Siyasilerden ’Din ve Eğitim’ paneline ilgi yok

DAVOS dönüşü "global ısınma" meselesine devam edecektim.Çünkü bu yıl Davos’a damgasını vuran "global ısınma"yla ilgili söylenecek daha çok şey var.

Ekonomiyle ilişkisi, Paris’te biraraya gelmiş bilim adamlarının dün yayınladıkları rapor, yeryüzünün kurtarılması için büyük çaba harcayan ABD eski Başkan Yardımcısı Al Gore’un Nobel’e adaylığı.

Ancak dün sabah ayağımın tozuyla katıldığım bir toplantı "global ısınma" ikinci plana attı.

En azından bugünlük.

Zira, Sabancı Üniversitesi, İstanbul Politikalar Merkezi bünyesindeki Eğitim Reformu Girişimi’nin "Din ve Eğitim" panelinde ele alınan konular kanımca en az "global ısınma" kadar önemli.

"Global ısınma" yeryüzünün, din meselesi de insanların hararetini artırmıyor mu?

Çevrenize bir göz atın.

Dini hoşgörüsüzlükler diz boyu değil mi?

Eğitim Reformu Girişimi, "Din ve Eğitim" ekseninde 2004’ten beri çeşitli kurumlarla çalışmalarını sürdürüyor.

Bu arada bir parantez açmakta yarar var.

Özellikle 11 Eylül’den sonra UNESCO, Avrupa Komisyonu din eğitimiyle ilgili çalışmalarını yoğunlaştırmış.

ABD’de de öyle.

Türkiye de din dersi seçmeli olarak lise ve dengi okullarda 1967 yılında programa girmiş.

1982’de "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" adını almış.

Aynı ders bir, iki değişiklikle 2005 yılına kadar yürürlükte kalmış.

Aynı yıl Milli Eğitim Bakanlığı yeni Ortaöğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi programını uygulamaya başlamış.

Eğitim Reformu Girişimi dün işte bu yeni programı değerlendirdi.

Değerlendirmeyi yapan Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Recep Kaymakcan.

Kaymakcan
’a göre yeni programda olumlu noktalar var.

Aleviliğe yer verilmesi gibi.

Yer verilmiş ama yetersiz bir şekilde.

Diğer dinlere de yüzde 10’a yakın yer verilmiş.

Ancak genel kanı programın her dine ve mezhebe eşit uzaklıkta olması için daha çok yol alınması şeklinde.

Eğitim Reformu Girişimi, yanına çeşitli kişi ve kurumları alarak bu işin sıkı takipçisi.

Dünkü panele siyasi partiler temsilcileri de çağrılmış.

Ne ki, dün siyası partilerden kimseleri göremedik.

TÜSİAD Eğitim Çalışma Komisyonu’ndan tutun, çeşitli ilahiyat fakültelerine, Cem Vakfı’na, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne, AÇEV’e kadar bir sürü kurumun bu konuda söyleyecek sözleri var ama siyasi partilerin yok.

Belli ki siyasi partiler böylesine önemli bir konuya uzak.

Dünya Sosyal Forumu’na Türkiye’den 10 kişi katılmış

BİRKAÇ yıldan beri Dünya Ekonomik Forumu’na paralel olarak, gelişmekte olan bir ülkede yapılan Dünya Sosyal Forumu’nu merak edenleriniz vardır mutlaka.

Kenya’nın başkenti Nairobi’deki Dünya Sosyal Forum ile bilgiyi e-postayla Türkiye temsilciliği göndermiş.

Bir de dünkü Cumhuriyet Gazetesi’nde, Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Erinç Yeldan ayrıntılı bir şekilde yazmış.

20-25 Ocak arasındaki Dünya Sosyal Forumu’na yaklaşık yüzbin kişinin katıldığı tahmin ediliyor.

Gündemi yoksulluk, açlık, AIDS ve yeryüzündeki çatışmalar oluşturmuş.

Gelen e-postadan anladığım kadarıyla "global ısınma" biraz daha arka planda kalmış.

Yoksa "global ısınma" daha fazla zenginlerin meselesi mi?

Olabilir.

Yoksulluk ve açlıkla boğuşan insanların pek de umurunda olmayabilir yeryüzünü tehdit eden tehlike.

Erinç Yeldan’ın yazısından, gelişmekte olan ülkelerden sosyal bilimcilerin, akademisyenlerin "sürdürülebilir istihdamı" konuştuğunu anlıyoruz.

Yine Yeldan’a göre, Birleşmiş Milletler’in "Milenyum Kalkınma Hedefleri" arasında olan yoksulluğun 2015 yılına kadar azaltılması için dünya ekonomisinin yıllık kalkınma hızının yüzde 4.5 olması gerek.

Ancak ortalama büyüme bu oranın çok altında.

Erinç Yeldan, TMMOB ikinci başkanı Hüseyin Yeşil, "Küresel Bak"tan Yıldız Önen dahil Türkiye’den Nairobi’ye yaklaşık 10 kişi gitmiş.
Yazarın Tüm Yazıları