TESEV’in ’AB kamuoyunu kazanma’ projesi beş yıl sürecek

TESEV (Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı) iddialı bir proje peşinde.

Türkiye’nin AB üyeliğini "yokuşa sürmek" için fırsat kollayan Almanya, Fransa ve Avusturya’da kamuoyunu kazanmak için 5 yıllık bir yol haritası çizmiş.

Amaç, bu ülkelerdeki düşünce kuruluşlarıyla birlikte AB üyeliğini tartışmak.

Fransız, Alman ve Avusturya medyasıyla sağlam ilişkiler kurmak.

TESEV Başkanı Can Paker, bu uzun soluklu projenin hayata geçmesi için özel sektörün desteğini almak ve AB fonlarından yararlanmak umudunda.

"Beş yıl boyunca akademisyenlerimizle, uzmanlarımızla bu üç ülkeyi gezeceğiz. Konferanslar, paneller düzenleyeceğiz. Fransa’nın önde gelen düşünce kuruluşları IFRI, CERI ile anlaştık" diyor.

Yol haritasının ilk durağı Viyana.

TESEV’in burada işbirliği yaptığı düşünce kuruluşu "Avusturya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü".

Bu arada, Avusturya’nın AB dönem başkanlığı nedeniyle Viyana’nın bugünlerde Türk politikacılarının uğrak yeri olduğunu da belirtmekte fayda var.

AGİT toplantısı için gelen ve TESEV panelinin de açılış konuşmasını yapan Devlet Bakanı Mehmet Aydın, AB İçişleri Bakanları toplantısına katılan İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu bunlardan bazıları.

TESEV
’in projesine dönersek, ilk durak olarak Viyana’nin seçilmesi yerinde bir karar.

Çünkü biliyoruz ki Avusturya üyeliğimize "gönülsüz".

Sıcak bakmıyor.

Anketlere göre halkının yüzde 70’i karşı.

GEREKÇELER HEP AYNI

Mehmet Aydın
ile birlikte panelin açılışını yapan eski Avusturya Savunma Bakanı Werner Fasslabend’nin sözlerinden de, panelde konuşan Avusturya Dışişleri Bakanlığı’ndan Elizabeth Kornfeind’den de bu "gönülsüzlüğü" anlamak mümkün.

"Avrupa’nın hazımsızlık" sorunundan, kültürel farklılıklardan, "tehlikeli" komşularımızdan söz ediyorlar.

Bildiğimiz gerekçeler.

Devlet Bakanı Mehmet Aydın Avrupalıların bu gerekçelerini teker teker çürütmekle kalmıyor "Avrupa’nın verdiği sözü tutması gerekir" diyor.

Viyana’da, Türkiye’nin üyeliği konusunda politikacılarla, entelektüel çevrenin ayrı telden çaldıkları bir kez daha ortaya çıkıyor.

AB’nın savunma konularındaki düşünce kuruluşu ISS’ten Walter Posch örneğin Avrupa’nın Türkiye’nin bölgesel bir güç olduğunu hesaplayamadığını söylüyor.

Hesaplamış olsa üyeliği yokuşa sürmeyecek.

Posch, bir adım ileri giderek, AB’nin üyelikten önce İran ve Irak için Türkiye ile ortak strateji belirlemesi gerektiğini söylüyor.

Neticede üyelik perspektifine Viyana’dan bakmak hayli ilginçti.

TESEV ince, uzun yolun çok başında.

Avusturyalı panelistlerden Peter Ulram’ın "Avusturyalılar çokkültürlü toplum istemiyor" yolundaki sözlerine bakarsak işi de zor.

Tuzla tersanesinden Viyana sarayına

AVUSTURYALILARIN "çokkültürlülüğe" karşı olmaları bir işe yaramıyor.

Gidişat böyle.

Viyana’nın göbeğindeki pazarı "Naschmarkt"ı gezdiğinizde Türkçe’den Çince’ye kulağınıza bir sürü lisan çalınıyor.

"Çokkültürlülüğün" göstergesi mallar tezgáhlarda.

Viyana’da yaşayan değişik milletten insanların her birinin zevkine göre yiyecek türleri var pazarda.

Sadece yiyecek olsa iyi...

Viyana’da sanat da "çokkültürlü"...

25 yıldan beri Viyana’da yaşayan Türk ressam Kemal Seyhan’ın eserleri örneğin Viyana Belediyesi’nde, resmi ofislerde.

İşçilik de "çokkültürlü"...

Kemal Seyhan
’ın rehberliğinde Viyana dışındaki Klosterneuburg’da 12. yüzyılda inşa edilmiş manastarı ve hemen yanıbaşındaki barok sarayı geziyoruz.

Saray 18. yüzyılda Avusturya Kralı IV. Karl için inşa edilmiş.

Ancak kral burada uyuduğu ilk geceden sonra ölünce kaderine terk edilmiş.

Avusturya Hükümeti, bir iki yıl önce bu muhteşem sarayı 33 milyon Euro harcayarak restore etmek kararı almış.

Bunun için Viyana’nın ünlü mimarlarından Georg Driendl ile anlaşmış.

Driendl, Kemal Seyhan ile birlikte, müzeye dönüştürülen sarayın girişine modern bir demir danışma masası tasarlamış.

Viyana’da bu masayı kimse yapamayınca Kemal Seyhan "Bu ancak İstanbul’da yapılır" diye Tuzla’nın yolunu tutmuş.

Tuzla’da bir tersanede üç aylık bir çalışma sonucu ortaya çıkan demir masa TIR’larla Viyana’ya getirilmiş.
Yazarın Tüm Yazıları