Paylaş
Başta Ferit Şahenk olmak üzere masanın etrafında Doğuş Grubu’nun “ağır topları” gazetecilerin sorularını yanıtlıyor.
Kimler var sayıyorum.
Doğuş Grubu Yönetim Kurumu üyesi ve CEO Hüsnü Akhan, Turizm Grup Başkanı Doğuş Yönetim Kurulu üyesi Naci Başerdem, Doğuş Yönetim Kurulu üyesi Ergun Özen, Pozitif Yönetim Kurulu Başkanı Nafiz Karadere, DoğuşYönetim Kurulu üyesi Nevzat Öztangut ve Dream (D-Ream) CEO’su Levent Veziroğlu.
Doğuş Grubu’nun yükselen yıldızı yeme-içme sektörünü barındıran Dream’in CEO’su Levent Veziroğlu karşımda oturuyor ve Ferit Şahenk sohbete tam da yeme-içmeden söz ederek giriyor.
“Anadolu dahil Türk Mutfağını yurt dışında en iyi anlatan bir grup haline geldik. Nusret, Günaydın, Dubai’nin ardından Londra’da açılan Rüya gibi bir Türk lokantalarıyla Türkiye’nin adını duyuruyoruz” diyor.
“Bir ülkenin adının duyulmasında, kültürünün anlaşılmasında, insanların sempati ile bakmasında mutfağı önemli bir yer tutuyor. Aslında ağız tadı bir ülkenin “soft power” dediğimiz yumuşak gücü” diye konuşuyor.
Türk Mutfağı’nın tanıtımı için yıllardır yazıp çizen bendeniz için harika bir tanım.
Sonunda bu tanıtım işinin lokanta açmak gibi önemli bölümünü Doğuş gibi ülkenin önde gelen grubunun üstlenmiş olması da Türkiye için önemli bir fırsat.
DREAM’İN HEDEFİ 7-8 MİLYAR DOLAR
Ferit Şahenk ve Levent Veziroğlu ile birlikte
Levent Veziroğlu ile dünyada yeme-içme sektörüyle ilgili yaptıkları araştırmalara göre dışarıda yeme trendinin hızla yayıldığını belirten Ferit Şahenk “Turizmi de kapsayan bu sektörü eğlenceyle buluşturduk. Benim “eat-tertnainment” dediğim bir konsept çıktı ortaya” diye ekliyor.
Yani insanlar yemek yerken eğlenecekler.
Nusret’in lokantalarında yaptığı gösteriler, D-Maris’te bir şubesini açan Simi’nin ünlü lokantası Manos’un müziği bu konsepte ait şeyler.
“Lokantalarımıza gelenlerin sadece yiyip gitmeleri yerine daha uzun kalacakları ortamlar yaratmaya çalışıyoruz” diyor Şahenk.
“Dream, düne kadar inşaatçı, bankacı olan grubun kendi içinde yaptığı değişim. Bu tam anlamıyla bir tutku” diye ekliyor.
Doğuş Grubu’nun hedefi Dream’i 7-8 milyar dolarlık bir büyüklüğe getirmek.
Şu anda büyüklüğü 1.2 milyar dolar olarak tescillenmiş.
Şahenk “7-8 milyar dolara yakın bir zamanda ulaşacağımızı umut ediyorum. Bu işin en güzel yanı lokanta belirli bir marjda kendi nakit akışını sağladığı zaman kendini büyütebilme imk^anına sahip” diye konuşuyor.
İMF’DEN DOĞUŞ’A TRANSFER
Ferit Şahenk’in altı yıl önce Dream’i birlikte hayata geçirdiği Levent Veziroğlu, bu yolculuğa çıkmadan önce Şahenk’in ofisini yönetiyordu.
Bu arada Veziroğlu ile sohbette ekonomist olduğu, Dünya Bankası’nda çalıştığı ardından Türkiye’de Kemal Derviş ekibinde yer aldığı ve daha sonra İMF’de 5,5 yıl Türkiye dahil 10 ülkeyi temsil ettiği ortaya çıkıyor.
Ferit Şahenk, Washington’da İMF’de görevli iken tanıştığı Veziroğlu’nun Türkiye’ye gelmeye ikna ediyor.
Veziroğlu’nun hobisi olan yeme içme işini ABD yıllarında ünlü French Culinary İnstitute’ta geliştirmiş olması Dream’in güçlü yapısına dair bir ipucu veriyor.
Zira CEO’su hem ekonomist hem mutfak kültürünü iyi bilen bir isim.
Veziroğlu’nun verdiği rakama göre, Dream çatısı altında 58 marka ve 180’e yakın lokanta var.
Medyada çıkan haberlerin aksine Nusret ABD’de çok tutulmuş ve önümüzdeki günlerde Dallas’ta yeni bir şube açacak.
Yine Dream çatısı altındaki Fenix markası Boston’da, Da Mario ise Dallas’ta açılacak.
Bu yaz aylarında tüm lokantalarda yüzde 40 ila 50 arasında bir artış kaydettiklerini belirten Şahenk en son şu bilgiyi paylaşıyor:
“2005 ile 2017 yıllarında grubumuz 9 milyar dolarlık bir yatırım yaptı. Bunun 8.6 milyar doları işlerimize, 400 milyon doları ise sosyal sorumluluk projelerine harcandı. Yaptığımız yatırımın yüzde 81’i memleketimizde, yüzde 19’u ise sözünü ettiğim lokantalar, marinalar için yapıldı”.
ANADOLU MUTFAĞINI DÜNYAYA TANITACAĞIM DİYEN İNGİLİZ ŞEF
DREAM çatısı altındaki Nusret ve Rüya Dubai’nin en gözde lokantalarından.
Şef Colin Clague
Bu bilgiye, Art Dubai sırasında Dubai’nin yeme içmesiyle ilgili karıştırdığım dergide rastladım.
Rüya’nın şefi daha önce Londra’daki Zuma’da çalışmış olan İngiliz şef Colin Clague.
Ferit Şahenk, Clague’dan “Sırt çantasıyla üç ay Anadolu’yu karış karış gezdi” diye söz edince merak ettim google’a baktım.
Colin Clague, geçtiğimiz ekim ayında Varşova’daki “En İyi Şef” yarışmasında birinci gelmiş.
Bu ödül nedeniyle verdiği bir söyleşide, “Anadolu mutfağını dünyaya tanıtmak istiyorum” diyor.
Colin Clague, hem Anadolu’da gezmiş, hem 1927 yılında kurulan Borsa Lokantası’nı 1983 yılında satın alıp büyüten Rasim Özkanca’nın yanında staj yapmış.
BODRUM MÜZİK FESTİVALİ ÇITAYI YÜKSELTİYOR
BU yıl 14. Yılına giren ve bu süre zarfında 121 konserde 4 bini aşkın müzisyeni 200 binden fazla müziksever ile buluşturan Bodrum Müzik Festivali çıtayı her yıl yükseltiyor.
Sanat yönetmenliğini iki yıldan beri Tuğce Tez’in üstlendiği festivalin ilk gecesi, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü tenor Murat Karahan ile Avustralyalı soprano Lauren Fagan’ı dinledik.
Bu yıl Arena di Verona’da Puccini’nin Turandot operasını söyledikten sonra sokakta alkışlanan Karahan, Fagan ve Rengim Gökmen şefliğindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası bize unutulmaz dakikalar yaşattı.
Festivalin ikinci günü ise ünlü piyanistimiz Fazıl Say “Yürüyen Köşk” eserinin prömiyerini yaptı.
Fazıl Say Bodrum Müzik Festivalinde
Denizbank ve Turkcell ana sponsorluğunda beş gün süren festival hemen hemen her akşam müzikseverlere sürprizler yaşatırken, Doğuş CEO’su Hüsnü Akhan açılışta Bodrum’u klasik müzikte dünya çapında bir destinasyon haline getirmek istediklerini söyledi.
Akhan “Dünyada müzikle anılan şehirler var. Montreal, San Remo, Salzburg gibi. Bu şehirler yıllardan beri ülke turizmine katma değer sağlıyor. Bodrum niye bu şehirlerin arasında anılmasın” derken haklı.
Öte yandan Müzik Festivali sadece müzikle sınırlı kalmadı.
Bomontiada’da önümüzdeki hafta adına müze açılacak olan Ara Güler’in Bodrum temalı fotograf sergisi, Doğuş Grubu’nun 900 üniversite öğrencisinin çalışmalarına yer veren “Sanata Bi Yer” Platformu’nun işleri festival kapsamına alındı.
Bu arada en önemli noktayı atlıyordum az kalsın.
Festivalin bilet gelirlerinin tamamı bu yıl da Tohum Otizm Vakfı ile Bodrum Sağlık Vakfı’na bağışlanmış.
Paylaş