Tren raydan çıkıyor mu

TÜRKİYE ile AB arasında resmi müzakerelerin başlamasının beşinci yıldönümü nedeniyle bugün İstanbul’da önemli bir toplantı var.

Haberin Devamı

Toplantının başlığı ilginç.


“Tren rayda nasıl kalır”.


Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın da katılacağı toplantıyı ne yazık ki kaçırıyorum.


Zira AB üyeliği bağlamında Türkiye-Fransa ilişkilerini masaya yatıran başka bir toplantı nedeniyle Paris’teyim.


Fransız Uluslar arası İlişkiler Enstitüsü İFRİ’nin
merkezindeki toplantıda , İstanbul merkezli düşünce kuruluşu EDAM’ınTürkiye-Fransa ilişkilerinin ele alındığı iki raporun sunumu var.


Geçtiğimiz yıl aynı merkezde Türkiye’nin üyeliğini destekleyen eski Fransa Başbakanı Michel Rocard’ın  “Türkiye’ye Evet” kitabının sunumunu dinlemiştik.


Bir yıl öncesine göre Türkiye’de ne çok şey değişmiş.

 

Haberin Devamı

SARKOZY VE YÜZDE 38


German Marshall Fund
’un son araştırmasını hatırlatmak gerekirse, Türkiye’de AB üyeliğini destekleyenlerin oranı yüzde 38’e gerilemiş.


Oysa 2004 yılında bu oran yüzde 73.


Geçen yıl ise yüzde 48.


Aynı şekilde Türkiye’de üyeliğin gerçekleşeceğine inananların oranı yüzde 25.


Hem Türkiye’de, hem Avrupa Birliği’nde heyecan uçup gitmiş.


Trenin raydan çıkmaması nasıl önlenecek?


En önemlisi Türkiye’de her gün bu kadar çok şey olup biterken insanların tekrar AB’ye odaklanmaları nasıl sağlanacak?


Türkiye’
de AB desteğinin yüzde 38’lere gerilemesinde Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin üyeliğe olumsuz bakışının payı olduğu bir gerçek.


Sarkozy’
nin her fırsatta  “Türkiye Avrupa Birliği üyesi olamaz” demesi, sürekli “özel ortaklık” ya da “Akdeniz Birliği” gibi alternatif projeler sunması haliyle bizim kamuoyunda ters tepti.


Ama Allah’ın sopası yok ki…

 

KENDİNİ BEGENMİŞ VE AHLAKSIZ

 

Sayın Sarkozy, Fransa’daki bazı Romanların sınır dışı edilmeleri kararıyla bugün tüm Avrupa’nın şimşeklerini üzerine çekmiş durumda.


Çoğu Avrupa medyası Sarkozy’yi öfkeli, maço, aklına geleni söyleyen, ve hatta ahlaksız olarak tanımlıyor.


Alman Der Spiegel Dergisi’
ne göre, Fransa Cumhurbaşkanı kendini beğenmişin teki.

Haberin Devamı


Fransa’da ise Sarkozy’nın gelecek seçimleri kaybedeceğine inanların sayısı giderek artıyor.


Her neyse İFRİ’deki toplantıya dönersek, izleyenlerin sayısının azımsanmayacak kadar fazla.


Demek ki, Türkiye-Fransa ilişkileri ve Türkiye’nin AB üyeliği burada ilgiyle izlenen bir konu.


Ancak izleyicilerden gelen sorular, Türkiye’ye ilişkin kafalarda fazlasıyla soru işaretleri olduğunu ortaya koyuyor.


En fazla Türkiye’nin gelecekte NATO’daki konumu, İran ile ilişkileri, eksen kayması merak ediliyor.


Ermeni
soykırım meselesi de soruluyor ama yukarıda saydıklarım daha ön planda.

 

İŞADAMI DURUMDAN MEMNUN

 

Gündeme gelen başka bir ilginç nokta şu:


Avrupa Birliği’
nın kendi geleceğini en fazla sorguladığı ve kendine güvenini yitirdiği dönem, Türkiye’nin çıkışlarıyla uluslar arası platformda kendine giderek daha fazla güvendiği, kendini önemli bir oyuncu olarak ortaya koyduğu bir döneme rastlıyor.

Haberin Devamı


Bence bu üzerinde durulması gereken bir nokta.


Altını çizmek isteğim başka bir şey daha var.


Türkiye’
nin kendine öz güveni, dış politikasındaki açılımları İFRİ salonundaki çoğu akademisyen, araştırmacı, eski, yeni diplomat dinleyicilerin kafalarında soru işaretleri yaratmış olabilir.


Ancak geçen hafta Ankara ve İstanbul’u ziyaret eden MEDEF üyelerinin, Türkiye’nin dünya siyaset sahnesindeki bu yeni konumunu memnuniyetle karşıladıklarını söyleyebilirim.


Zira Fransız işadamı bu yeni konumun kendisine yeni fırsatlar yaratacağına inanıyor.

Yazarın Tüm Yazıları