GEÇEN cuma günkü "Rezervasyonlar şimdilik iptal olmadı ama sonrası" başlıklı yazıma Kültür ve Turizm Bakanlığı bir açıklama göndermiş.
Açıklama 1 Eylül tarihli.
Özetle, Bakanlığın kriz masasının hemen harekete geçtiği, yurtdışındaki müşavirlik ve ataşeliklere gerekli girişimlerde bulunması yolunda talimat verildiği belirtiliyor.
Açıklamada, "Yurtdışı basına yönelik yoğun çalışma sonucu çeşitli ülkelerin medyalarında ülkemizle ilgili olumlu bir algılama süreci başlamış ve turizm sektörünün bu olaydan en az zararla çıkması sağlanmıştır" deniliyor.
Dediğim gibi Bakanlığın yazısı 1 Eylül tarihli.
3-4 Eylül tarihli Fransız Le Monde Gazetesi’nde neredeyse yarım sayfa bir haber var.
Başlığı şöyle:
"Türk ekonomisi turizmin yaşadığı ’kara yıl’ nedeniyle kırılganlaştı..."
Hani dış basında "olumlu bir algılama" süreci başlamıştı?
Bakanlığın girişimlerinin yeterli olmadığı somut bir şekilde ortada değil mi?
Bu işin bir yanı.
Madalyonun öbür yüzünde ise yazıma gelen okur tepkileri var.
Tepkilerden turizm sektöründekilerin ciddi kaygılar taşıdıkları anlaşılıyor.
Kapalıçarşı esnafı da kaygılı, otelciler de.
Görebildiğim kadarıyla, turizmin geleceği açısından bakanlıkla turizm sektöründe çalışanlar arasında derin bir algı uçurumu var.
KONGRE SUYA DÜŞEBİLİR
Yeni gelmişken, turizmde esas darbeyi "kongre turizminin" yiyebileceği yolundaki tespiti doğrulayan bir e-postayı da paylaşmak istiyorum.
E-postayı gönderen Acıbadem Hastanesi Çocuk Endokrinoloji, Büyüme ve Ergenlik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz.
Profesör Büyükgebiz, Avrupa Çocuk Endokrin Derneği (ESPE) Yönetim Kurulu üyesi.
2008-2009 yılları için ESPE’nin seçilmiş başkanı.
52 ülkede üyesi olan ESPE’nin yıllık toplantıları ESPE başkanının ülkesinde yapılıyor.
Dolayısıyla 2008 yılı toplantısının İstanbul’da, Lütfi Kırdar’da yapılması planlanmış.
19-25 Eylül tarihleri arasındaki kongre için otellerde rezervasyonlar yapılmış.
Ancak Profesör Büyükgebiz, ESPE Yönetim Kurulu’nun son aylarda patlamalardan tedirgin olduğunu ve kongrenin İstanbul’dan bir Avrupa şehrine kaydırılmasını istediğini yazıyor.
E-postasında "Kişisel ilişkilerimle ve büyük ilaç firmalarının destekleriyle şimdilik İstanbul’un değiştirilmesini önledim. Ancak, ESPE kongrenin Avusturya ya da İsviçre’de yapılması opsiyonunu elinin altında tutuyor" diyor.
"Eğer güvenlik konusunda yabancıları ikna edemezsek önümüzdeki yıllarda uluslararası kongreleri kaybedebiliriz. Bu hem prestij, hem de maddi kayba yol açacak" diye ekliyor.
Yani, mesele öyle hemen atlatılacak kadar basit değil.
Bana kalırsa bakanlıktaki "kriz masası"nın ötesinde uzun soluklu bir "kriz yönetim" politikasının devreye sokulması gerekebilir.
İran saldırısı global ekonomide kısa vadeli sarsıntıya yol açar
DÜN ajansları tararken gözüme ilişti.
Geçenlerde "dünyanın en güçlü kadınları" listesini yayınlayan Forbes Dergisi’nin patronu Steve Forbes, "ABD ve müteffikleri İran’a saldırdıkları takdirde global ekonomi kısa vadeli bir sarsıntı geçirir" demiş.
Forbes Dergisi’nin Singapur’daki yıllık CEO toplantısında konuan Forbes’ın sözleri Amerikan iş dünyasının bir İran saldırısı beklediğini ima eder nitelikte.
Bakın ne diyor Forbes:
"İran’a saldırı büyük olasılıkla önümüzdeki yıl gelecek. Neden? Çünkü İran nükleer silahlarını ülke çapında dağıtıyor. Hava saldırılarından korumak için toprağa, derinlere gömüyor. Neticede İran’ın nükleer programına karşı bir karar alınmışsa bunun önümüzdeki birkaç ay içerisinde uygulanması iyi olur. Aksi takdirde hava saldırılarının hedefi vurmaları güçleşir..."
’Aile İçi Şiddete Son’ Anadolu’ya açılıyor
HÜRRİYET Gazetesi’nin 2004 yılında, Çağdaş Eğitim Vakfı ve İstanbul Valiliği’yle işbirliğiyle başlattığı "Aile İçi Şiddete Son Kampanyası" Anadolu’da kampanyalarına başlıyor.
Kampanyalar bu aydan itibaren 2007 yılının şubat ayına kadar 8 ilde yürütülecek.
Şanlıurfa, Van, Kars, Erzurum, Trabzon, Ankara, Nevşehir ve İzmir’de kampanya kapsamında "Eşler arası ilişkileri destek" eğitimleri verilecek.
"Aile İçi Şiddete Son Kampanyası"nın ilk toplantısı önümüzdeki hafta Şanlıurfa’da.
Hürriyet’in "Aile İçi Şiddete Son Kampanyası" Uluslararası Halkla İlişkiler Birliği İPRA’nın proje yarışmasında finale kalmıştı.