Paylaş
Eğer o kadar “izole” yaşamasaydık bu kadar güvensiz, kendimizden farklı olana, “öteki” ye bu kadar tahammülsüz olur muyduk?
En son Türk Musevi Cemaati’nin yaptırmış olduğu “Farklı Kimliklere ve Yahudiliğe BakışAraştırması”nın sonuçları aynı kapsamdaki diğer araştırmaların sonuçlarıyla örtüşüyor.
Türk toplumunda “İnsanlara dikkatli yaklaşmak gerekir” diyenlerin oranı
yüzde 72.
Farklı kimlikler (Yahudi, Rum, Ermeni, Ateist vs.) hakkında bilgi sahibi olmayanların oranı yüzde 70’lerde.
Bilgi sahibi olmadığı halde farklı kimlikleri “komşu olarak” istemeyenlerin oranı yüzde 40’lara ve hatta yüzde 57’lere tırmanıyor.
Hoşgörüsüzlük, ayrımcılık almış başını gidiyor.
Böyle bir tabloyla, Türkiye’nin dünya siyasetinde önemli bir oyuncu olma iddiası nasıl bağdaşabilir?
SOLANA’NIN ENERJİ DANIŞMANI
Bu girizgâhtan sonra sözü Bodrum’da iki günlük “beyin fırtınası” toplantıları düzenleyen düşünce kuruluşu Ekonomi ve Dış Politikalar Araştırma Merkezi EDAM’a getireceğim.
Uluslararası ekonomi ve Türkiye’nin dış politikasına yönelik çalışmalar yapan EDAM bana kalırsa tam da bu “içimize kapanıklılığı” aşmayı hedefliyor.
İki gün için Bodrum’a gelenlere bakıyorum.
Kemal Derviş, Stanley Fischer gibi isimleri bir yana bırakıyorum.
Avrupa Birliği’nin önde gelen bürokratları, uluslararası örgütlerin, Batılı düşünce kuruluşların temsilcileri buradaydılar.
EDAM Başkanı Sinan Ülgen ve ekibinin hepsiyle neredeyse birebir ilişkileri var.
Bodrum’da bu yıl beşincisi yapılan toplantı yılların birikiminin, özenle geliştirilen ilişkilerin sonucu.
AB Konseyi Genel Sekreteri Solana’nın enerji danışmanı Steven Everst’in,Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı sorumlularından Ahmed İrej Jala’nin ya da AB Türkiye Masası Şefi Jean-Christophe Filori’nin kalkıp Bodrum’a gelmeleri EDAM’ın iyi yol almış olduğunun kanıtı.
AB politikalarının, ya da dünya enerji politikalarının oluşmasında katkısı olanların Bodrum’da iki gün
boyunca Türk meslektaşlarıyla fikir alışverişi yaptıklarını düşünün.
NÜKLEER İHALE İPTAL OLUR MU
Ben kendi payıma bilgilerimi tazeledim, güncelleştirdim.
AB ilişkileri konusunda olsun, nükleer enerji konusunda olsun.
Örneğin bazı sohbetlerden sonra, Türkiye’nin Rusya’nın aldığı nükleer santral ihalesini iptal edebileceği kanısına vardım.
Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın nükleer ihaleyi “iki ay daha değerlendirme” haberinden sonra iptal haberi de gelebilir mi?
Göreceğiz.
Bu arada Fransa’nın önde gelen düşünce kuruluşlarından Terra Nova’nın Başkanı Olivier Ferrand’ın bir iddiasına yer vermek istiyorum.
Ferrand, IMF Başkanı Dominque Strass-Kahn’ın “Avrupa’da Sola” adındaki düşünce kuruluşunun dört yıl boyunca koordinatörlüğünü yapmış.
Terra Nova ise “yenilikçi politik çözümler” üreten bir düşünce kuruluşu.
Her neyse Ferrand sohbetimizde, Sarkozy’nin 2008 yılı temmuz ayında
büyük bir şaşaayla temelini attığı Akdeniz, Birliği’ni “ölü” ilan ediyor.
“Girişim için para yok. Daha çok özel sektörün rol oynayacağı bir girişimdi. Para olmayınca sizlere ömür oldu”diyor.
Daha geçenlerde yazdığım Akdeniz Birliği’nin 400 milyar Euro’luk güneş enerjisi projesi de havaya mı uçtu?
Yazık...
İddia doğruysa Sarkozy, boyunu aşan hayallerinde fena halde çuvalladı demektir.
Paylaş