''ATEŞİ Çalanlara Övgü'' önceki gün Fransa'da piyasaya çıkan kitabın adı. Yazarı tanıdık biri: Fransa Dışişleri Bakanı Dominique de Villepin.
Çocukluğunda Rimbaud olma hayalleri kuran bakanın kitabından, gerçek dostlarının asla politikacılar olmadığını, Baudelaire, Rilke, Eluard, Garcia Lorca'yı dost diye bellediğini öğreniyoruz.
Şair neye yarar?
800 sayfalık kitabında de Villepin bu soruya yanıt arıyor.
BM koridorlarında Irak Savaşı'na karşı çıkan, masa başında saatler süren görüşmelere rağmen ABD ile Fransa arasındaki gerginliği azaltmayı başaramayan bakan şu kanıya varıyor: Şairler dünyayı yeni baştan yaratmaya, büyülemeye, başka hayatların kapılarını aralamaya yarar.
Ruhsuz bir globalleşmenin panzehiri ancak bir dünya-şiiri olabilir de Villepin'e göre. Yeryüzü sakinleri ancak ortak sözcükleri ve ortak duyguları paylaştıkları takdirde mutlu olabilirler.
Nükleer ateşin tehdidine karşılık, de Villepin, şairin elindeki cılız fenere inanmak istiyor.
‘‘Ateşi Çalanlara Övgü’’ anladığım kadarıyla talihsiz bir ortamda piyasaya çıktı.
Irak Savaşı'nın yol açtığı belirsizlikleri, Avrupa ve ABD'deki ekonomik durgunluğu filan bir yana bırakın, de Villepin'in ülkesi Fransa bugünlerde hükümetin değiştirmek istediği emeklilik yasası nedeniyle karışmış durumda.
Yüzbinlerce emekli sokaklara dökülmüş.
Haklarını arayan eğitimciler de dökülmek için tetikte.
Bakanın tam böyle bir zamanda kitabını yayınlaması kimilerine göre ‘‘dam üstünde saksağan’’ vaziyeti.
‘‘Yaşlı Avrupa’’ ile dalga geçen Atlantik ötesinin bu kez de ‘‘felsefi düşler’’ kuran bir Avrupa'yı diline dolaması mümkün.
Peki Villepin bir hayaperest mi?
Fransa'nın sorunlarını bir yana bırakın, dünyanın bugünkü durumuna bakın.
Dünya Bankası'nın geçenlerde yapılan toplantısında yine zenginler ile yoksullar arasındaki uçurum konuşuldu. Öyle bir uçurum ki, artık uzmanlar bile bunu ‘‘ürkütücü’’ buluyor.
Japonya'da bugün doğan bir çocuğun 22. yüzyılı görme şansı yüzde 50 iken, Afganistan'da yeni doğmuş bir bebeğin beş yaşından önce ölme ihtimali dörtte bir oranında.
1990'lı yılların başlarında günde 1 dolardan az bir parayla geçinen dünya nüfusunun yüzde 47'si 10 yıl sonra aynı yerde. Oranda herhangi bir değişiklik olmamış.
Yoksullara, açlara şiir neye yarar diyeceğim ama demiyorum.
Çünkü de Villepin gibi düşünmek istiyorum.
Bugüne kadar hiçbir şey işe yaramadığına göre, belki bir dünya-şiiri bazı şeyleri değiştirebilir.