyüdü.
Tartışma, ondan kimseye vermediğim şirket numaramı silmesini istememle başladı.
“Neden sileyim, senin numaranı mı dağıtacağım” demesiyle olay büyüdü.
Beni mahalleme rezil etmekle, adımı çıkarmakla tehdit etti.
Daha birçok ağır sözler söyleyip namusuma bile dil uzattı...
Bir akşam “Dur, konuşalım” dedi. Benden özür dileyecek sanıp durdum. Bir anda saldırmaya başladı ve boğazımı sıktı.
Yolda rezalet çıkmasını istemedim fakat o an elimde kalabilirdi.
Birkaç yıl önce biriyle tanıştım, o sırada 16 yaşındaydım. Birkaç kere konuştuk ve görüştük ama sonra görüşmeyi kestik. 3 sene sonra 19 yaşımdayken, bu kişi tekrar bana yazdı. Görüşmek istedi. Sorun şu ki o, 35 yaşında...
Ondan etkilendim. Daha önce başkalarıyla da görüştüm ama hiçbiriyle birlikte olmadım. Ancak ben bu adamla birlikte oldum.
Ailem duysa bana yapmayacakları kalmaz. Üstelik böyle bir riske değecek bir adam da değildi. Fazla zeki olmasına, kariyerine, zengin olmasına kandım. Herhangi bir maddi desteğini görmedim...
Ama o sırada bana diğerlerinden farklı geldi.
Şu an bakire olmamak beni pek fazla rahatsız etmese de kendimden bu kadar büyük biriyle birlikte olmak kirlenmiş hissettiriyor.
◊ Rumuz: Pişmanım
YANIT
Ah benim güzel kızım, madem buna değecek bir adam değilmiş, ne demeye onunla beraber olmuşsun? Yazık değil mi şimdiki perişanlığına. .
Güzin Abla, bir süreden beri köşenizdeki gelinlerle kayınvalideler hakkındaki yazılarınıza bakıyorum.
Gelin kaynana aynı evde yaşamamalı diyorsunuz da, insanlar ne yapsınlar, annelerini yalnızlığa mı terk etsinler?
İnsanlar hem yalnız yaşanmaz diye evleniyor hem de annelerini yalnız bırakmakta sorun görmüyor.
Çok şükür benim çevremde kimse annesini yalnız bırakmadı.
Bizde de abimle bende kalıyor annem. İkimiz de evliyiz.
Anneme “Artık bizde kalamazsın” demeyi aklımın ucundan bile geçirmem.
Gerekirse evliliğimi bitiririm.