Posterlerin altında hem Türkçe, hem Almanca yazılar.
Kampanya’nın Berlin’de tanıtımı için Eyalet Meclisi’nde öğleden sonra saatlerinde düzenlenen panel öncesi açılış konuşmalarında, Merkel Hükümeti’nin Uyum ve Göç’ten sorumlu Devlet Bakanı Profesör Maria Böhmer’i, Berlin Eyalet Meclis Başkanı Walter Momper’i, Hürriyet İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı’yı dinliyoruz.
Açılış konuşmalarının sürpriz ismi ise genç oyuncu Sibel Kekilli.
Salon neredeyse tıka basa dolu.
Berlin Eyalet Meclisi’nin Türk üyelerinden Dilek Kolat, Ülker Radzwill, Emine Demirbüken, Özcan Mutlu salonda gözümüze çarpan isimlerden.
Hürriyet’in "Aile İçi Şiddete Son" kampanyası Almanya’daki Türkler kadar, Almanlar tarafından da dikkatle izleniyor.
Çünkü Walter Momper’in işaret ettiği gibi şiddet sorunu her toplumun yarası.
Momper,"Görüyorum ki, Türk kamuoyu Batı’da tartışılmakta olan konulara sahip çıkıyor. Aile içi şiddet konusu Avrupa’nın genelinde ele alınmakta olan bir konu. Hürriyet’in bu şiddete son verme çalışmalarına dahil olması önemli" diyor.
Gerçekten de aile içi şiddet meselesi tam bu aralar Avrupa’nın sıcak konularından.
Böhmer’ın dikkat çektiği gibi, Avrupa Konseyi daha beş gün önce "kadına şiddeti" görüşmüş.
Devlet Bakanı, "Avrupa Konseyi’nin bu toplantılarına katıldım. Hürriyet Gazetesi’nin Avrupa Konseyi’yle aynı konularda hassasiyet göstermesi, benzer bir kampanya başlatmış olması beni sevindirdi" diyor.
İŞ BİRLİĞİ ÇAĞRISI
Tam bu noktada bir parantez açmak istiyorum.
Yıllardır AB yetkilileriyle görüşmelerimizde hep şu soru karşımıza çıktı:
"Türkiye’nin AB’ye katkısı ne olacak?"
"Aile İçi Şiddete Son" kampanyası dört dörtlük bir katkı değilse ne?
Madem ki, "kadına şiddet" her toplumun yarası, erkeklerde ve kadınlarda "farkındalık" yaratmaya, eğitmeye yönelik Hürriyet’in bu kampanyası pekálá her AB ülkesinin işine yarayabilir.
Zaten Vuslat Doğan Sabancı da konuşmasında açıkça şöyle bir çağrıda bulunuyor:
"Gelin işbirliği yapalım. Medya, devlet, özel sektör el ele verilim bu insanlık utancına hep birlikte son verelim."
İşbirliği ilk aşamada Türk göçmenlerin yoğun olduğu Almanya’da önemli.
Çünkü Devlet Bakanı Böhmer’in rakamlarına göre, bu ülkede her dört Alman kadından biri şiddete maruz kalırken, Türk toplumunda bu her iki kadından biri olarak kayda geçiyor.
Yani istitastiklere göre, Almanya’da şiddet Türkler arasında daha yaygın.
Bu yüzden kampanya çerçevesinde, "Türkçe" acil yardım hattı olarak oluşturulan "Hürriyet Hotline"a ilgi büyük.
Bu yardım hattıyla ilgili bilgi veren Türk-Alman Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Yaşar Bilgin, bir yıl içersinde bu yardım çağrısında bulunanların yüzde 72’sinin kadın olduğuna dikkat çekiyor.
"Hürriyet Hotline" özellikle Almanca bilmeyen, şiddet mağduru Türk kadınları için bir cankurtaran anlamında.
Bilgin, "Bazı vakalarda polis çağırarak kadınları mutlak bir ölümden kurtardık" diyor.
Peki kampanya Almanya’da bundan sonra neyi amaçlıyor?
Hedef özel sektörü işin içine çekmek.
Örneğin, Mercedes gibi çokuluslu bir şirketi ziyaret edip çoğu Türk olan işçilerini eğitimden geçirmek.
İki yıl önce başlayan "Aile İçi Şiddete Son Kampanyası"nın hem Türkiye, hem Türkiye dışında yayıldığını görmek bizim için son derece sevindirici.