Merhaba Güzin Abla, ben annemle sevdiğim adam arasında kaldım.
Sevdiğim, hayatıma 1 yıl önce girdi. Kendisi katıldığım bir kursta öğretim üyesiydi. Daha sonra aramızda yakınlık oldu ve görüşmeye başladık. Şu ana kadar sadece 1 kez dışarıda buluştuk. Sadece telefonda görüştük.
Kendisi evlilik konusunda pek hevesli değil. Bana, “Hayatımda ne olursa olsun, ne yaşarsam yaşayayım, her anımda olmanı istiyorum” dedi.
Benimle cinsel birliktelik yaşamak istediğini de söyledi.
Benden söz istedi ve “Bana, asla ‘hayır’ dememelisin. Koşulsuz şartsız kabul etmelisin” dedi. Ona söz verdim ama büyük bir aptallık yapmışım.
Sonra benden yapamayacağım bir şey istedi. Ben de kabul etmedim. “Sözünü çiğnedin” dedi.
Bana “Param olsa dahi borç isterim, sırf karşı tarafın ne kadar güvenilir olduğunu görmek için” diyordu.
2 senelik nişanlımla ağustos ayında evlendim. 27 yaşındayım, iki üniversite bitirdim. Eşim lise mezunu, ben ikinci üniversitemi okurken ailesinin ısrarı üzerine üç ay içerisinde nişanlandık.
Bu dönemde bir küs, bir barışık bir sürü badire atlattık. Sonunda evlendik... Tam “Bitti, artık mutlu oluyoruz” diyordum ki ilk gece birlikteliğimizde kan gelmediği için eşim bana hiçbir şey hissettirmeden, ailesinin yanına gidip bakire çıkmadığımı bildirmiş. Yengeleri oyun kurup bize geldiler. “Çarşaf almaya geldik” dediler.
Ben de “O halde bir hastaneye gidelim” dedim. Evden “hastaneye” diye çıktık. Ancak eşim beni babamların evine bıraktı.
Annemler şok oldu... “Evinize dönün, biz kızımızdan eminiz” dedilerse de ikna olmadı. Annesi ve babası o gün konuyu sonradan duymuş gibi bize geldi. Bana sarılıp ağladılar... Onlarla birlikte iki hastaneye gittik.
Biri özeldi, ancak adli vaka olmadan muayene olunamayacağını söylediler. Bu arada eşim de beni annemlere bıraktıktan sonra, evimize dönüp evdeki altınları alıp gitmiş.
Biz ailesiyle hastaneye gittikten sonra “Sen bizim kızımızsın” diyerek evlerine götürdüler. Onu da çağırdılar yanımda çok dil döküp onu ikna etmeye çalıştılar. İçi rahat değilmiş, öyle söyledi. Eve döndük. Ertesi gün yine yengeleri, kardeşi bana yüklendi.
Bir doktor bulduklarını, onu seviyorsam gitmem gerektiğini söylediler. Ben de “Hepinizden şikayetçi olacağım” dedim.
Dayısı öğretmendi, eşi de hemşireydi. Onlar olaya sonradan dahil olup onu ikna etmeye çalıştı. “Sizin baş başa konuşmaya ihtiyacınız var” diyerek bizi evimize getirdiler...
Birkaç ay önce köşemde Ankara’daki Next Level Alışveriş Merkezi’nin, ekim ayı itibarıyla “Bir bilgisayar ile eğitime bir öğrenci de sen kazandır” mottosuyla başlattığı bir projeden söz etmiştim.
Bu projeyle, imkansızlıklar nedeniyle uzaktan eğitime erişim sağlayamayan çocukların eğitimine katkı sağlamayı hedefliyorlardı. Ülkemizde de artık bu “askıda” projesi giderek yaygınlaşıyor.
Bu şekilde ihtiyaç sahipleriyle, bağış yapmak isteyenleri buluşturmak mümkün olabiliyor.
İşte bu uzaktan eğitime katkı sunmayı ve eğitime erişimde sıkıntı yaşayan öğrencilere fayda sağlamayı amaçlayan “Askıda Tablet” projesinin destekçileri gün geçtikçe artıyor.
Son olarak Atılım Üniversitesi de 25 tablet ile projeye destek verdi. Tabletler yılbaşı itibarıyla bölgelerdeki çocuklara ulaştırılacak.
Projeye destek olmak isteyenler, AVM’nin danışma bölümüne, kişi, kurum, kuruluş ismiyle bağış yapacağı tablet bilgisayarı teslim edebildiği gibi AVM içindeki teknoloji ürünleri mağazasından indirimli olarak tableti satın alabilecek. Proje sonunda bağışçılarla birlikte tabletler okullara teslim edilecek.
Pandemi süreciyle birlikte yardımlaşma, dayanışma gibi kavramlar daha da önem kazandı.
Ben 19 yaşında bir kızım, şu anda nişanlıyım ama nişanlımı bir türlü affedemiyorum...
Biz sevgiliyken bana çok kötü şeyler yaptı. Gitti başkalarıyla oldu, güvenimi kırdı. Ona olan inancım da bitti. Artık ne söylese, ne yapsa bir türlü olmuyor. Yaptığı hataları bütün ailem öğrendi.
Annem ve babamdan çok tepki gördüm. Babam şimdiye kadar bana hiç söylemediği sözleri söyledi. Sevgilim de ailesinden çok tepki gördü, hata üstüne hata yaptı...
O hata yapınca, ben daha çok üstüne gittim. “Peşimi bırak” dedim, tüm hesaplarını engelledim, bu sefer iyice delirdi.
3 sene boyunca her günümüz kavgayla geçti. Yan yana her geldiğimizde birbirimizi yedik. Bana her defasında yalan söyledi ve güvenimi iyice kaybetti.
Daha sonra da kalkıp beni zorla kaçırdı...
Ortalık karıştı, babam beni buldu, mahkemelik olduk. Şikayetimi çekmeseydim 12 sene hapis cezası alacaktı. Bu nedenle nişanlandık.
Ama ben bir türlü bağlanamıyorum, sevemiyorum, yaptıklarını unutamıyorum.
2016 yılında kızıma hamileyken eşimin telefonunda bir kadınla yazışmalarını gördüm.
Dünyam yıkıldı çünkü biz severek evlendik ve çok mutluyduk. Kavga filan da etmezdik... Ta ki bir kadın aramıza girene kadar.
Bana yalvardı, “Tamam, o ilişkiyi bitireceğim, beni bırakma” dedi. Ben de inandım. Ama bitirmemiş. Birlikte olduğu kadın da evliymiş ve kocası beraber görmüş onları. Eşini boşamış, eşimle mahkemelik olmuş.
Ben de eve evrak gelince öğrendim.
Ama yeni doğum yapmıştım. Küçük bebekle kime sığınacaktım?
Ailem köyde ve zor geçinen insanlar. Onlara yük olmak istemedim. Üstelik 18 yaşında bir oğlum, 13 yaşında bir kızım daha var.
Küçük kızım 1 yaşındayken kadına işyeri açtığını öğrendim... Meğer bankadan para çekmiş.
Sevgili Güzin Abla, ben subayım. Kız arkadaşımın ailesi asker olduğum için beni istemiyor. Eşi polis olan bir teyzesi var, ona “Benim kocam polis, bak ne kadar zorluk çekiyorum” diyormuş.
Kız arkadaşım mesleğimi sıkıntı etmiyor ama ailesi istemediği için onları karşısına alamıyor.
Hatta bu sorun yüzünden 4 aylık bir ayrılık sürecimiz oldu. Daha sonra bu ayrılığa dayanamayıp barışma kararı aldık. Ama kız arkadaşımın annesi beni istemediği için, kızına benimle barışmaması konusunda baskı yapmaya başladı.
Sonunda onu da ikna ettiğimizi sandık. Ama davranışları ile hâlâ beni istemediğini belli ediyordu.
Kız arkadaşım da sonunda benden ayrılmak zorunda kaldı. Bu ayrılığı kabul mü etmeliyim yoksa çabalamaya devam mı edeyim?
◊ Rumuz: Tek sorun ailesi
YANIT
Sevgili oğlum, ne ilginç bir dünyada yaşıyoruz... Sevgili oğlum, ne ilginç bir dünyada yaşıyoruz... Her şey ne kadar değişti.Eskiden aileler kızlarını subaylarla evlendirmek için yarış ederlerdi. Subayla evlenmek büyük bir prestijdi. Toplumda büyük bir saygınlıktı. Şimdi ise senin bu mektubuna bakınca, şaşırıyorum ve görüyorum ki, aileler kızlarını subaylarla evlendirmekten çekiniyor. Bunun nedeni olarak da subay ya da polis eşi olmanın zorluklarını, tehlikelerini öne sürüyorlar. Bir anlamda polis ya da subay eşi olmak her dönemde zorluk taşır. Böyle mesleklerin saygınlığının yanı sıra, her zaman hayati tehdidi de vardır. Çünkü subaylar da emniyet görevlileri de vatanımızı, milletimizi her türlü tehdide karşı korumakla görevlidir. Bu görev de elbette hiç kolay değildir. Ve yine eşleri için de hayat öyle pek kolay olmayacaktır. Ancak böyle şerefli meslek sahibi bir eşe sahip olmanın da sağladığı onur hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Bu yüzden sevgili oğlum, sevdiğin kızın her şeye rağmen sana gelmesini beklerim. Umarım sevdiğin gerçeği görür ve her şey gönlünce olur.
Güzin Abla, 4 senelik evli bir kadınım. Bir çocuğum var. Eşimle 1 ay içinde tanışıp evlendik. Önceleri her şey güzeldi ama evlenince değişti. Ailesiyle birlikte yaşıyorduk. Eşim bana çok kötü şeyler yaşattı, ailesiyle yaşadığım her sorunda hep onların yanında oldu.
Ailesi bana hiçbir zaman ısınamadı zaten. Bu arada eşimin eski sevgilisiyle mesajlaştığını fark ettim.
Bu olaydan sonra iş boşanmaya kadar gitti ama ayrılmadık.
Eşim, ailesiyle bir arada olmamızın doğru olmadığını anladı sonunda.
Evi ayırdık ve aramız daha iyi oldu.
Maaşımın hepsini kocama veririm.
Hep istediklerini yaparım ama o bana ne güzel bir söz söyler, ne küçük bir hediye alır. Bu arada beni eskiden sevmiş olan bir genç, yeniden karşıma çıktı. Çok zengin olmuş, çok da değişmiş. Çalıştığım firmadaki patronumun da yakın arkadaşıymış.
23 yaşında üniversite mezunu ve özel bir kurumda çalışan biriyim. 7 yıldır beni karşılıksız sevmiş, tüm zor zamanlarımda yanımda olmuş, gerçekten arkadaşlığına ve kendisine çok güvendiğim bir arkadaşım vardı.
O hayatımda tanıdığım en güzel adamdı. Bir ilişkiye başlayıp sonradan anlaşamayıp onu kaybetmekten çok korkuyordum. O yüzden hep arkadaş olarak yaklaştım ona.
Bir zaman sonra beni çok sevdiği için arkadaş kalamayacağını, eğer istersem benimle evlenmek istediğini söyledi. Önce olmayacağını söylesem de içimdeki ses ve çevremdeki insanlar beni bu kadar seven, değer veren kıymetimi bilen bir insanı kaybetmemem gerektiğini söyledi.
Ve kabul ettim, sözlendik, inan her şey çok güzeldi. Ama annesi akrabasının kızını istediği için ve tesettürlü olmadığımdan beni istemedi. Hep sorun çıkaracak davranışlarda bulundu.
Ben ve ailem, hep yapıcı davrandık ama olaylar büyüdü. Ailem de bu evliliği istememeye başladı. Ama bu sorunları aştık ya da ben öyle sanmıştım. Sonra nişanlandık...
6 ay nişanlı kaldık ama kısıtlamalar başladı. Telefon numaramı bile kimseye verdirmiyordu.
Arkadaşlarımla görüşemiyordum.
Onun istemediği bir şeyi yapınca hata yaptığımı söylüyor ve benimle günlerce konuşmuyordu.