Ortadoğu’nun imajını ekonomik reformlarla değiştirmek
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ŞARM EL ŞEYH DÜNYA Ekonomik Forumu’nun dört, beş yıldan beri dünyanın bu bölgesinde "Ortadoğu toplantıları" düzenlemesinin bir yararı var.
Ortadoğu projektörü kendisine çeviriyor.
Terörü, eğitim düzeyini, kadın-erkek eşitsizliğini, genç nüfusu bekleyen işsizlik sorunu ve bunun gibi şeyleri sorguluyor.
Geçen yıl "Ölü Deniz" ve bu yıl "Şarm El Şeyh" toplantısından benim çıkardığım sonuç şu:
Arap dünyası değişimin kapılarını zorluyor.
Bunu yeni yeni parlayan özel sektörüyle, çok iyi eğitim almış kadrolarıyla yapıyor.
Mısır örneğini vereceğim.
20 ay önce uygulamaya konmuş olan ekonomik reform paketini uygulamaya koyan kabinedeki bakanların hemen hemen hepsi iş dünyasından.
Şarm El Şeyh’te toplantılara katılan Yatırım, Ticaret, Teknoloji, Turizm, Finans bakanlarının tümü bende "dünya vatandaşı" etkisi bıraktı.
Bakanların tümü birkaç yabancı lisana hakim.
Batı dünyasıyla diyalogları çok iyi.
Mısır’da 20 ay gibi bir sürede yabancı yatırım artmış, özelleştirme hızlandırılmış, 2004 yılında yüzde 12 oranında olan enflasyon 2005’te yüzde 3.1 oranına düşmüş.
Ekonomideki bu rahatlama, Mısır’a doğal gaz potansiyelinden daha iyi yararlanma olanağı sunmuş.
Türkiye’nin 2007 yılı sonu ile 2008 yılı itibariyle Mısır’dan alacağı doğal gazın boru hattı Ürdün’e kadar uzanmış.
Daha sonra Suriye üzerinden Türkiye’ye gelecek.
KÖRFEZDE DURUM
Mısır örneğinden Körfez ülkelerine doğru kayarsak, burada da "agresif" bir şekilde diğer ülkelerde yatırımı zorlayan şirketler var.
Örneğin Türkiye’ye de "Starbucks"ları getirmiş olan Kuveyt’in Alsahaya Grubu.
Ya da ABD’de liman işletme izni çıkmayan ama dünyada Çin, Hindistan, Avustralya, Kore dahil 50 kadar noktada liman işleten DubaiPort.
Bir noktayı hatırlatmakta yarar var.
Şarm El Şeyh’teki toplantının açılışında konuşan Citibank’ın CEO’su Willam Rhodes önemle vurguladı.
Şöyle ki: İlk petrol şokundan farklı bir şekilde petrol fiyatlarının yeniden tavan yaptığı bu dönemde petrol parası bölgede kalıyor.
Tabii bunda hem 11 Eylül’ün etkisi, hem de petrol parasının rahatlıkla yöneleceği büyük projelerin varlığının etkisi var.
Özetle Ortadoğu "geri kalmış, terörü besleyen bölge" imajından ekonomik reformlar ve bunlardan yararlanacak özel sektörün atılımıyla kurtulmak peşinde.
Başbakan The Economist’e neden kızdı
CEZAYİR yolunda kalabalık bir heyetle Şarm El Şeyh’e uğrayan Başbakan Tayyip Erdoğan’ın programı yoğundu.
"Diyalog" oturumundan sonra Türkiye’nin tartışıldığı öğle yemeğine katılan Erdoğan, öğleden sonra ise medya mensuplarının sorularını yanıtladı.
Danıştay saldırısıyla ilgili tek soru El Pais Gazetesi’nin muhabirinden gelirken, The Economist’in Hamas görüşmesiyle ilgili sorusu Erdoğan’ın tepkisini çekti.
The Economist’in bir sayısında AKP Hükümeti’nden "İslamcı Hükümet" diye söz ettiğini hatırlatan Erdoğan"Biz din eksenli bir parti değiliz. Bu programımızda da açık. Biz laik, demokratik bir devletin partisiyiz. Beni sorarsanız, bireysel olarak dindar olmaya çalışan bir Müslüman’ım" dedi.
Erdoğan’ın muhatap olduğu sorular arasında "Türkiye bölgede ne yapabilir?", "İran’ı tehdit olarak görüyor musunuz", "İslam ve demokrasi bağdaşabilir mi" türünden sorular vardı.
Türkiye televizyonda dünyada 2’nci üniversite eğitiminde ise 64’üncü
GEÇEN yıl "Ölü Deniz"de "Cinsiyet eşitsizliği" raporunu hazırlayan Dünya Ekonomik Forumu’nun baş ekonomisti Augusto Lopez-Claros ile Türkiye’de tartışmaya yol açan raporunu konuşmuştum.
Bu yıl Şarm El Şeyh’te karşıma çıkan Lopez-Claros’a bu kez "Bilişim Teknolojilerinde Global Rekabet" raporunu sordum.