İstanbul trafiğinin imdadına Japonlar yetişiyor

İSTANBULLULARA "trafiğe çare üretin" önerisinde bulunanlar sanırım hoşnutturlar.

Dünkü gazetelere bakarsanız, valiliğin, belediyenin ve emniyetin sitelerine binlerce e-mail yağmış.

Bu kadar e-mail arasından ciddiye alınacak olanlar vardır mutlaka.

Doğrusu trafiğe çare üretmeye kalkışanlardan değilim.

Ancak aklıma yaklaşık bir yıl önce bir Japon ekiple yaptığım görüşme takılıverdi.

Görüştüğüm kişiler, "Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı"nda görevliydi.

Sözkonusu ajans Japon Dışişleri Bakanlığı’na bağlı.

Japonya Hükümeti tarafından, "gelişmekte olan ülkelere" teknik destek vermek için kurulmuş.

Yılda 7 milyar dolar "hibe" destek veriyor.

Türkiye’de, Devlet Planlama Teşkilatı’nın talebi üzerine eğitim, balıkçılık, afet yönetimi gibi konularda yol göstermiş.

"Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı"nın deneyimli olduğu bir alan da trafik.

Bangkok, Cakarta, Bükreş, Lima, Nairobi, Kahire gibi şehirlerde trafik sorununa el atmış.

Bu şehirler için çözümler üretmiş.

Bunu duyan İstanbul Büyükşehir Belediyesi de geçen yıl ajansa başvuruyor.

Ajanstan bir ekip geçtiğimiz yıl kasım ayında gelip belediyeyle görüşüyor.

Peki bir yıl sonra bu görüşmeden çıkan sonuç ne?

Japonlar İstanbul’un kabusa dönüşen trafiğine çözüm getirebilecek mi?

Bu soruları dün ajansın Ankara’daki temsilciliğine soruyorum.

Haberler iyi.

6 Aralık’ta, "Japon Uluslararası İşbirliği Ajansı" ile Kadir Topbaş arasında bir anlaşma imzalanıyor.

Anlaşma, belediye meclisinde onaylanmış.

Şimdi İçişleri Bakanlığı’nda onaylanması gerekiyor.

Ajansın verdiği bilgiye göre anlaşmanın onaylanması önümüzdeki ocak ayının sonunu bulabilir.

Bu arada Kentsel Tasarım Merkezi’nin Ulaşım Grubu da Japon ajansa trafikle ilgili istatistiki bilgiler hazırlıyor.

Bakalım.

Japonlar İstanbul trafiğini çözebilecek mi?

Türk sahibi Duralex’i kaybediyor mu

GEÇENLERDE bir okurumdan şöyle bir e-posta geldi:

"Geçen yıl Fransızların ünlü Fransız markası Duralex’i Türklere kaptırdığını yazmıştınız. Ancak Duralex’i satın alan Sinan Solmaz şimdi fabrikayı Almanlara kaptırmak üzere..."

E-postada başka bilgiler de vardı.

Türk yatırımcı, Orleans’daki Duralex fabrikasının devri sırasında mahkemeye önerdiği ödeme ve yapılandırma planına uymamış.

Fabrikada üretim durmuş.

Ham madde tedariği borçları nedeniyle bloke edilmiş.

Duralex’te neler olup bittiğine geçmeden önce küçük bir hatırlatma yapayım.

Fransa’nın en ünlü markalarından Duralex iki yıl önce İtalyan Bormioli Rocco firmasından 3 ortaklı bir şirkete geçiyor.

Ortaklardan biri Fransız, diğeri Yunanlı, üçüncüsü ise Sinan Solmaz.

40 yıldan beri zücaciye işinden olan Solmaz geçen yıl kasım ayında diğer ortakların hisselerini alıyor.

Orleans istinaf mahkemesine bir ödeme planı sunuyor.

Peki geçen bir yıl zarfında neler oluyor?

Sendikaların iddialarına göre, Solmaz yaklaşık 10 milyon dolarlık bir borca giriyor.

Borçtan elektrik dahi kesiliyor.

Fabrikanın müdürü istifa ediyor.

Bu arada tazminat talebinde bulunan işten çıkartılmış işçiler yeni müdürü 24 saat rehin alıyor.

Tam bir kaos.

Duralex işçileriyle dayanışma için sadece bir hafta sonu fabrikayı ziyaret edenlerin sayısı 20 bini buluyor.

Markanın Fransızlar için ne kadar önemli olduğunun göstergesi.

Duralex’i bir Türk satın aldığında ne kadar gurur duymuştuk.

Yazık ki işler bu raddeye gelmiş.

Avrupa’daki Türk yatırımcının imajı böyle olmamalıydı.
Yazarın Tüm Yazıları