Kouchner’e göre, Fransa AB görüşmelerini bloke etmeyecek

NİCEDİR gözümüz, kulağımız Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’de.

Türkiye’nin Avrupa Birliği yolculuğu konusunda “uğursuz bir söz” etmediği tek gün yok.

Haberin Devamı

Üstelik son dönemlerde, şimdiye kadar Türkiye yanlısı tutum sergilemiş Fransız politikacıların da aleyhimize tavır almalarını sağlamakta pek mahir.

İşte Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, işte Avrupa İşlerinden sorumlu Devlet Bakanı Pierre Lellouche.

Fransa’da Türkiye’nin AB üyeliğini destekleyen aydınların sesini dahi bastırmış gibi görünüyor Sarkozy.

Medya, aydınlar, Fransız kamuoyunu derken Sarkozy işi acaba AB görüşmelerini bloke etmeye kadar vardırır mı?

Bağımsız Türkiye Komisyonu’nun ikinci raporunu ülkenin önde gelen düşünce kuruluşu İFRİ’de (Fransız Uluslarası İlişkiler Enstitüsü) sunarken aklıma düşen soru bu.

İFRİ’nin kıdemli danışmanlarından yazar-düşünür Dominique Moisi, Fransa’nın Türkiye’ye karşı yeni pozisyonunu şöyle özetliyor: “Eskiden Avrupa Birliği’ne “dahil” bir Türkiye’den söz edilirdi. Oysa şimdi Lellouche’un vurguladığı gibi AB ile birlikte hareket edecek bir Türkiye’den söz ediliyor.”

Haberin Devamı

“Dahil” ve “Birlikte” arasında sembolik bir ayırım var.

AVRUPA-TÜRKİYE DENKLEMİ

Moisi’nin dikkat çektiği önemli bir nokta da şu: “Avrupa’nın kendisine güveni azaldıkça Türkiye’yi kabul etmesi de zorlaşıyor.”

Esasında bu denklem işin özeti.

Ancak yine Moisi’nin söylediği ve artık sesleri duyulmayan Fransız aydınların defalarca tekrarladıkları gibi, güçlü ve kendine güvenen bir Avrupa için Türkiye’nin üyeliği olmazsa olmaz koşul.

Bağımsız Türkiye Komisyonu’nu oluşturan “Akil Adamlar” dan eski Fransa Başbakanı Michel Rocard, “güçlü Avrupa” imajının tarihe karışmış olmasından rahatsız. Dünyadaki ekonomik krizde bile sanki Avrupa yokmuş gibi davranıldı” diyor.

“Türkiye’nin Avrupa’ya katılması dünyaya, Çin’e, Rusya’ya karşı bizi müthiş bir şekilde güçlendirecektir” diye ekliyor.

Michel Rocard geçen yıl piyasaya çıkan “Türkiye’ye Evet” kitabının yazarı kurt bir politikacı.

Sarkozy onun düşüncelerini ne kadar ciddiye alır bilemem.

Yalnız bildiğim kadarıyla Rocard’ı “kuzey ve güney kutuplardan sorumlu elçi” olarak atamış.

LİDERLER BUGÜN VAR, YARIN YOK

Yukarıda sözünü ettiğim diğer bakanlar gibi umarım Rocard’ı da Türkiye konusunda yanına çekmez.

Haberin Devamı

İFRİ’deki toplantıda, Bağımsız Türkiye Komisyonu üyelerinden, İtalyan Senatosu Başkan Yardımcısı Emma Bonino işe daha ileri götürerek “Avrupa’nın önümüzdeki 10-20 yılda neye dönüşeceğini Türkiye belirleyecektir” diyor.

Bonino’ya göre, Avrupa Birliği ile Türkiye arasında giderek “limonileşen” ilişkilerde kapıları açık tutmak gerek. Yani müzakere sürecinin ne olursa olsun devam etmesi şart. Sarkozy gibi liderler bugün var yarın yok.

Peki “Fransa müzakereleri bloke eder mi” sorusuna dönersek. İFRİ’den sonra Fransa Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner ile görüşen Bağımsız Türkiye Komisyonu’ndan sızan bilgilere önemli.

Kouchner komisyon üyelerine, Sarkozy’nin Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkmasına rağmen Fransız Devleti’nin “müzakerelerin devamı” pozisyonunda değişiklik olmadığını söylemiş.

Haberin Devamı

Bonino, Gül ve Erdoğan’a ne önerdi

EMMA Bonino ile kaçıncı sohbetim bilmiyorum. İFRİ yolunda, birlikte bindiğimiz minibüste epey konuşma fırsatımız oldu.

Bağımsız Türkiye Komisyonu üyeleri arasında senato başkan yardımcısı olarak aktif görevde olan tek kişi Bonino. Buna rağmen tevazuda herkesten fersah fersah ilerde. Komisyonun erkek üyeleri elçiliklerinin gönderdiği resmi arabalarla gider gelirken Bonino gazetecilerle minibüste.

Gerçek bir insan hakları ve gerçek bir kadın hakları savunucusu. Yıllarca Arap Dünyası’nda kadın hakları için mücadele etmiş olan Bonino şimdilerde kadın sünnetini yasaklama çabasında.

Ülkesinde de Berlusconi’nin dillere düşen çapkınlıklarını televizyonda eleştirme cesareti gösteren tek kadın politikacı.

Haberin Devamı

Her neyse konumuz Avrupa Birliği.

İFRİ’deki toplantıda Kıbrıs Rum kesiminin Paris elçisini de paylayan Bonino, Türkiye’nin Avrupa Birliği nezdinde yeterince lobi yapmadığı görüşünde, “Avrupa ülkelerinde entegre olmuş Türklerden neden yararlanmıyorsunuz” diye soruyor.

Ankara’ya yaptığı sayısız resmi ziyarette, hem Cumhurbaşkanı Gül’e, hem Başbakan Erdoğan’a,  Almanya’daki Türk toplumunun üyelik sürecinde harekete geçirmeyi önerdiğini söylüyor.

Ne ki önerisi “havada” kalmış.

Bonino’nun bir başka önerisi de TÜSİAD, Fransız MEDEF ve İtalyan Confidustria’nın kadın başkanlarının birlikte Türkiye için bir lobi çalışması yapmaları.

“Üç ülkede iş dünyasının güçlü kuruluşlarının başında kadınlar var. Bu büyük bir şans. Yapacakları lobi çalışması çok ses getirir” diyor.

Haberin Devamı

‘Akil Adamlar’ ‘Akil İnsanlar’ olsun

EMMA Bonino değil ama başkaları dikkat çekti.

Aralarında bir kadın üye olduğuna göre Bağımsız Türkiye Komisyonu’ndaki “Akil Adamlar” oluşumuna “Akil İnsanlar” emek belki daha yerinde olur.

Komisyona da “Türkiye Bağımsız Komisyonu” demek daha doğru olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları