26 Eylül Cumartesi günü açılacak perde için takımlar, sıkı idmanlarının yanı sıra hazırlık maçlarıyla ritim bulmaya çabalıyor.
Bu sezon 15 takımın yer alacağı lig, her ne kadar geçtiğimiz sezonlara nazaran daha rahat bir fikstüre neden olsa da, Avrupa’daki mücadelelerin yoğunluğu, bir kez daha fiziksel ve mental gücü sağlam duran ekipleri ön plana taşıyacak.
TAKIMLARIN TOPARLANMASI SÜRE ALACAK
Bu kapsamda; Bursa temsilcileri TOFAŞ Basketbol Takımı ve Frutti Extra Bursaspor, süreci hazırlık maçlarıyla değerlendirirken; verilen ilk sinyal zamana ihtiyaç duyulduğu yönünde…
Her iki kulübün de, geride bırakılan sezona kıyasla ciddi bir kabuk değişimine gittiğini de düşünürsek, oyun organizasyonunu sağlamak, biraz daha süre alacak gibi duruyor.
TOFAŞ Basketbol Takımı, yeni sezon hazırlıkları kapsamındaki ilk hazırlık maçında Fenerbahçe Beko’ya 82-70 kaybederken; Antalya’da kampını sürdürdüğü esnada Anadolu Efes ile de iki hazırlık maçı gerçekleştirdi.
İlkinde 95-56’lık mağlubiyet alan TOFAŞ Basketbol Takımı, sonraki mücadelede de 84-78 yenildi.
TOFAŞ YENİ BİR UYUM ARAYIŞI İÇERİSİNDE
Özel firmaların da kulüplere olan desteğiyle birlikte, kulüpler de bir şirket edasıyla yönetilmeye başlandı.
Daha önce çeşitli örneklerini, ‘müessese takımı’ diye tabir edilen kulüplerde gördüğümüz bu durum, artık yüzbinlerin sempati ve taraftarlığını kazanan kulüplerde de işliyor.
Elbette bu planlamanın özelinde; sürdürülebilirlik yatıyor.
*
Basketbol Süper Ligi’ne baktığımızda, yakın süreçteki pek çok spor kulübünün basketbol faaliyetlerini ekonomik gerekçeler nedeniyle sonlandırdığını gördük.
Futbolun, spor ekonomisinin temel taşlarını oluşturduğunu düşünürsek; basketbol branşı, daha mütevazi bütçelerin oluştuğu, buna bağlı olarak da –her ne kadar ülke ve kulüpler düzeyinde başarılar sağlasak da- reklam ve pazarlama gücünün, futbolun gerisinde kaldığı bir spor dalı.
Dolayısıyla kısıtlı gelirlere, dar ekonomilere bağlı bu ince çizgide plansızlık yahut işlerin sekteye uğraması, faaliyetlerin durdurulmasına kadar yol açabiliyor.
Pek güneşli olmayan bu havada, mevcut sarsıntılarla boğuşan kulübü futbolda pek çok artçı şiddet de etkileyecek.
Zira; her ne kadar karamsar bir havayı oluşturmak fayda getirmese de, ‘polyannacılığın’ da pek de fayda sağlamadığını yakın süreçte deneyimledik.
Bu yüzdendir ki, Mustafa Er’in ‘hayal satmayacağız’ sözü altındaki gerçekçi bakış, kulübün sportif ve mali yönden yarınlarına ilişkin kilit önem arz ediyor.
TOPUN ARKASINA SAKLANMAK ESKİDE KALDI
Kulübün nasıl bu noktaya geldiğine ilişkin pek çok done var elbet, ancak saha içerisinde kalacak olursak; Süper Lig’e veda edilen dönemle birlikte son iki sezondur Bursaspor’un modern futboldan git gide uzaklaştığını görüyoruz.
2000’li yılların başında Brezilya ekolü ile beklerin hücuma katkısından gelişen kanat oyunu, yerini daha kompakt merkez oyununa bırakmış durumda.
Pandemi süreci nedeniyle geçtiğimiz sezon, erken sonlandırılan basketbol heyecanı; bu sezon, daha önceki planlamalar dahilinde gecikme yaşanmadan gerçekleştirilecek...
15 takımın yer alacağı ve 30 hafta sürecek olan ligin normal sezonunda, her takım iki haftayı bay geçecek.
FEDERASYON YAPICI BİR TUTUM İÇİNDE
Elbette yeni sezona da, pandeminin oluşturduğu ekonomik ve sosyolojik etkiler altında devam edilecek.
Kura çekimi de geçtiğimiz gün yapılırken, TBF CEO’su Ömer Onan yaptığı açıklamada federasyonlar olarak geniş kapsamlı bir protokol hazırladıklarını duyurdu.
“Kulüplerimizin üzerinden bu süreçte ekonomik anlamda ne kadar yük alırsak basketbolumuz için o kadar iyi olacaktır” ifadesi, sezon öncesi ve devamında kulüplerin yaşayacağı bir takım sıkıntılara ilişkin, federasyonun yapıcı bir tavır sergileyeceğine işaret ediyor.
*
Geçmiş dönemlere baktığımızda; gerek yönetimsel, gerek transferler, hatta ayrılıklar bazında geç adımların atıldığını görüyoruz.
Süper Lig’e bilet alınamaması sonrası başlayan çalkantılı süreç ile birlikte, gemi su almaya devam ederken; beyaz bir sayfa açmanın gerekliliği, daha önce hiçbir zaman bu denli önem kazanmamıştı.
Şöyle bir kulübün geçmişine bakacak olursak, her daim kendi iç bünyesinde bütünlüğünü gerek yönetim, gerekse sportif bazda sağladığında başarılara ulaştığını görüyoruz.
Fikir ayrılıkları, iç çatışmalar her kulüpte görülen ve görülmeye devam edecek bir durum...
Ancak; Bursaspor’un üzerinde bulunduğu hassas çizgi, ayrışmayı değil, bütünleştiriciliği gerektiriyor.
*
İşte böyle bir ortamda yapılacak ilk oturumun önemi de oldukça yüksekti.
Ancak, her bir noktada ivme yakalanabileceği gibi, düşüşlerin de görülebileceği aşikar.
Bugüne baktığımızda; son 5 yıllık süreç bazında gözlemlenen detay, Bursa futbolunun düşüşe geçtiği, ters orantılı olarak ise Bursa basketbolunun yükselişi.
Sürecin başlangıç noktası olan 2015/16 sezonuna uzanalım...
*
Bursa futbolu; o dönem Süper Lig’de Bursaspor, 2’nci Lig’de İnegölspor, 3’üncü Lig’de ise Yeşil Bursa, Bursa Nilüferspor ve Orhangazispor ile temsil ediliyordu.
Dopdolu bir futbol sezonu...
Sonraki sezon, bugünkü adıyla Karacabey Belediyesi’nin futbol yatırımıyla birlikte Bursa Nilüferspor’un yerini Karacabey Birlikspor alırken, yine bu 4 takım kulvarlarında boy göstermeye devam etti.
Kulübün özellikle genç oyunculara verdiği değer ve bu değeri yükselterek oluşturduğu donanımlı isimler, yurt içi ve yurt dışı pek çok kulübün de ilgisini çekti.
Bu özelliğiyle kulüp, gerek Süper Lig’de, gerekse TFF 1’inci Lig’de mücadele ettiği sezonlarda en fazla altyapısından yetişen genç isimlere şans veren ekiplerden biri oldu.
Ancak bir de madalyonun diğer yüzü var...
*
Bursaspor’un altyapısı, şans verdiği kadar elinden kaçırdığı yeteneklerle de ne yazık ki ünlü.
Mehmet Zeki Çelik’in her Bursaspor’a gönül verenin ukdesidir.
Futbola Bursaspor ile birlikte ‘merhaba’ diyen, tüm alt yaş gruplarında forma giyerek geçen 7 yıllık sürenin ardından İstanbulspor’a makul bir bedel ile verilen oyuncu, yurt dışında ülkemizi başarı ile temsil ediyor.
Madalyon iki yüze sahip; ilki yönetimin ‘kimse çıkmazken, biz göğüs gerdik’ argümanıyla oluşturduğu yeterli desteğin görülemediği, bir diğeri ise somut gerçekler.
Gerçeklerden yola çıkalım;
Bursaspor’un oyuncuları birer birer takıma veda ediyor.
‘Aylardır para alamıyoruz’ sözü, futbolcular arasında en sık kullanan söz haline geldi, buna personeller de dahil!
Çağlar Şahin Akbaba gibi, Süper Lig seviyesindeki bir eldivenin, alacakları son gün de ödenmeyerek serbest kalınmasına göz yumuldu.
Ve bunun son olmayacağı da aşikar; ayriyeten kısa ve uzun vadeli olarak ödenmesi şart borçlar, tek kurtuluş olarak görünen ‘Süper Lig’ biletinin kayıp gitmesi, yönetim-taraftar arasındaki gerginlik...
NE KADAR SABREDECEKLER
Unutmadan, bir hafta sonra bu takım topbaşı yapacak.