Paylaş
KalDer’in önümüzdeki günlerdeki “Yenileşim Konferansı’ndan sonra “yenileşim” sözcüğünün günlük yaşamımıza yerleşip yerleşmeyeceğini göreceğiz.
Bu arada DPT’nin “inovasyon” yerine “yenilik” sözcüğünü tercih ettiğini belirtelim.
Konumuz yine “inovasyon” zira hafta ortasında İstanbul’da Amerikan Şirketler Derneği (ABFT) bu kavramla ilgili önemli bir konferans düzenledi.
Ancak bir bölümüne katılabildiğim “İnovasyona Dayalı Büyüme Stratejileri” Konferansı’nda önemli uzmanlar dinledik.
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ın açılış konuşmasını yaptığı konferansta dinlediğim sunumlar arasında TEPAV’dan genç ekonomist Esen Çağlar’ın söyledikleri ilgi çekiciydi.
Yeri gelmişken hemen altını çizeyim.
TOBB tarafından desteklenen ve 2004 yılında kurulan düşünce kuruluşu TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) önemli ve yararlı araştırmalar yapıyor. Haftada birkaç kez TEPAV’ın e-postalarını almaktan çok memnunum.
GÜNEY KORE’NİN 20 YIL GERİSİNDE
Çağlar’ın sunumu neden ilginçti?
Açık seçik bir şekilde, “inovasyon”a dayalı ekonomilerin nasıl büyüyebileceğini ortaya koyduğu için. “İnovasyona” dayalı ekonomiye, “yeni ekonomi” de deniyor. Çağlar’a göre, bu konuda henüz yolun başındayız.
70 milyonluk ülkede “yeni ekonomi” şirketleri bir elin parmağı kadar az.
“Sanayileşme bitti. Türkiye’de esas dönüşüm önümüzdeki dönemde ihracatın teknolojik içeriğini yükseltmekle olacak” diyor Çağlar. Güney Kore örneğini veriyor.
1980’li yılların başında Türkiye ile Güney Kore’de kişi başı milli gelir aynı düzeyde.
Bugün Türkiye kişi başı milli gelirde Güney Kore’yi bayağı geriden izliyor.
Önemli nokta şu:
AR-GE konusunda en az 20 yıl geri.
BEYAZ EŞYA ORTA TEKNOLOJİ
Aşağıdaki tablo iki ülkeyi karşılaştırarak durumu gayet güzel özetliyor.
Görülebileceği gibi iki ülkenin ihraç ettiği malların teknolojik yapısında dağlar kadar fark var.
Türkiye’nin ihraç ettiği ürünler arasında “yüksek teknoloji” ürünlerin payı çok düşük.
Demekki “inovasyon” bizde yeterli değil.
İhracatımızda “düşük teknoloji” ve “orta teknolojinin” payları çok daha yüksek.
Beyaz eşya ve otomotivi “orta teknoloji” ürünler arasında sayıyor Çağlar.
Özetle Güney Kore’nin hamlesi daha çok “yüksek teknoloji” ürünlere dayanıyor. Eren Çağlar “Orta teknoloji üreten bir ülkenin kişi başı milli gelirini arttırması zor” diyor.
YÖK, TÜBİTAK, SPK HAZIR MI?
Peki Türkiye “yüksek teknolojiye” nasıl odaklanacak?
Ekonomistin bu konuda verdiği bir örnek de son derece ilginç.
OECD’nin fen bilimleriyle ilgili PISA sınavında başarı gösteren ülkelerle “yüksek teknoloji” ihracatı yapan ülkeler arasında doğrudan bağlantı var. PISA sınavında başarılı olan ülkelerde AR-GE uzmanını sayısı haliyle daha çok. Elbetteki AR-GE demek, inovasyon demek Bildiğim kadarıyla Türkiye bu PISA sınavından şimdiye kadar pek başarılı sonuçlar elde etmiş değil.
Neticede Çağlar’ın dediği gibi “yeni ekonomide” daha yolun başlangıcındayız.
Madalyonun öbür yüzünde de kurumsal altyapının örneğin YÖK, TÜBİTAK, SPK’nın “yeni ekonomi”ye ne kadar hazır oldukları sorusu var.
Paylaş