×
F.Bahçe istekli, Trabzonspor ise özgüvenli başladı. İsmail Kartal, orta alanın merkezini sağlama almak için Crespo-Mert Hakan ve Zajc gibi temposu ve dinamizmi yüksek oyuncuları tercih etti. Bakasetas’ın bağlantıyı kurmasına izin vermeyen Fenerbahçe, sadece Nwakame’nin getirdiği toplarda zorlandı. İrfan Can’ın kırmızı kart görmesinden çok kısa bir süre sonra Trabzonspor golü bulmasına rağmen 1 kişi eksik oynayan Fenerbahçe, iyi bir karakter ortaya koydu.
MERT, ZAJC, SZALAi VE CRESPO ÇOK iYiYDi
Açıkçası son 15 dakikalık bölüme kadar sarı lacivertlilerin 10’a 11 oynadığını hissetmedik. Mert Hakan, Zajc, Szalai ve Crespo’nun olağanüstü mücadelesi bu durumun başlıca nedeniydi. Trabzonspor’da ise Visca sahada yoktu. 90’ıncı dakikada kaçırdığı gole kadar yıldız futbolcuyu sahada göremedik. Nwakaeme, Siopis ve genç Ahmetcan dışında bordo mavili takımda vasatın üzerine çıkan futbolcu yoktu. 10 kişi oynayan Fenerbahçe, karşısında futbol oynamayı son 15 dakikada hatırlaması açıkçası lider Trabzonspor’a yakışmadı.
TRABZON’UN PASiF FUTBOLU SORGULANMALI
Dün orta alan rotasyonunda Dorukhan ve Hamsik’i aradı Abdullah Avcı. Son 10 dakikada da herşeye rağmen Nwakaeme çıkmamalıydı. Çünkü o bölümde Trabzonspor oyun üstünlüğünü tekrar ele almıştı. Fenerbahçe, 75 dakika 10 kişi oynayıp yenik durumdan beraberliği bulduğu için 2 puan kayıp değil. Trabzonspor ise ciddi bir puan farkı ile önde olmasına rağmen önde götürdüğü bir maçta bu kadar uzun süre 1 kişi eksik oynayan ezeli rakibine böyle pasif bir futbolla berabere kalmasını sorgulamalı.
Dün maçın hakkı beraberlikti. Fenerbahçe, yüksek bir karakter ve mücadele gücü ortaya koyarak alkışı hak eden taraf idi.
Üst üste aldığı kötü sonuçlar ve geçen haftaki 5-1’lik Alanya yenilgisinin ardından dün ev sahibi Konyaspor, maça istekli, kararlı ve son derece yoğun bir baskıyla başladı. İlk golü erken bulmasına rağmen hız kesmeyen yeşil beyazlılar, ikinci golü de sahanın yıldızı Rahmanovic ile buldu. Savunmada aksayan ve olumsuz sinyaller veren Galatasaray; ilk yarıda ofansif bölgede hiç görünmedi ve bırakın şutu, korner dahi atmadan soyunma odasına gitti.
PULGAR VE SACHA BOEY FiZiKSEL AÇIDAN YETERSiZ
Galatasaray’da Pulgar ve Sacha Boey fiziksel olarak son derece yetersiz görünürken bu iki oyuncunun çıktığı 60’ıncı dakikaya kadar Konyaspor adeta elini kolunu sallayarak sarı kırmızılı ceza sahasına geldi. Düşünün, iki stoper Marcao ve Nelsson Galatasaray’ın en iyileriydi ve çok kritik hamleler ile farkın büyümesini engellediler.
Konya karşısındaki Galatasaray’da herkes kötüydü belki ama Kerem, dünkü şahsi oyunuyla ve top kayıplarıyla takım arkadaşlarından kopuk bir futbol sergiledi. Hani derler ya “Bir top da Kerem’e verin” diye. İşte o hesap...
ZORLU TAKViM GELDi SiNYALLER iYi DEĞİL
Domenec Torrent, “Gelişiyoruz” diyor. Katalan teknik adamın ekibi, Göztepe ve Rize karşısında 4 penaltıyla 2 mucizevi galibiyeti alırken de iyi futbol oynamamıştı ve dün de kayıplardaydı.
Konyaspor karşısında rakip kaleye gitmekte bu kadar zorlanan Galatasaray’ın Barcelona karşısında işi çok zor ve bolca şansa ihtiyacı olacak.
Beşiktaş, Ziraat Türkiye Kupası’na veda etti ama sezonun en iyi maçlarından birini oynadı. 98 dakika müthiş bir baskıyla adeta tek kale oynayan siyah beyazlılar, Michy Batshuayi’nin bitiricilik noktasındaki eksikliğinin faturasını fena halde ödemek zorunda kaldı.
BECERİKSİZLİK VE 2 HATA
Maç boyunca 12’si isabetli toplam 24 şut atan Beşiktaş, Kayserispor’un korner atmadığı maçta 14 de korner kullandı. Ancak bu kadar istek, böylesine yoğun bir baskıya rağmen gol bölgesindeki beceriksizlik yüzünden savunmada da Montero’nun 2 hatasıyla kupaya veda etti.
Şayet dün Beşiktaş’ın santrforu Mario Gomez gibi bir isim olsaydı siyah beyazlılar, bu güçlü futboluyla güle oynaya ve farklı bir skorla turu rahat geçerdi.
KAYSERİ PİYANGO BULDU
Futbol adına ortaya çok fazla bir şey ortaya koyamayan ve sadece mücadele edip kaleci Cenk Gönen’in iyi oyunuyla maça tutunmaya çalışan Kayserispor ise dün Dolmabahçe’de adeta bir piyango bileti buldu.
Futbol böyle bir oyun. Gol kelimesinin İngilizce’deki karşılığı: “amaç.” Golü bulamazsanız amacınıza, hedefinize ulaşmanız mümkün değil. Dünkü maçın ardından teknik direktör Önder Karaveli’yi eleştirmek de söz konusu değil. Eksik olan şey gol değil hatta gollerdi Beşiktaş açısından.
BİTİRİCİLİK SORUNU
Sezon başından beri deplasmanda maç kazanmakta zorlanan Beşiktaş, dün Sivas’ta galibiyet için gereken kararlılıkla başladı maça. Oyunun ilk bölümünde rakip yarı alanda Rachid Ghezzal ve Alex Teixeira ile etkili olan siyah beyazlılarda Atiba Hutchinson, savunma işe orta alan arasındaki bağlantıyı verimli bir şekilde oluşturdu. 39 yaşındaki emektar Kanadalı, hem oyun kurdu, hem orta alanda boşlukları kapattı hem de top kazandı. Ghezzal’ın müthiş çalımları ve sonrasında Atiba ve Alex Teixeira’nın çabasıyla gelen golde Batshuayi topu iğne deliğinden geçirdi.
GHEZZAL’DAN KRiTiK GOL
1-0 dan sonra gole reaksiyon gösteren ve iyi baskı yapan Sivasspor, kanatlardan getirdiği toplar ve yapılan ortalar ile etkili oldu. Tipik bir Yatabare golüyle de 1-1’e ulaştı. Devrenin sonunda dün sahanın en iyilerinden Umut Meraş’ın mükemmel ortasını şık bir kafayla bitiren Ghezzal, kritik bir dakikada Beşiktaş’ı bir kez daha öne geçirdi.
JOSEF TAM ZAMANINDA GiRDi
2. yarıda Önder Karaveli, sahada özellikle top Beşiktaş’ın ayağındayken sorumluluk almayan Necip’i oyundan çıkarıp; Josef’i sahaya tam zamanında sürdü. Bu değişiklikle orta alan güçlendi ve Atiba’nın da yükü hafifledi.
KÂBUSA ÇOK YAKLAŞTI AMA...
VAR ile gelen penaltı sonrası haftalar sonra 2 farka ulaşıp rahatlaması beklenen Beşiktaş, Fajr ile 3-2’yi bulan Sivasspor karşısında son dakikalarda net pozisyonları Güven Yalçın ve Ghezzal ile değerlendiremeyince bir kez daha kabus görmeye çok yaklaştı. Ancak Ersin 90+7’de Konate’nin köşeye giden kafa şutunu harika çıkardı ve bir büyük şoka daha izin vermedi.
Beşiktaş, ligde puan olarak geride olmasına rağmen oyuncu grubu böylesine zor bir deplasmanda 3 puanı almak için yüksek bir karakter ortaya koydu.
Galatasaray, adeta 1-0 önde başladığı maçın ilk 45 dakikasında o kadar mahkum bir futbol ortaya koydu ki ne pas yapabildi ne de topu ileriye taşıyabildi, dolayısıyla da Göztepe kalesini göremedi. Toplam isabetli pas sayısı 64 olan Galatasaray, attığı gol dışında rakip ceza sahasında sadece 1 kez topla buluşabildi. Açıkçası Guardiola’nın yardımcısı olan Torrent’in ‘pas oyunu oynatsın’ diye geldiği bir ortamda pas isabet oranı %56’da kalıyorsa bu tablo düşündürücü.
HALiL NEDEN OYNADI?
Orta alanda Taylan ve Pulgar’ın önünde neden oynadığını anlayamadığımız Halil ilk yarıda sadece 8 kez topla buluşurken ne top taşıyabildi ne de pas yapabildi. Skordan tamamen bağımsız bu kadar olumsuz futbol oynayan bir Galatasaray uzun yıllardır görmemiştik. Marcao ve Nelsson’un iyi oynamaları ve kritik hamleleri ile ayakta kalmaya çalışan G.Saray, devre arasına 1-0 önde girip nefeslenme şansını da Taylan’ın neden olduğu penaltıyla yakalayamadı.
DEĞiŞiKLiK BEKLEDiK AMA YOK!
İlk yarıdaki bu felaket tablonun ardından Torrent, ikinci yarıya değişikliklerle başlar diye bekledik. Yok... İspanyol teknik adam, ilk yarıda oynanan futboldan memnun olacak ki sahada hiç görünmeyen Halil dahil hiç kimseyi değiştirmeyerek yine şaşırttı. Göztepe’nin ikinci golüne kadar futbol adına hiçbir şey ortaya koyamayan Galatasaray, 73’de sahaya Gomis ve Emre Kılınç’ı sürdükten sonra rakip ceza sahasına gitmeye başladı. Akan oyunda hiç pozisyon üretmeden gelen penaltıyla 2-2’yi yakalayan Galatasaray, bu ilginç maçın son saniyelerde gelen bir başka penaltıyla mucizevi bir galibiyet aldı.
GOMiS’iN VARLIĞI BiLE YETTİ
Son yıllarda böyle bir maça ne tanıklık etmedik. Ancak kimse bundan sonra Fatih Terim veya Mustafa Denizli’ye “Şanslı” demesin. Torrent bile dün nasıl kazandığını anlamadı. Umuyorum ki sahaya çıkan 11’in ne kadar yanlış olduğunu kavramıştır. Gomis’in varlığının bile rakibi ürküttüğünün farkına varmıştır. Torrent’in maçtan dersler çıkartması şart. Göztepe ise 75 dakika çok iyi oynadığı bir maçı berabere tam bitecek diye üzülürken sahadan puansız ayrıldı. Bu arada VAR’a çağrılma rekoru kırılan maçı, Arda Kardeşler’in değil, VAR hakemi Mete Kalkavan’ın yönettiğini de vurgulayalım.
Beşiktaş 1-0’ı bulana kadar hayli bocaladı. Özellikle ilk yarıda yavan bir futbol izledik. Altay kalesine en yakın pozisyonda oynayan Güven Yalçın çok fazla top kaybı yaptı, hemen her topu ezdi ve Beşiktaş rakip ceza alanı içinde etkinlik sağlayamadı. Kerem ve Ghezzal ile ısrarla sağ kanadı kullanan siyah beyazlılar, ilk yarıda Alex ve Kenan ile bulduğu 2 pozisyondan sonuç alamadı.
2 KEZ DiREK, 2 KEZ LiS
İkinci yarıda daha baskılı görünen Beşiktaş, Kenan ve Güven’in final bölgesindeki beceri eksikliğini hissetmeye devam etti. Bu tabloda siyah beyazlılar, golü Alex Teixeira’nın bireysel becerisi veya duran toptan bulacaktı. Nitekim Vida’nın kornerle gelen golü Kartal’ı öne geçirdi. Bu golün sonrası Necip-Atiba değişikliği ile daha yüksek pas kalitesine ulaşan ve topun hızını artıran Beşiktaş, üst üste net pozisyonlar yakaladı. 2 kez direği, 2 kez de kaleci Lis’i geçemedi.
ALEX iYiYDi AMA...
Maçın iyilerinden Alex Teixeira dün çok fırsat yakaladı ve fiziksel olarak her geçen gün daha iyiye gidiyor. Dün Welinton ve Vida da iyi bir maç çıkartırken genç Kerem oynadığı futbolla yine göz doldurdu. Son bölümde Beşiktaş’ın artık kronikleşen sancıları yine yoğun bir şekilde hissedildi. Altay’ın baskısından çıkamayan Beşiktaş, Paixao ve Kappel ile İzmir ekibine son anlarda 2 pozisyon verdi.
FELAKETiN KIYISINDAN DÖNDÜ
Önder Karaveli, 1-0 öne geçtiği zaman ikinci golü bulmanın yollarını mutlaka bulmalı. Beşiktaş, maçların son 10 dakikasında rakiplerine çok fazla teslim oluyor. Bu kadar pozisyon kaçıran Beşiktaş, ikinci golü bulamayınca yine Malatya ve Rize’deki gibi bir felaketle yüzleşmeye çok yaklaştı. Beşiktaş kazandı fakat maçların son dakikalarında neden bu kadar zorlandığını sorgulamalı.
Harika bir seyirci önünde son derece keyifli bir maç izledik. Zaman zaman tansiyon yükselse de futbol oynamayı düşünen iki takım seyir zevkini yukarıya taşıdı. Maça iyi başlayan Beşiktaş, Alex Teixeira’nın golüne kadar oyunun hakimiydi. Atiba olduğu zaman siyah beyazlılar orta alanda farklı bir kimliğe bürünüyor. Kanadalı emektar, bağlantıyı sağlamakla kalmıyor; pozisyon bilgisi çok yüksek olduğu için top rakipte iken boşlukları kapatıyor.
KALECi ERSiN HATASIZ OYNADI
Adana Demirspor ise 1-0 yenik duruma düştükten sonra tempoyu yükseltti ve özellikle Balotelli ve Vargas ile etkili oldu. Demirspor’un gerçekten de güçlü, hareketli ve birbirini tamamlayan ofansif hattı var. Dün Yunus ilk yarı gününde değildi. Ama ikinci yarıda Demirspor’un baskı kurduğu anlarda sahneye çıktı ve Beşiktaş savunmasını çok hırpaladı. İkinci yarıdaki etkili oyunuyla ev sahibi ekip puanı fazlasıyla hak etti.
Beşiktaş’ta Vida ve Welinton baskı yedikleri bölümde sağlam durdular ve kritik hamleler ile skoru son bölüme kadar taşıdılar. Kaleci Ersin de dün hatasız oynadı ve kritik kurtarışlara imza attı.
KARAVELi YiNE YANLIŞ TERCiH YAPTI
Son derece tempolu ve keyifli bir 90 dakika izledik. Beşiktaş Teknik Direktörü Önder Karaveli, 17 yaşındaki Emirhan’ı son 30 dakikada oyuna alarak yine yanlış bir tercih yaptı. 30 bin kişi önünde, tansiyonu yüksek, sert mücadele Emirhan’ın maçı değil.
Alex Teixeira’nın golünde asisti yapan Kerem Kalafat’ı ise yine çok beğendim. Hiç top kaybı yapmıyor. Sakin ve oyun zekasıyla oynuyor. Adana Demirspor ligin en iyi takımlarından biri ve şu anda neden bulunduğu konumda olduğunu dün gece oynadığı futbolla ispatladı.
Trabzonspor başlama vuruşuyla birlikte galibiyet için ne kadar kararlı olduğu Konyaspor’a gösterdi. İstekli, coşkulu ve baskılıydılar. Tempoyu özellikle ilk 45 dakikanın tamamında yüksek tuttular. Orta alanda iki Yunan futbolcu Bakasetas ve Siopis tüm kontrolü ele geçirdi. Hem rakibe iyi baskı yaptılar hem de topu hatasız kullanıp öndeki 3 oyuncuya taşıdılar.
Sahayı çok iyi parselleyen ve alan daraltan Trabzonspor karşısında Konyaspor, oyunun hemen hiç bir bölümünde rakibiyle boy ölçüşemedi. Visca’nın golünden sonra da kontrol tamamen Trabzonspor’da idi.
İkinci yarıda da 2-0’a kadar olan bölümde bordo mavililer, aynı kararlılık ve adanmışlık ile mücadele etti. Nwakaeme’nin olağanüstü dar alan becerisi sergilediği resitalin sonrasında Visca farkı 2’ye çıkarttı ve son dönemlerin moda tabiriyle fişi çekti.
PARASINI ÇOKTAN ÇIKARDI
Devre arası transfer olan Visca, golleri ile Trabzonspor’u en kritik maçlarda taşımaya devam ediyor. Bosna Hersekli yıldız kazandırdığı puanlarla parasını çoktan çıkarttı bile. 2-0’dan sonra Visca, Bakasetas ve Nwakaeme’nin oyundan çıkmasıyla son bölümde roller değişti. Kaybedecek bir şeyi olmayan Konyaspor, tüm hatlarıyla Trabzonspor’un üzerine gitti ve Cikalleshi’nin şık golüyle farkı 1’e indirip puan için umutlansa da kalan süre yeşil beyazlıların beraberlik çabası için yeterli değildi.
Trabzonspor, bu galibiyetle şampiyonluk yolunda dev bir adım attı. Yarış yeniden ve aynı puanlarla başlasa dahi kadro kalitesi ve oyun gücüyle Trabzonspor yine favori olurdu. Dün Abdullah Avcı’nın takımı 70 dakikalık müthiş futboluyla “Ben şampiyonluğun tek adayıyım” dedi.