Paylaş
“Sonuca yönelik hareket edilmeye devam mı edilecek, yoksa Bursaspor yetiştiren, öğreten geleneğini mi perçinleyecek?”
Günümüz endüstriyel futbolunun eğlenceden çıktığını ve daha çok sonuca yöneldiğini hepimiz görüyoruz.
Bu yüzdendir ki ‘1-0 olsun bizim olsun anlayışı’ genelde Türk futbolunda hâkim bir düşünce.
Ancak bir şeyler değişecekse eğer, bunun tohumları geçtiğimiz gün Esenyurt Necmi Kadıoğlu Stadı’nın çimlerinde atıldı.
Camiada gençlere verilen destek ve duyulan güvende birleşti.
Alınan mağlubiyete eleştirinin yer aldığı her düşüncede, sahada ter döken genç oyuncuların yeri ayrı bir noktaya konuldu.
Zira forma ağırlığının farkındaki genç oyuncular, var gücüyle terlerini akıttı.
Deneyimsizliklerine, bireysel yeteneklerinin kısıtlığına ve heyecanlarına yenik düştüler.
‘Bu yolda galiptir mağlup’ anlayışı, ‘1-0 olsun bir bizim olsun’ anlayışının önüne geçti.
Elbette ki Bursaspor, her zaman hedefler koyan ve zirvelere uzanan bu hedefleri gerçekleştirmek adına yönetilen bir kulüp.
Ancak Bursaspor’un eğitici ve öğretici kulüp misyonuna sahip olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Saha içerisinde ellerinden geleni yapmalarının dışında belki de en önemli anlardan biriydi; Ozan İsmail Koç’un kırmızı kart sonrası yaşadığı üzüntü ve Yalçın Koşukavak ile arkadaşları tarafından tesellisi.
Ataberk Dadakdeniz’in hatası sonrası samimi üzüntüsünü dile getirmesi, oyuncuların mağlubiyete karşın tribünlere davet edilmesi...
Bunlar skordan bağımsız olarak Bursaspor adına gelişen güzel etkenler oldu.
‘Aidiyet’ duygusunun ve birliğin göstergesiydi.
Her ne kadar transfer tahtasının açılmaması nedeniyle okların tamamen yönetime çevrilmesi bu durumda etkili olurken, bu desteğin, bu güvenin ve hatta inancın devam etmesi gerekiyor.
Çünkü bugün tahta açılsa ve 11 transfer yapılsa dahi, oyuncuların bu ‘aidiyetlik’ hissini yaşamadığı sürece nelerin olabileceğini geçen sezon gördük.
Belki de eşine az rastlanır şekilde küme düşen bir takımın oyuncuların hemen hemen tamamı, üst sıraları hedefleyen ve zirveyi kovalayan ekiplerin transferi oldu.
Kağıt üzerindeki kalite, forma giyildiği andaki özveriye yansıtamadığından bugün farklı bir lig ile sezona başladı Bursaspor.
Bugün ise kağıt üzerine gelişime açık bir kalite söz konusu, üstelik taraftarın da en çok arzuladığı hisle birleşmiş durumda.
Öyleyse, destek çıkılmasından başka bir seçeneği yok camianın.
Tabii gençler umut veriyor diye, suskun kalmanın lüzumu da...
Bursaspor’un gençleri sahada kapasiteleri el verdiği ölçüde görevlerini yaptı, artık şimdi sıra yönetimde.
Son olarak gençlik ateşi ve heyecanın artıları olacağı kadar eksilerinin de olacağını bu maçta görmüş olduk.
Ozan İsmail Koç’un oyun dışı kalması, kartı bulunan İsmail Çokçalış’ın ikinci yarının başında yaptığı riskli hamle sonrası oyundan atılma ihtimali, ayaklarını o bölüme kadar çok iyi kullanan ve doğru zamanda doğru yerde topları arkadaşlarıyla buluşturan kaleci Ataberk’in pas hatası birer deneyimsizliğin sonucu.
Hatırlarsak geçen sezon Bursa’daki Çaykur Rizespor maçında ilk 11 başlayan Ramazan Keskin de 22’nci dakikada kart görmüş ve riskli hamlelerinin ardından heyecanının da kurbanı olarak 8 dakika sonrasında oyundan alınmıştı...
Bu ve benzeri detaylar da teknik heyetçe hem mental, hem de deneyim olarak çözüldüğünde genç oyuncular da potansiyellerini çok daha iyi yansıtabilecek.
Paylaş