Yoğun maç takviminde farklı kadro ve kötü oyun normal karşılanabilir. Fenerbahçe, dün kazanma arzusuyla sahadaydı ancak kesinlikle iyi bir futbol sergilemedi. Özellikle ikinci yarıdaki oyun beklentilerin çok altındaydı. Vitor Perreira direkt hücumu düşünen, topa sahip olmanın ötesinde geçişlerle rakip kaleyi hedefleyen bir teknik adam. Süper Lig’de şu ana kadar bu anlayış tek maç dışında başarılı oldu ve Fenerbahçe liderlik koltuğunda oturuyor.
TOPA DAHA ÇOK SAHİP OLMALI
Fizik kalite, mücadele ve tempo talep eden bu oyun, zaman zaman sarı lacivertlilerin oyunu kontrol altına almasına izin vermiyor. Fenerbahçe kalibresindeki bir takım oyunu ele alıp topa daha fazla sahip olmalı. Aksi takdirde sezonun devamında topu iyi kullanan daha güçlü rakiplere karşı bu anlayışla mahkum oynamakla yüzleşebilir.
Bu oyun anlayışı yüksek efor gerektirdiği için Vitor Pereira, Mesut Özil, Pelkas ve Jose Sosa gibi isimleri de kullanmıyor.
FERDİ, GUSTAVO VE SERDAR AZİZ
Dün ilk kez çift santrforla başlayan Fenerbahçe’de hem Serdar Dursun hem de Berisha bekleneni veremedi. Ferdi Kadıoğlu, Luiz Gustavo ve Serdar Aziz sahanın en iyileri olarak göründüler.
İlk yarıda futbol adına ortaya hiçbir şey koyamayan Kasımpaşa, ikinci yarı yaptığı değişikliklerin de etkisiyle oyunda üstünlüğü ele geçirdi ancak bulduğu tek gol puan için yeterli olmadı.
Beşiktaş’ın eksikleri ile Sivasspor’un kadro kalitesi ve form durumunu göz önünde bulundurunca zorluk derecesi son derece yüksek bir maç olması bekleniyordu. Nitekim de öyle oldu. İlk yarıda mücadeleye dayalı bir maç izledik. Fiziksel temasın bol olduğu kale önü aksiyonlarının ise az olduğu ilk 45 dakikada Beşiktaş, belli bölümlerde kendi oyununu Sivasspor’a kabul ettirdi.
Dün orta alanda sorumluluk alan Oğuzhan’ın mükemmel pası ve sonrasında Rosier’in ortasında Güven Yalçın harika bir vole ile Beşiktaş’ı 1-0 öne geçirdi.
SİVAS İKİNCİ YARIDA ETKİLİYDİ
İlk yarıda Kayode-Henrique ve Gradel gibi etkili bir forvet 3’lüsü ile oynamasına rağmen pozisyon üretemeyen Sivasspor, ikinci yarının başlamasıyla birlikte daha fazla Beşiktaş yarı sahasında göründü. Siyah beyazlı savunmayı zorlayan Sivasspor aradığı fırsatları bulamasa da Rıdvan’ın ters kafa vuruşu ve kendi kalesine attığı golle eşitlik sayısına ulaştı.
Golün ardından 3 değişiklik birden yapan Beşiktaş, Rıdvan’ın şık ortası ve günün yıldızı Güven ile üstünlük sayısını tekrar elde etti. Pedro Henrique ile net bir fırsatı kaçıran Sivasspor, Yatabare hamlesiyle birlikte beraberlik için Beşiktaş, kalesine yüklense de aradığı golü bulamadı.
SERDAR HATASIZ OYNADI
Dün 20 yaşındaki Ersin, Rıdvan ve Can’ın 11 başladığı Beşiktaş’ta stoper pozisyonunda görev yapan 18 yaşındaki Serdar hatasız bir maç çıkarttı ve gelecek için umut verdi. Beşiktaş son derece zor bir maçı bu kadar eksiğine rağmen yoğun bir mücadele ortaya koyarak değerli bir 3 puanı cebine koydu. Maçın yıldızı ise 2 şık gole imza atan 22 yaşındaki Güven Yalçın oldu.
Fenerbahçe bu sezon yenik duruma düştüğü ikinci maçı da kaybetti. Başakşehir’den sonra Olympiakos maçı da gol atmadan mağlubiyetle sonuçlandı. Bu durum tesadüf değil. Fenerbahçe, yüksek efor ve tempo gerektiren; iki ceza alanı arasında topun çok fazla gidip geldiği bir futbol oynuyor. Bu sistemde kenarlarda oynayan Ferdi ve Samuel’e taşıyamayacakları kadar büyük yük biniyor. Ayrıca orta alanın merkezinde oynayan Mert hakan ve Luiz Gustavo’nun da çok geniş bir alanı kontrol etmeleri mümkün değil.
GUSTAVO YALNIZ KALIYOR
Mert hakan çok gayretli ve çalışkan. Rakip ceza sahasına hücuma destek için de sık sık gidiyor ancak kaybedilen toplarda da bu kez Luiz Gustavo yalnız kalıyor. Bu ikilinin kötü görünmelerinin nedeni çok geniş bir alanı kontrol etmek zorunda kalmalarından kaynaklanıyor. Süper Lig’de bu tip zaaflara ceza kesebilecek kalitede takım ve oyuncu az. Ancak Olympiakos’ta Tiquinho ve Camara, kalite ve hızlarıyla Fenerbahçe’yi hemen her atakta zor durumlara düşürdü.
Fenerbahçe’nin bir diğer problemi de orta alanda bağlantıyı sağlayacak, pas kalitesi yüksek, öne doğru oynayan, sırtı dönük top alıp dönecek ve gerekirse dribbling yapacak bir oyuncudan yoksun olması. Bu rolü üstlenecek Sosa veya Mesut oynamadığı sürece Fenerbahçe, savunma organizasyonu iyi olan ve ayağa pasla çıkan her takıma zorluk yaşar.
SZALAi’NiN EN KÖTÜ MAÇI
Dün gece Szalai, transfer olduğundan beri en kötü maçını çıkarttı. rossi’nin varlığı hissedilmedi. Enner Valencia, Olympiakos savunmasını zorlamaya çalıştı ancak o da tek başına kaldı ve etkili olamadı. Altay, kurtarışlarıyla takımını ayakta tutmaya çalışsa da O da bir yere kadar direnebildi. Pereira’nın Olympiakos’u iyi tanıdığını düşünmüştük ancak kaptan Bouchalakis’ e hiç tedbir almadı ve kaptan takımını orta alanda hiç rahatsız edilmeden bir maestro gibi yönetti. Enseyi karartmaya gerek yok. Fenerbahçe, Antwerp maçlarından en az bir 4 puan çıkartıp grupta iddiasını sürdürecektir.
Amsterdam’a 12 eksikle giden Beşiktaş, mevcut kadrosuyla elinden gelen tüm mücadeleyi gösterdi. Umut’un da sakatlanmasıyla son 20 dakikayı U19 takımının iki stoperiyle oynamak durumunda kalan siyah beyazlılar, güçlü rakibi karşısında oyunun büyük bölümünde çaresiz kaldı.
Tüm olumsuzluklar içinde Batshuayi ile öne geçme şansı yakalayan ancak direğe takılan temsilcimiz, ikinci yarıda da Kenan’ın ağlara gönderdiği topta bu kez de Fransız hakemin ucuz düdüğünün gazabına uğradı. Omuz omuza nizami şarja Şampiyonlar Ligi seviyesinde faul çalıp gol iptal etmek bu kadar kolay olmamalı.
CAN BOZDOĞAN ÇOK İYİYDİ BERKAY DA HİÇ HATA YAPMADI
Orta alanda 2001 doğumlu Can çok iyi bir maç çıkartırken sonradan oyuna giren 2003 doğumlu Berkay da hiç hata yapmadan maçı tamamladı. Böyle genç bir kadroyla Ajax deplasmanında özellikle ikinci yarıda oynanan futbol beklentilerin çok üzerindeydi.
Ajax çok formda ve özellikle de evinde oynadığı maçlarda bu sezon adeta devleşti. Bu takımın Portekiz şampiyonu Sporting’e deplasmanda 5 gol attığını da hesaba katarsak dünkü koşullarda 2-0 hiç de kötü bir skor değil. Gençlere güvenen ve şans veren, mevcut durumda enseyi karartmayan Sergen Yalçın’ı da ayrıca kutlamak gerekiyor.
Beşiktaş, eksiklerin de dönüşü ile Şampiyonlar Ligi’ne 3’üncü haftada başlangıç yapacak gibi gözüküyor. Ancak 52 bin kişiyle oynayan Ajax gibi Beşiktaş da Şampiyonlar Ligi’nde iç saha maçlarını dolu tribünler önünde oynamanın formülünü aramalı.
Bu yoğun maç temposunda Fenerbahçe’nin bu kadar yüksek bir konsantrasyon ve enerjiyle sahada olması takdiri hakediyor.
Vitor Perreira’nın seçtiği anlayış yüksek efor talep eden bir oyun.
İki kenar beki 105 metrenin her karışını ileri-geri çalışarak kullanmak zorunda. Orta alanın merkezindeki çok geniş bir alanı Luiz Gustavo ve Mert Hakan ile sadece iki oyuncuyla kontrol ediyor sarı-lacivertliler.
RİSKLİ BİR SİSTEM
Riskli görünen bu sistemde stoperlerin performansı da büyük önem taşıyor. Dün oynayan 3’lüde, başta Kim Min-Jae’nin süper kesiciliği dışında Attila Szalai ve Filip Novak da hatasız bir maç çıkarttılar.
Sistemin açıklarını 3 stoperin kusursuza yakın oyunu ve Luiz Gustavo’nun tecrübesi kapatıyor. Brezilyalı futbolcu, 34 yaşında olmasına rağmen olağanüstü bir dayanıklılıkla sahanın her yerindeydi. Üstelik her maç 90 dakika sahada. Gerçekten de alkışı fazlasıyla hakediyor.
FERDİ VE MERT HAKAN İYİYDİ
Dün Fenerbahçe’de Ferdi de bitmek tükenmek bilmeyen bir enerjiyle çalıştı. Mert Hakan, Sivas’tan alışık olduğu geçiş oyununda verimliydi.
Maça 11 eksik ile çıkan Beşiktaş, Pjanic de sakatlanınca iyice zor durumda kaldı. Karşılaşmayı izleyen Beşiktaşlılar için dünkü Altay maçı resmen bir ızdıraba dönüştü. Sahaya çıkan 11’de forma şansı bulan Gökhan Töre ve Kenan Karaman felaket bir görüntü ortaya koydular. Gökhan Töre hemen hemen buluştuğu tüm topları kaybederken, santrfor oynayan Kenan ne top alabildi ne de aldığı topların tek bir tanesini olumlu kullanabildi.
KENAN ÇOK YETERSiZ
Kenan’da, sürat, teknik kalite, hava hakimiyeti, güç, şut özelliği ve dribbling gibi bir forvette olması gereken temel özelliklerin hiçbiri yok. Oyun zekası da çok yetersiz.
Salih Uçan ve Oğuzhan Özyakup da beklentilerin altında kalınca futbola uzak bir Beşiktaş izledik.
Dün Rıdvan Yılmaz’ın gayreti ve ne yaptığını bilen bir Atiba Hutchinson ile Josef de Souza dışında siyah beyazlılarda performansı yeterli sayılabilecek oyuncu yoktu.
Yine de Kenan Karaman girdiği pozisyonları değerlendirebilse İzmir’den 3 puan ile dönülebilirdi.
BU SAKATLIKLAR NORMAL DEĞİL, MUTLAKA İRDELENMELİ
Her şeyden önce hikayesi bol bir maç oldu. Goller, kurtarışlar, kaçan pozis yonlar, kartlar...
90 dakika boyunca yüksek tempoyla; iki takımın da yüksek kazanma arzusuyla oynaması izleyenleri tatmin etti. Henüz 1’nci dakika dolmadan 1-0’ı bulan Trabzonspor, 8’inci dakikada 10 kişi kalınca iyi giden işler bir anda altüst oldu.
Savunmanın lideri pozisyonundaki Vitor Hugo atılınca Abdullah Avcı, Berat’ı stopere çekip, orta alanı Bakasetas ve Hamsik’e bıraktı.
Açıkçası eksik kaldıktan sonra Abdülkadir Ömür’ü çıkartıp sahaya bir stoper veya Siopis’i sürmesini bekledim. Ancak Avcı, sanıyorum Abdülkadir Ömür demoralize olmasın diye bu hamleyi yapmadı. Ancak 1 kişi eksik oynayan Trabzonspor’da Abdülkadir Ömür o fiziksel dirence katkıda bulunamadı.
ASLA TESLİM OLMADILAR
Konyaspor, oyun üstünlüğünü ele aldıktan sonra özellikle Skubic ve Serdar ile sağ kanattan etkili oldu. Uğurcan’ın kurtarışları Çekiçi’nin golleri ve ikinci yarının başında oyuna giren Djanniny hamlesinin ardından Trabzonspor’un yukarıya çıkan ivmesi... Duraklamalarla birlikte 90 dakika 10 kişi oynayıp şans golüyle de olsa alınan 2-2’lik beraberlik Trabzonspor açısından sevindirici. Ancak bordo mavili futbolcular ikinci yarıda çok iyi reaksiyon gösterdiler ve asla teslim olmadılar.
Konyaspor ise 2-1’i bulduktan sonra agresif oyununu sürdürmeliydi. Kendi yarı alanına çekilince Trabzonspor yetenekli ayaklarıyla her an herşeyi yapabilecek bir takım. Yoğun ve keyifli bir 90 dakika izleten iki takıma da teşekkürler.
Yoğun maç takviminde eksikleri de olan Beşiktaş, fazla gaza basmadan, tempoyu yükseltmeden Adana Demirspor karşısında kaliteli ayaklarıyla sonuca gitti. Siyah beyazlı ekipte kanat bekleri Rıdvan ve Rosier’in dışında Josef de Souza yüksek eforlu bir oyun ortaya koydular. Özellikle genç Rıdvan ileri geri sürekli çalıştı ve sezgisiyle bir de gole imza attı.
İkinci yarının başında farkı 3’e çıkartan Beşiktaş, futboldaki en büyük tehlikeyle yüzleşmek durumunda kaldı. ‘Maçı kazandım’ duygusuyla hareket eden siyah beyazlı futbolcular, pes etmeyen Adana Demirspor karşısında ceza sahası dışından yediği 2 golle son bölüme telaşlı girdi ve avuçlarının içindeki 3 puanı tehlikeye attı.
GEREKSİZ VE ANLAMSIZ DEĞİŞİKLİK
Son bölümde deyim yerindeyse topuyla tüfeği ile yüklenen konuk ekip mucizevi bir şekilde maçı 3-0’dan 3-3’e getirmeyi başardı. Beşiktaş gibi bir ekibin son yarım saatte 3-0’dan maçın 3-3’e gelmesine izin vermesi düşündürücü. Adana Demirspor oyuncu değişiklikleriyle oyununu yukarıya taşırken Beşiktaş tam tersini yaşadı. Özellikle 90+5’teki Güven-Batshuayi değişikliği son derece gereksiz ve anlamsızdı. Takım boyu iyice kısaldı ve konuk ekip tartışmalı bir golle maçta beraberliği yakaladı.
KENAN VE GÖKHAN YİNE YETERSİZDİ
Beşiktaş, dün akşamki maçtan dersler çıkartmalı. Kenan ve Gökhan Töre’nin performansları yine yetersizdi ve top rakip yarı alanda hiç kalmadı.
Adana Demirspor ise son 2 maçta 6 gol attı ve Montella ile toparlanmış görünüyor. Lacivert mavili ekip Beşiktaş gibi güçlü bir takım karşısında 3-0'dan 3-3’e getirerek unutulmayacak bir maça imza attı.