Kadir Topbaş da Davos’ta olmalıydı

DÜNYA Ekonomik Forumu sona erdiğinde her seferinde kafamda "ne kaçırdım" diye bir soru işareti kalır.

Bu kadar yoğun bir gündemde kaçırmamak mümkün değil zira.

Global ekonomi, Çin, Hindistan, enerji, siyasilerin basın toplantıları derken ilgilendiğim birçok konuyu es geçmek zorunda kaldığımı fark ediyorum.

Son gün kaçırmamakta direttiğim bir şey oldu her nasılsa:

"Geleceğin şehirlerinin tasarlanması"

Şehircilik bu yıl Davos’un gündeminde en üst sıralardaydı.

Nedenine gelince..

2007 yılında ilk kez yeryüzünde kırsal kesimlerde yaşayanlarla şehirde yaşayanların nüfusu eşitlenecek.

50 yıl zarfında ise dünya nüfusunun üçte ikisi şehirlerde yaşayacak.

Her gün şehir nüfusuna katılanların sayısı 180 bin.

Bu trendin yüzde 95’i gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşiyor.

Geleceğin şehirlerini bugünden planlamak gerek.

Varolanları ise geleceğe hazırlamak.

Belki yeniden tasarlamak.

Global ısınmayı, enerji tüketimini, ulaşımı, büyüyen varoşları hesaba katarak.

Şte bu yüzden bu yıl Davos’ta şehircilikle ilgili sayısız oturum vardı.

ÇİNLİ BELEDİYE BAŞKANI

Londra’nın sivri çıkışlarıyla ünlü Belediye Başkanı Ken Livingstone başta olmak üzere Latin Amerika ülkelerinden, Avrupa’dan ve hatta Çin’den belediye başkanlarını ağırladı Davos.

Kırsal kesimlerden büyük şehirlere akan insanları barındırmak için sürekli yeni şehirler kuran Çin şehircilik alanında iyi yol almış durumda.

6 milyonluk Dalian şehrinin Belediye Başkanı Profesör Xia Deren de yanında İngilizce tercümanı olduğu halde oturumları izledi.

Dalian sizi bilmem ama benim adını ilk kez duyduğum bir Çin şehri.

Bu şehrin belediye başkanı dahi dünyada şehircilikte neler olup bittiğini öğremek için kalkıp Davos’a gelmiş.

Dünyanın en büyük, en muhteşem şehirlerinden 15 milyonluk İstanbul’dan kimse yok.

Şehircilik alanında neler olup bittiğini izlemeden İstanbul acaba nasıl planlanıyor?

10 yıl, 20 yıl sonra İstanbul’un nasıl olacağını bize net bir şekilde söyleyecek bir tek yetkili var mı acaba?

Oysa büyük şehirlerde yaşayanlar nelerin olacağını biliyor.

Tokyo örneğin 2020 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi yüzde 20 oranında arttıracak.

Şimdi kullandığı yenilenebilir enerji yüzde 2.7 oranında.

Şehirler "global ısınma"ya karşı planlar yapıyorlar.

Hatta kendi aralarında örgütleniyor.

YEŞİL ŞEHİRLER

Geçtiğimiz ağustos ayında mega şehirleri global ısınmaya karşı örgütlemeye çalışan Clinton İklim Girişimi yetkililerinin Kadir Topbaş ile görüşemediklerini düşünüyorum daÖ

Görüştükleri danışmanın da Clinton İklim Girişimi’nin neler yapmak istediğini anlayıp anlamadıklarından kuşkuluyum.

"Yeşil şehirler" artık dünya gündeminde.

Brezilya’da "yeşil favela" akımı başlamış.

Gecekonduvari konutlar olan favelaların yeşilliklerin ortasında inşa edilmesini belediyeler teşvik ediyormuş.

"Yeşil Gecekonduların" bir yana filan bırakın şehirleri daha yeşil kılmak için yeni mimari tasarımlarda konutların damları bahçe gibi tasarlanıyor.

Biz İstanbul’da nefes alacak bir alan bırakmadık.

Kalan bir avuç yeşil alana inşaat yapacağım diye göz dikenler yarışta.

Worldwatch Enstitüsü 2007 Dünyanın Durumu Raporu’nda "Şehirlerde Geleceğimiz" diye bir bölüm var.

Los Angeles, Cakarta, Bombay, Ürdün’de Petra, İsveç’te Malmö, Kenya’da Nairobi, Melbourne ve daha çok sayıda şehir "vaka" olarak incelenmiş.

Türkiye’de belediyeler başta, şehircilikle ilgilenenlerin www.worldwatch.org adresinden bu raporu okumalarını öneriyorum.

Tony Blair’in konuşmasından çıkartılacak ders

İSTANBUL’un neden Dünyanın Durumu raporunda olmadığını merak edebilirsiniz.

Ya da İstanbul Belediyesi’nden neden kimsenin Davos’a gelmediğini.

Mesela, bu konuyu açtığım Başbakan danışmanı Ahmet Davutoğlu "İstanbul Belediyesi buraya davet edilmemiş mi" diye sordu.

Bence edilmemiştir.

Ama mesele o değil.

Mesele Kadir Topbaş’ın ya da danışmanlarının dünyaya ne kadar açık oldukları.

Şehircilik konusunda global bir ağa dahil olup olmadıkları.

Olsalardı mutlaka Davos’ta bu konunun gündeme geleceğini bilmeleri gerekirdi.

Ondan sonra buraya gelmek kendilerine kalan bir iş.

Bunları Tony Blair’in konuşmasından çıkarttığım ders nedeniyle söylüyorum.

Dünya Ekonomik Forumu’nun kapanış konuşmasını yapan Blair , dünyaya açık olmayı inanan toplumlarla, kapalı toplumlar arasındaki farkın önümüzdeki yıllara damgasını atacağını söyledi.

"Global ısınma, demografi, sosyal değişimler konularında hepimiz aynı gemideyiz" diyen Blair’e hak vermemek elde değil.

Eğer biz "global ısınma", şehircilikte dünya trendlerinden habersiz isek sorarım size kapalı bir toplum muyuz, dünyaya açık bir toplum mu?

Tony Blair’in konuşmasında şu satırların da altını çizdim:

"Özgürlük, demokrasi ve hoşgörüde ortak değerlere sahip değilsek hiçbirimizin geleceği güvenli değil. Zaten bu üçü de adalet olmadığı takdirde yetersiz".

Davos’tan bu yıl aklımda, Tony Blair’in bu anlamlı konuşması ayrıldım.
Yazarın Tüm Yazıları