Annee, Berlusconi geliyor

İSTANBUL'daki İtalyan Başkonsolosu Luciano Pezzotti, davetlerde karşılaştığımızda, parmağını burnuma doğru sallayarak ‘‘Yine başbakanım aleyhine yazmışsın’’ der.

Gülüşürüz.

Başbakanı Silvio Berlusconi basına bol malzeme sağlayacak laflar ediyorsa, Avrupalı meslektaşları tarafından eleştirilen davranışlarıyla, politikasıyla hep gündemdeyse suç kimin?

Başbakanlığa geldiği günleri hatırlayın.

Avrupa basını ayağa kalkmıştı.

Şimdi 1 Temmuz'dan itibaren Avrupa Birliği Başkanlığı’nı devraldı ya basın ‘‘6 ay boyunca 450 milyon Avrupalı'nın başkanı olacak’’ diye yine feryat ediyor.

Le Nouvel Observateur son sayısında ‘‘Berlusconi sorunu’’ başlığıyla kapak yapmış.

Şöyle diyor: ‘‘İtalya Başbakanı kendini beğenmiş ve demagog olmanın yanı sıra, cezasız kalma şampiyonu. Hiçbir eleştiriye tahammülü olmadığı gibi, tüm hesapları yasalara ve kurallara uymamak üzerine kuruludur.’’

Brüksel'de kılı kırk yarmaya pek hevesli bürokrat çevreleri ve Berlusconi'yi yan yana düşünün.

Adamın her şeyi onlara ters.

Çevresindekilere pırlantalı saatler gibi pahalı hediyeler dağıtması, Sardunya Adası'ndaki yedi villasından bahsetmesi, devlet adamları önünde şarkıcılık yeteneklerini sergilemeye bayılması, kendi çıkarlarına uygun yasalar çıkartması.

Berlusconi'nin çıkarttığı son yasalardan bir tanesini yeni öğrendim.

Meğer başbakanın en büyük hayalinden bir tanesi de Arcore'daki villasının bahçesine Tutankamon'un Mozolesi'ni yaptırmakmış.

Ölünce evinin bahçesindeki mozoleye gömülecek ve Mısır firavunları ile ölümsüzleşecek.

Ne var ki İtalya'da da Napolyon döneminden kalma bir yasa, mezarların konutlara yakın olmasını yasaklıyor.

Berlusconi'yi kim durdurabilir?

Ne yapıyor, ediyor neticede geçen ocak ayında yasa değiştiriliyor

Dokunulmazlık yasasını da bir çırpıda meclisten nasıl geçirdiğini gördük.

Ünlü İtalyan yönetmen Nanni Moretti ‘‘Berlusconi 2001 yılında başbakan seçildiğinde sanıyordum ki Avrupa onu değiştirecek. Ama şimdi Berlusconi'nin Avrupa'yı değiştireceğine inanıyorum’’ diyor.

Avrupa'nın değişip değişmeyeceğini bilemem ama Brüksel'de hem hafif bir panik, hem hafif bir eğlence rüzgarının eseceği kesin.

Niye panik?

Çünkü Berlusconi, Brüksel'dekilerin akıllarının ucundan bile geçirmek istemedikleri konuları gündeme getiriyor: ‘‘Rusya hemen AB üyeliğine alınsın, Ukrayna da öyle.’’

İşin eğlenceli kısmına gelince, toplantıların en beklenmedik yerinde anlattığı fıkraları herkes merakla bekliyor.

Başbakanın en sevdiği fıkralardan bir tanesi şöyleymiş: ‘‘Büyük bir şirket silahlı adamlar tarafından basılıyor. Patron ‘‘dikkat bu bir soygundur’’ lafını duyar duymaz rahat bir nefes alıyor. ‘‘Tanrım çok şükür ben de maliyeciler bastı sanmıştım.’’

Bu Berlusconi tehlikeli olmasa gerçekten matrak bir adam.
Yazarın Tüm Yazıları