4 milyon Euro’ya atık yakan tesis kurabiliyoruz, sesimizi duyuramadık
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
ŞU zehirli variller meselesi dipsiz bir kuyu gibi.
Bir yanda her gün yeni variller ortaya çıkıyor. Diğer yanda beyanatlarda, rakamlarda inanılmaz çelişkiler var.
Mesela, Türkiye’de yıllık tehlikeli atık miktarı ne kadar?
Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe 750 bin ton olduğunu iddia ediyor.
İZAYDAŞ’a bakarsanız yılda 1 milyon ton tehlikeli atık üretiliyor.
İSO Çevre İhtisas Kurulu "Türkiye’de yılda 2 milyon atık çıkıyor" diyor.
Hangisi doğru?
Kimilerinden de "5 milyon tehlikeli atık" sözünü duyduk.
Greenpeace’e göre, rakamların çelişkili olması, sanayide hammadde girdilerinin sağlıklı bir envanteri olmamasından.
Sanayi tesislerinin çoğunun ruhsatsız olması sağlıklı envanteri engelleyen bir faktör.
Aynı şekilde İZAYDAŞ’ın da yılda kaç ton tehlikeli atık yaktığını anlamak mümkün değil.
İZAYDAŞ’ın kendisi yılda "100 bin ton" imha ettiğini, İSO ise kurumun kapasitesinin 40-50 bin ton olduğunu iddia ediyor.
Zehirli atıklar konusunda kargaşa devam ederken, Bursalı bir okuyucudan şöyle bir e-posta geldi geçen gün:
"Günde 27 ton atık yakan bir tesisi, anahtar teslim 4 milyon Euro’ya kurabiliyoruz. 10 tesis kursak Türkiye’nin sorunu belli bir oranda çözülür ama sesimizi duyuramadık..."
E-posta, Doğa Tıbbı ve Sanayi Atık Şti. diye bir şirketten gelmiş. Şirket ortaklarından Dr. Mehmet Akif Göksu’ya ulaştım.
5-6 yıldan beri tehlikeli atıkların bertaraf edilmesiyle ilgili çalışmalar yapan Dr. Göksu, bu konuda uzmanlaşmış biri Amerikalı, diğeri İngiliz iki şirketin temsilciklerini aldıklarını söylüyor.
Bunlar, merkezi İngiltere’de Leeds’de olan Facultatif Technologies ile ABD’nin Pennsylvania eyaletinden Pennram Şirketi.
GÜNDE 35 TON TIBBİ ATIK
ABD ve İngiltere sanayi ve tıbbi atıklarının yüzde 80’ini yakarak imha ediyormuş.
Geriye kalan yüzde 20’si ise kontrollü bir şekilde toprağa gömülüyor.
Dr. Göksu haklı olarak "tıbbi atıklar" üzerinde de duruyor.
Tuzla’ya atılanlar "sanayi atıkları" olduğu için medya özellikle bu tip atıklar üzerinde yoğunlaşmış.
İyi de ya İstanbul’daki sayısız hastahanenin atıkları?
Onlar acaba ne oluyor?
Kemerburgaz’da kurulmuş olan tıbbi atık imha tesisi var ama yetersiz.
Dr. Göksu bu konuda karamsar.
"Belediye yetkilileriyle konuştuğumda ne kadar tıbbi atık topladıklarını soruyorum. Verdikleri rakam gülünç. Hastahaneler belediyeye para ödemek istemiyorlar. "Atığımız yok" diyorlar. Sanırım tıbbi atıkların yüzde 80’i evsel atıklara karışıyor" diye konuşuyor.
Dediğine göre, Leeds’te günde 35 ton tıbbi atık yakılıyormuş.
Nüfusu 15 milyona yaklaşan İstanbul’un bu sorununu nasıl çözdüğünü kim merak ediyor?
MALİYETİ DÜŞÜK
Dr. Göksu’nun ortağı olduğu şirket İZAYDAŞ’ın tesisine göre maliyeti çok düşük olan bir sistemi devreye sokabiliyorlar.
Maliyetin daha düşük olmasının nedeni şu:
Tesisini 90’lı yıllarda 100 milyon Euro’ya kurduğu söylenen İZAYDAŞ imha ettiği atıklardan enerji üretme sistemine sahip.
Oysa Bursalı şirketin 4 milyon euroya mal ettiği tesis atıkları sadece yakıyor.
Şirketin Çevre ve Orman Bakanlığına, belediyelere "atık yakma tesisi" için başvuruları neticesiz kalmış.
"Çevreyi kirletmenin cezası gülünç olunca atık sorunu kimsenin umurunda değil açıkçası" diyor Dr. Göksu.
Belediyelerin AB’nin çevre fonlarından yararlanmaları, dolayısıyla maliyetleri daha aşağıya çekebilmeleri de söz konusu. Ancak bunun için bakanlığın belediyelere yol göstermesi gerek.
Neticede iş geliyor yine bakanlığa dayanıyor.
Kuralları koyacak, denetleyecek, özel sektörü imha tesislerini kurmaya teşvik edecek, çevre fonları için yol gösterecek olan Çevre ve Orman Bakanlığı.
Türk şirketleri AB’de nasıl etkili olabilir
DANIEL Gueguen Avrupa’nın en tanınmış lobicilerinden.
1975 yılından beri Brüksel’in yollarını aşındıran Daniel Gueguen, AB konusunda eğitim veren, lobicilik yapan, çokuluslu şirketlere, KOBİ’lere danışmanlık hizmeti veren Clan şirketinin sahibi.
Geçtiğimiz aralık ayında bir eğitim programı için İstanbul’a geldiğinde uzun sohbet imkanı bulduğum Daniel Gueguen aynı zamanda 12 kitabın yazarı.
Bunlardan bir tanesi de "Euro"nun geleceğiyle ilgili.
Fransız Gueguen, "Euro"nun geleceğine kuşkuyla bakanlardan.
İşte bu meşhur Daniel Gueguen, önümüzdeki haziran ayında Türk şirketlerine, AB kurumlarının nasıl işlediğini, müzakere sürecinde bunlar nezdinde nasıl etkili olunacağını anlatacak.
Bu konuda daha fazla bilgi www.mkistanbul.com sitesinde.