Gençlik ve internet olmadan CHP nereye?

PAZAR günkü CHP İstanbul İl Kongresi, parti kongresi olarak ilk deneyimim. İl Başkanı Şinasi Öktem'in davet mektubunda belirtilen saatte, yani 10.00'da Lütfi Kırdar'dayım.

Altan Öymen, Bülent Tanla, Mustafa Sarıgül erken gelenlerden.

Neredeyse birbuçuk saat rötarla başlayan kongrede dağıtılan dosyaların üzerinde ‘‘İstanbul Değişime Hazırlanıyor’’ diye yazıyor.

Deniz Baykal'ın konuşmasından önce gösterilen tanıtım filminde de‘‘değişim’’ ‘‘yenileşme’’ ''yeni başlangıç'' sözlerini sıklıkla duyuyoruz.

‘‘Değişim’’ kongrenin kilit sözcüklerinden.

Değişim neyle olur?

Bunun için taze kan yani gençlik gerekli değil midir?

Ama şöyle bir etrafa göz gezdirdiğinizde 2 bin 400 kişilik salonda gençler yok denecek kadar az.

Gerçi salondaki kadınların da sayısı fazla değil.

Elimdeki dosyaya bakılırsa CHP'nin 2003 yılında seçtiği 32 ilçe başkanından sadece bir tanesi kadın: Şile İlçe Başkanı Gülseren Yenal.

Gençlere dönersek, anladığım kadarıyla CHP gençleri kucaklamanın bir yolunu bulamamış hálá.

Nasıl bulsun ki?

Zira CHP gençlere en kolay ulaşmanın yolu olan ‘‘internet’’ ortamını keşfetmiş değil.

Evet yanlış okumadanız. CHP'nin ‘‘internet’’ ortamıyla arası yok.

E-postanıza DSP, AKP ve diğer partilerden her gün birkaç duyuru düştüğü halde CHP'den tıs yok.

Nisan ayında, CHP'nin İstanbul'da başlattığı İYEM (İstanbul Yerel Yönetim Merkezi) projesi nedeniyle telefonla görüştüğüm İstanbul İl Başkanı Şinasi Öktem, internet hazırlıklarının devam ettiğini söylemişti.

Aradan kaç ay geçti bu konuda bir gelişme göremiyorum.

İnternet ve gençlik CHP'nin üzerinde önemli durması gereken iki konu.

CHP bu konuda Arı Hareketi'nin çalışmalarından yararlanabilir.

CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş, Arı Hareketi'nin gençlerle ilgili çalışmalarını iyi bilir. Zira kendisi, hareketin bünyesinde oluşturulan Ekonomi ve Dış politika Forumu'nun üyesi aynı zamanda.

UNESCO listesinden çıkmak turizmi vurur

KONGREDE ‘‘İstanbul Değişime Hazırlanıyor’’ sloganını kullanan CHP yöneticilerine doğrusunu isterseniz ‘‘İstanbul'u değiştirmek için planlarınız nedir?’’ sorusunu yöneltme fırsatım olmadı.

CHP'yi bilmem ama Osmanlı Bankası Müzesi, İstanbul'un geleceği için çalışmalarını sürdürüyor.

Bankalar Caddesi'ndeki yerinde tam bir ay önce ‘‘İstanbul kültür mirasını yitiriyor mu’’ panelini düzenleyen Osmanlı Bankası Müzesi konuyu sıcak tutmaya kararlı.

Birincisinden tam bir ay sonra aynı konuda düzenlenen ikinci panelin konuşmacıları bu kez İTÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilimdalı Başkanı Profesör Zeypep Ahunbay ile şehir planlamacısı ve tarihçi Profesör Stefanos Yerasimos.

Profesör Yerasimos, 1985 yılında İstanbul'u ‘‘Dünya Kültür Mirası’’ listesine alan Unesco'nun danışmanlığını yapıyor aynı zamanda.

Yerasimos, Unesco'nun İstanbul için tam 18 yıldan beri bir ‘‘koruma planı’’ beklediğini doğruluyor.

18 yıl süresince ‘‘koruma planı’’ nerede diye arada sırada hatırlatmalar yapmış ama hiç ses çıkmayınca ciddi bir şekilde İstanbul'u ‘‘Dünya Kültür Mirası’’ listesinden çıkarmayı gündeme getirmiş.

‘‘Dünya Kültür Mirası’’ listesinde Türkiye'nin 9 birimi mevcut.

Ancak işin tuhaf bir yanı var.

18 yıldan beri İstanbul'daki tarihi eserlerin envanterini çıkartılamadığı ve ‘‘koruma planı’’ sunulamadığı halde ‘‘Dünya Kültür Mirası’’ listesindeki birim sayımızın 9'dan 20'ye çıkartılması için başvuru yapılmış.

Peki ‘‘Dünya Kültür Mirası’’ listesinde olmanın yararı nedir?

Profesör Yerasimos ‘‘Unesco para vermez ancak prestij sağlar’’diyor.

Listede olmanın en pratik yararlarından bir tanesi de turist çekmek.

Profesör Yerasimos'un bu görüşü paneldeki bir turizmci tarafından da paylaşılıyor: ‘‘Listeden çıkartılmak turist götürür. Turizmde rakiplerimizin eline önemli bir fırsat geçer.’’

Bu arada Stefanos Yerasimos'un dikkat çektiği bir nokta daha var: İstanbul'un tarihi dokusunu korumanın ne kadar zor olduğu.

İstanbul'un nüfusu 50 yıl içersinde 10'a katlamış.

Ekonomik büyüme 1980'li yıllardan beri ortalama yılda yüzde 60'lık bir enflasyonu beraberinde getirmiş.

Bu durumda ‘‘toprak rantı’’ en önemli rant.

Para kazanmak peşinde olan insanlara ‘‘tarihi dokuyu korumak gerek‘‘ diye baskı yapmanın pek de bir yararı yok.

Tarihi korumak biraz da ekonomik refahla ilintili anlayacağınız.
Yazarın Tüm Yazıları