Paylaş
Eskiden, iletişim araçları ve özellikle sosyal medya gelişmemiş olup bugünkü gibi yaygın değildi. O vakitler, zulüm erbabı olan bu emperyalistler, saman altından su yürütebiliyor ve işledikleri bu cinayetlerden, sömürdükleri ülkelerin halkları haberdar olamıyordu.
Artık mızrak çuvala sığmıyor; kim ne cinayet işlerse, anında ortalığa dökülüyor ve dünya kamuoyundan gereken tepkiyi görüyor.
Ama bunlarda utanmanın zerresi olmadığı için yüzlerine tükürseniz en ufak şekilde de olsa, aldırış etmezler.
Görüyorsunuz; göz göre göre Ukrayna’yı ateşe attılar. Hem de aynı ırk, aynı din, aynı mezhep sahibi olan Ruslarla savaşa soktular.
Ukrayna’nın, Rusya’nın arka bahçesi değil, kapısının önü olduğunu bilerek, onu, Rusya’dan koparıp NATO’ya ve AB’ye alacaklarını söylediler. Bu halin yalanı bile Rusya’yı ürkütmeye yetti. Zira Sovyetler döneminde Ukrayna bölgesi, Rusya’nın kalbinin attığı yerdi.
Nükleer dahil tüm endüstri kuruluşları Ukrayna’daydı ve burası Rusya’nın ikinci tahıl anbarıydı, bu yüzden Ukrayna, Rusya için vazgeçilemezdi.
Ayrıca Ukrayna’nın müstakil konumu da dünya için yeni bir nükleer tehlikeydi! Tek başına bırakılıp kendilerine rakip yapılamazdı.
Bu yüzden, Batı Ukrayna’daki demokratik seçimle seçilenleri alaşağı etti ve Soros-ABD yanlısı Vladimir Zelenski’yi işbaşına getirdi.
Zelenski de Batı-ABD kendisine ne üflediyse öyle çalmaya başladı; bilerek ya da bilmeyerek Batı’nın oyununa geldi. Anladığında, iş işten çoktan geçmişti.
Çilesini çekmeden, algılarla getirtilen makamlar, insanı devlet adamı yapmaz; yapmıyor. Eskiler, ‘İerefül mekân bil mekin’ demişler, yani makamlar, onlara oturanlarla şeref kazanır. Yoksa şerefsiz bir insana makamın şeref vermesi düşünülemez.
Zelenski, Batı’nın oyuncağı olmayıp gerçek bir devlet adamı olsaydı, Rusya ile savaşa girmezdi. Daha açık ifadeyle Rusya’yı savaşa zorlamazdı. Zira Batı’nın ne denli kaypak olduğunu bilirdi.
Halbuki önünde onca örnekler vardı: Batı, Rusya’ya karşı Suriye’de, Libya’da ve hatta Kırım’ı işgalinde ne yapmıştı?
Duran saatin günde iki kez doğruyu göstermesi misali, o bunak haliyle bile Biden, gerçeği saklamadan olduğu gibi açıkladı. ‘Bizim yapabileceğimiz yalnızca iki seçenek var; birisi yaptırım, diğeri üçüncü dünya savaşıdır.’
Zelenski, Batı’nın, kendisi için üçüncü dünya savaşına evet diyeceğini düşünecek kadar saf değildir.
O halde savaş öncesi ve esnasında sergilediği bunca afra ve tafralarına ‘tiyatro’dan –ki, bu işi çok iyi becerir- başka ne denilebilir?
Batı, tüm ikiyüzlülüğüyle silah satışı yapıp ardından ve timsah gözyaşları dökmek derdinde.
İki taraftan da ölenler ya da perişan olan onca insan yığınları Batı’nın çok mu umurunda?
Batı’nın en ufak bir samimiyeti olsaydı, bunu, Rusya’nın Kırım’ı işgalinde gösterirdi. Nitekim bugünkü ağır yaptırımlar o vakit gösterilebilseydi, Rusya Ukrayna’yı işgale yeltenemezdi.
Batı da Rusya da sözüm ona ‘dengeli’ bir hesap içinde; olan zavallı Ukrayna halkına oldu ve oluyor.
Unutulmasın ki onların ne çeşit iğrenç hesapları varsa –ki, var- hesapları çok çabuk gören cenab-ı Hakk’ın da bir hesabı var.
Görelim Mevla’m neyler?
Neylerse güzel eyler.
Paylaş