Paylaş
Artık, bu durum kasetle gelişinin bir azizliği midir yoksa bu uğursuzluk bizzat Kılıçdaroğlu’ndan mı kaynaklanıyor; bunu pek bilenin olduğunu sanmıyoruz!
On üç yıl boyunca aldığı 16 seçim yenilgisi, aklını öylesine örtü ki AK Parti’den oy tırtıklayacağım derken, yanına aldığı eski AK Partili tırtıkçılara, kendi partisini tırtıklattı.
Kılıçdaroğlu’nun kendisi, sözde hesap uzmanı geçinir. Hesap uzmanlığındaki maharetine bakın ki CHP’nin, kemikleşmiş yüzde 25’lik oy oranını düşürmesi yetmezmiş gibi, elde ettiği milletvekillerinden 40’ını da başka partilere kaptırdı.
Aklı sıra, yanına aldığı partilerle, hem CHP’yi ve hem de yanına aldığı partileri daha da palazlandıracaktı.
Yanına aldığı partiler, tek kelime ile ‘sıfır çekince’; Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da oldu. Sıfır çeken partilerin her biri, CHP oylarıyla, 10-15 milletvekilliği çıkararak gerçekte birer su kurnazı oldukları ve suya götürdükleri Kılıçdaroğlu’nu susuz getirdikleri anlaşıldı.
Bu partiler, şimdi de Meclis’te grup kurmak için (vekil sayısını 20’ye çıkarmak), CHP’den ödünç milletvekili isterlerse şaşırmayın. Kılıçdaroğlu, CHP’yi bitirmek pahasına bunu da yapar.
Kılıçdaroğlu, baş olma sevdası uğruna, kimyasını bozduğu CHP’nin, fiziğini de bozmakta en ufak bir tereddüt göstermez!
Üst üste alınan seçim yenilgileri, Kılıçdaroğlu’nun kimyasını öylesine bozdu ki demokrasinin gereklerini unutup kendisini hesaba çekeceğine, kendisinden 3 milyona yakın fazla oy alan rakibini eleştirme derdine düştü.
Şu mantık sefaletine bakar mısınız? “Kimin çok oy aldığı önemli değilmiş, iktidara, ne kadar çok insanın oy vermediği mühimmiş!”
Cumhur İttifakı’nın oy oranı yüzde 50, çıkardığı milletvekili sayısı 322. Bu demektir ki Cumhur İttifakı, TBMM’de salt çoğunluğu elde etti. Anayasa’ya aykırı olmamak şartıyla, istedikleri kanunu çıkarabilir.
Diğer bir deyişle, millet; problemlerini çözmek ve kendisine hizmet etmek için, Meclis’teki yetkiyi, tek başına Cumhur İttifakı’na verdi.
Kılıçdaroğlu’nun sefil mantığıyla (mantıksızlık) bakarsanız; millet, hemen her seçimde olduğu gibi, bu seçimde de CHP’ye yüzde 25 oy verdiğine göre, milletin yüzde 75’i CHP’yi istemiyor.
Demokrasilerde bu durumun izahı şudur: Millet, AK Parti’yi ve müttefiklerini (Cumhur İttifakı) iktidarda, CHP’yi ve müttefiklerini (Millet İttifakı) de muhalefette istiyor.
Bu duruma başka mana yüklemek için, Kılıçdaroğlu gibi, her girdiği seçimle partisini, eşeğin kuyruğu mesabesinde bile tutamayıp (ne uzar, ne kısalır!), sürekli kaybeden ve bununla ‘başarı’ diye övünen birisi olmak gerekir.
CHP, değirmenini ilk demokratik seçimle (1950) kaybetti. O gün bugündür de gürültüsünün peşinde!
Paylaş