Hem Türkiye, hem Avrupa kimlik krizinde

FRANSA Dışişleri Bakanı Dominique de Villepin Ankara'ya geldiği günün ertesi sabahı Fransız Elçiliği'nde bazı politikacılar ve akademisyenlerle biraraya geliyor.

Gündemdeki konular Irak, Türkiye'nın AB üyeliği, Kıbrıs.

Fransa ile ABD arasında ilişkiler gergin.

Washington, Irak Savaşı'na karşı çıkmakla kalmayıp yanına başka ülkeleri çekmeye çalıştığı için fena halde diş biliyor Fransa'ya.

Ticari boykot bir yana bazı NATO kararlarından Fransa'ya dışlamak bile söz konusu.

Dominique de Villepin işte böyle bir ortamda Türkiye, Ürdün ve İran gezisinde.

Washington ile sancılı ilişkiler döneminde olan Ankara, dümen suyundaki Amman ve bir süre sonra ‘‘sıranın kendisine geleceği’’ söylenen Tahran.

Elçilikteki kahvaltıya dönersek, Fransa Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin AB üyeliği üzerinde önemle duruyor.

‘‘Hem Avrupa, hem Türkiye kimlik krizinde’’ diyor.

Bakan'a göre, Avrupa'nın kimlik krizi, Irak Savaşı nedeniyle üyeler arasında çıkan görüş ayrılıklarından kaynaklanıyor.

Türkiye ise Avrupa'nın kendisine kucak açmaktaki gönülsüzlüğünden, ‘‘Batı'ya ait mi, değil mi’’ tartışmalarından ötürü kimlik krizinde.

Dominique de Villepin, ‘‘Türkiye'yi yalnız bırakmamak gerekiyor’’ diyor.

Fransa'nın AB üyeliği için Türkiye ile daha sıkı bir işbirliği içersinde çalışacağını söylüyor.

‘‘Sadece Fransa değil Avrupa'nın büyük ülkeleri Türkiye ile daha yakından ilgilenmek zorunda’’ diyor.

‘‘Türkiye de reformlarları hızlandırmak için acele etsin’’ diye ilave ediyor.

Avrupa Birliği, Türkiye için 2004'te karar alacak.

Ancak 2004, AB Komisyonu üyelerinin de yenileneceği bir yıl.

Dolayısıyla Türkiye'nin yeni üyelerle işi daha da zorlaşabilir.

İşte Fransa Dışişleri Bakanı buna da dikkat çekiyor.‘‘Acele edin, bu kez treni kaçırmayın’’ demeye getiriyor.

Avrupa Birliği Bechtel'in Irak kontratını inceleyecek

IRAK'ın yeniden yapılanmasında meydanı ‘‘zoraki’’ bir şekilde ABD'ye bırakan Avrupa, Washington'un görevlendirdiği Amerikan şirketlerini mercek altına almaya hazırlanıyor.

680 milyon dolarlık bir kontrat imzalayan Bechtel bunlardan bir tanesi.

AB Komisyonu, Bechtel'in kaptığı kontratın uluslararası ticari yasalara uygun olup olmadığını incelemeye karar vermiş.

Irak'ın yeniden yapılanması için Bush Yönetimi'nin imzalamış olduğu sekiz kontrat arasında bildiğiniz gibi en önemlisi Bechtel'inki.

Bunun Dünya Ticaret Örgütü kurallarına uyup uymadığını kontrol etmeye kalkan AB sanırım akıntıya karşı kürek çekiyor.

Zira ta başından beri bildiğini okuyan Washington'un AB Komisyonu'ndan aksi bir karar çıksa dahi geri adım atacağı düşünülemez.

Irak'ın yeniden yapılandırılmasında ABD'nin kendisine bırakacağı ‘‘kırıntılarla’’ idare etmek zorunda kalan Avrupa Birliği bu arada boş durmuyor.

Le Monde Gazetesi'nin önceki günkü sayısında, ekonomi ekinde çıkan habere göre, AB İran ile bir serbest ticaret anlaşması imzalamanın yollarını araştırıyor.

Ancak anlaşmanın imzalanmasından önce AB'nin bazı talepleri var: İran'ın insan hakları karnesini düzeltmesi ve ekonomik reformlara girişmesi.

Bir yanda Dominique de Villepin'in bölgeye ziyareti, diğer yanda AB'nin İran'a ilgisi bence yakından izlenmesi gereken ilginç bir tablo.

AB rekabetini öğrenmek 53.8 milyar dolarmış

OKURLARIMDAN Mustafa Kovalık, MESS Başkanı Tuğrul Kudatgobilik'in Gümrük Birliği anlaşmasının imzalanmasından sonra ortaya çıkan ve kendisinin ‘‘Avrupa ile rekabet etmeyi öğrenmenin bedeli’’ olarak tanımladığı 52 milyar dolara itiraz etmiş.

İtirazını Tuğrul Kudatgobilik'e ilettim.

MESS Başkanı gönderdiği mail'de, Gümrük Birliğinin 5 yıllık maliyetini (1996 ile 2000) DİE rakamlarından çıkarttığını belirterek ‘‘Rakamlara tekrar bakınca yalnız AB üyeleriyle dış ticaret açığının 52 milyar dolar değil, 53.8 milyar dolar olduğunu gördüm’’ diyor.

DÜZELTME: Salı günü bu sütunlarda yayınlanan İKEA yazısında, şirketin yıllık cirosu 12 milyon Euro olarak belirtilmiştir. Birçok okurumun dikkat çektiği gibi milyon ile milyar karışıklığı oldu. İKEA'nın yıllık cirosu 12 milyar Euro'dur.
Yazarın Tüm Yazıları