Baykal’ın protesto ettiği Egeport’ta durum ne

AZ kaldı, CHP lideri Deniz Baykal ile yolumuz Sisam Adası’nda kesişiyordu.

Baykal’ın Sosyalist Enternasyonal toplantısı için Sisam Adası’na gittiği saatlerde bir haftalık tatilimi geçirdiğim adadan dönüyordum.

Feribotun yanaştığı Egeport’a ayak bastığım anda Baykal’ın Ofer-Kutman ortaklığındaki limanı protesto ederek by-pass ettiğini öğreniyorum.

Egeport görünüşte pek masum.

Dükkanlarıyla, kafeleriyle pek derli toplu gibi.

Ancak DHA’nın Kuşadası temsilcisi Latif Sansür, Ofer-Kutman ortaklığına ait limanla ilgili gerçekleri anlattıkça işin rengi değişiyor.

Egeport’ta gördüğümüz o şık 56 dükkanın tümü ruhsatsız.

Danıştay 6. Dairesi limanın imar planını iptal etmiş.

Ortaklık buna rağmen Bayındırlık Bakanlığı’na imar planını onaylatmış.

İşin acı yanı onaylatılan imar planında limana ilaveler yapmak, genişletmek mümkün.

Yani ruhsatsız 56 dükkana başkaları da eklenebilecek.

Bu madalyonun bir yüzü.

Diğer yüzünde Kuşadası esnafını isyan noktasına getiren uygulama var.

O da şu:

Egeport’a yanaşan büyük gemilerin yolcuları otobüslerle Efes’e transfer ediliyor.

Efes dönüşü yolcular hiç çarşı pazara uğramadan, şehir dışındaki derici, halıcı ve kuyumculara götürülüyor.

Latif Sansür, esnafın durumu protesto için kepenk kapattığını, yürüyüş yaptığını söylüyor.

Turizmcilerin, meslek odalarının, diğer sivil toplum kuruluşlarının itirazlarına kulak asan olmamış.

Egeport’a yılda 300 ila 400 gemi yanaşıyor.

Bunlarla gelen turistlerin çarşıya hiç uğramadığını düşünürseniz Kuşadası esnafının gerçekten zor durumda olduğu ortada.

Zaten Kuşadası’na da "Ofer Adası" adını takmışlar.

ADANIN YEŞİL ALANINA KONUT

Egeport
’un dışında Ofer-Kutman ortaklığının özelleştirmeden 35 milyon dolara aldığı Fransız Tatil Köyü "Club Med"in Arslanburnu’nda yapmayı planladığı konutlar da tepkilere yol açmış.

Arslanburnu, Kuşadası’nın en büyük yeşil alanı.

Ofer-Kutman ortaklığı 325 dönüm araziyi Özelleştirme İdaresi’nden aldıklarında ihale şartnamesinde imar izni yüzde 20 oranında.

O da sadece turistik tesise.

Ne ki ortaklar daha sonra imar iznini yüzde 53 oranına çıkartmayı başarıyorlar.

Belediyeden 12 kat konut izni de alıyorlar.

Kıyamet bu noktada kopuyor.

İhaleye katılanlar yüzde 20 oranında imar izni olduğu için fiyatı arttırmamışlar.

İmar izni ihaleden sonra yüzde 53’e çıkınca ihaleye fesat karıştığı konuşuluyor.

Diğer yandan turistik tesis yerine konut yapılacak olması da Kuşadalıları çileden çıkartıyor.

Gerçekten de Kuşadası şu anda bile tam bir "konut mezarlığı" durumunda.

12 binden fazla konutun olduğu söyleniyor.

Yabancıların konuta ilgi göstermeleri belli ki müteahhitleri hareket geçirmiş.

Dağlar, tepeler evden geçilmiyor.

Çoğu da aceleyle yapılmış, çirkin binalar.

Her şeyin özenle korunduğu sevimli Sisam Adası dönüşü Kuşadası’nın içine düştüğü acıklı durum daha da çarpıcı.

Komşuda da turist sıkıntısı var

SİSAM
Adası’yla Kuşadası arasındaki mesafe feribotla bir saat onbeş dakika gibi bir şey.

Günü birlik Sisam’a gidenler de var, bizim gibi bir haftalık tatil geçirenler de.

Dediğim gibi, özellikle imar açısından Sisam Adası’yla Kuşadası arasındaki fark çarpıcı.

Çoğunlukla beyaza boyanmış binalar iki katlı.

Öyle büyük tesisler yok.

Pansiyonlar, lokantalar daha çok aile işletmeleri.

Sisamlıların çoğu yoksulluktan uzun yıllar gurbette çalışmışlar.

Avustralya’ya, Kanada’ya kadar gidenlere rastladık.

Sonra adalarına dönüp küçük işletmelerini açmışlar.

Kokkari, Karlovasi, Sosyalist Enternasyonal toplantısının yapıldığı Pitagorion gibi köyleri gezdik.

Hepsinin lokantalarında standart hemen hemen aynıydı.

Temiz, fiyatları uygun.

Kokkari’de kaldığımız pansiyonun sahibiyle konuşurken öğrendik ki, Sisam Adası da bu turist sıkıntısı çekiyormuş.

Haziran ve temmuz kesatlığının suçlusu Dünya Kupası imiş dediklerine göre.
Yazarın Tüm Yazıları