Yaşanan tehlikenin farkında olanlar, maske ve mesafeye dikkat edip, aşılarını oluyor...
Onlarda sorun yok...
Problem, aşı karşıtlarının oluşturdukları algı...
Bu kişilerin çağrıları, artık tehlikeli olmaya başladı...
Hem de ciddi şekilde....
Aşı konusunda, son aylarda yaşanan azalmanın nedenlerinden biri de, aşı karşıtlarının yüksek sesle konuşmaları...
Sosyal medyayı kullanmaları...
Yapılması zorunlu olan etkinlikler arasında, “Cüzzamla mücadele” ve “Veremle Savaşö gibi özelliğini yitirmiş gün ve haftalarda var, devam etmekte olan, “Lösemili Çocuklar Haftası” gibi çok özel olanlarda...
Lösemiye yakalanmış olan çocuklara karşı ne kadar duyarlıyız, o tartışılır...
Bence, yeterli değiliz!...
Neyse...
Lösemiyle mücadelede, tartışılmayan tek gerçek, insanları bu konuda yardıma çağıran LÖSEV’in, Bursa İl Koordinatörü Füsun Emecan Özcan’ın çalışma arkadaşlarıyla yaptıkları mücadele....
Üniversitede, taş üstüne taş koymanın hesabını yapıyor.
Doğru bildiklerinden taviz vermiyor.
Liyakate önem verip, her görüşe saygı duyuyor.
Bunda da başarılı oluyor.
Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, hafta içinde basın toplantısı düzenleyip, görev yaptığı 2.5 yılı değerlendirdi.
O toplantıya ben de katıldım.
Söylediklerini dikkatle dinledim.
Özellikle, Kavaklı Mahallesi’nde Üftade Hazretleri’nin kabristanında bulunduğu Üftade Sokak üzerinde yaşanan heyelan ile Bursa gibi bir şehrin, turizm açısından yaşadığı hayal kırıklığını..
Öncelikle Kavaklı’da yaşanan toprak kayması ve mağduriyeti konuştuk..
Çünkü, bu bölge gerçekten çok riskli...
Ve tehlikeli...
*
Mustafa Dündar, bölgenin, Bursa Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, AFAD ve Çevre Şehircilik Müdürlüğü’nün yaptığı inceleme sonrası, riskli bölge ilan edilip, yıkılma kararı alındığındı belirtip, bu sürecin yürütülüp, kamulaştırma görevinin ise kendilerine verildiğini hatırlattı...
Halk arasında, “MET” olarak bilinen 250 kilo metamfetamin ele geçirdiler..
Kendilerinden emin olan şüphelileri, adreslerinden teker teker alıp, yargıya teslim ettiler...
Bursa polisinin bu performansı, sıradan bir çalışma değil...
Bunu, öncelikle belirteyim...
Yakalanan uyuşturucunun, kaynağına ulaşılması açısından çok önemli...
Şöyle ki:
Narkotik polisi MET sattığını düşündükleri bazı kişileri, savcılıktan alınan izin sonrası takip etmeye başladı..
Yapanın, yanına bırakmıyorlar.
Adeta, kabusları oluyorlar.
Kelepçeyi taktıkları gibi yargıya teslim ediyorlar.
Güvenlik güçlerinin aldıkları önlemleri görmek için hafta içersinde gerçekleştirdikleri bazı icraatlara bakmak yeterli olacak.
Tacettin Arslan’ın yönettiği Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, cuma gecesi Yıldırım ilçesinde, 13 kilo esrar yakaladı.
Uyuştucu eğitimi alan köpeğin, esrarı saklandığı yerden çıkarttırması inanılır gibi değildi.
Aynı gece 250 polisle gerçekleştirilen asayiş uygulamasında, bin 700 kişinin GBT’sini sorgulayıp, 300 aracı kontrol edip, bazı sürücülere, 19 bin lira para cezası kestiler.
Hijyeni yok sayan 21 işletme hakkında ise yasal işlem başlattılar.
Binalar yıkılacak, canlar yanacak, insanlar ağlayacak.
Peki, o güne ne kadar hazırız?
Belediyeleri bilmiyorum ama AFAD bu işi sıkı tutuyor.
Kendini, sürekli yeniliyor.
Bu ay içinde, 19-21 Ekim tarihleri arasında, gerçeği aratmayacak tatbikat düzenleyecekler.
Aldıkları önlemleri, sanki deprem olmuşçasına yaşama geçirecekler.
Hafta içinde düşündüm, taşındım.
Sokak lambalarını yazmaya karar verdim.
Sakın, ‘ne alaka’ demeyin.
İlginç konulara duyduğum ilgiyi söylemiştim.
Son günlerde, yabancı sermayeye satışı gündemden düşmeyen, hatta, -satıldığı- da ciddi şekilde söylenen merkezi Bursa’da olan UEDAŞ’ı hepimiz biliriz.
Biliriz çünkü; her ay ev ve iş yerlerinin aydınlatma bedeli olan faturaları ödüyoruz.
UEDAŞ’ı sadece Bursalılar değil, Yalova, Balıkesir ve Çanakkale’de yaşayanlar da tanır.