İSTON, İSPARK ve ötesi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde kümelendiği iddia edilen ‘suç örgütü’, konunun siyasi rekabet olduğunu ne şekilde anlatırsa anlatsın adli süreç başladı. Şimdilik ‘gözüken’ belki de ‘başlangıç.’  Zira turpun büyüğünün heybede olduğu en yetkili ağızlardan ifade ediliyor!

Haberin Devamı

Nitekim öyle olmasa eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kardeşi (Macit Gül) ile yakınlığı iddia edilen, 2001’de küçücük iken dev holdinge dönüşen İlbak’ların üzerine gidilebilir miydi?

Bu iddia ortadayken Türkiye Cumhuriyeti’ne cumhurbaşkanlığı yapmış birinin İmamoğlu’na acil destek açıklaması yapması akılları çelmiyor mu?

Ayrıca yakınlığı malum Ali Babacan’ın hemen Saraçhane’ye koşması, bu ‘suç örgütünün’ ahtapot gibi kolları olduğu izlenimini vermiyor mu?

Keşke daha ‘aklıselim’ ile davransalardı.

 Outdoor gibi mecraların reklam verenlere pazarlanmasından doğan, kayıtdışı korsan noktalar yoluyla da illegal gelirini katlayan bu ‘sektör’,  birkaç ‘ağanın‘ kontrolünde imiş. 

Önceki yıllarda da var olan bu ağaların, İmamoğlu ile ‘siyasi nüfuz’ kullanarak iş yapamayacakları için ‘ekonomik menfaat’ kurgulayıp uyguladıkları iddia ediliyor.

Haberin Devamı

Şimdi hepsi birbirini ihbar ediyor, itirafla ele veriyor. Belli ki dava dosyası giderek kabaracak.

Kamuoyunda tartışılan ve yetersiz, hatta geçersiz bulunan gizli tanık yerine gerçek tanıklar ve çok belge ortaya çıkacağa benziyor.

Kaldı ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bütün şirketlerinin yöneticilerinin de kapsamlı bir ‘varlık röntgeni’ şart gözüküyor.

‘Saraçhane-gate’ bu incelemelerle daha iyi anlaşılacak. Örneğin daha önce İSTON Genel Müdürü olan Ziya Gökmen Toygar döneminde yapılan İETT durakları ve diğer ihaleler, İSFALT’ın bütün işleri ve İSPARK Genel Müdürü Ali Arzuman’ın işlemleri incelendiğinde kimbilir neler çıkacak?

Konu sadece Medya A.Ş., Kültür A.Ş. ve Kiptaş A.Ş. ile sınırlı kalmayacağa benziyor.

Türkiye, CHP Genel Merkezi’nin ‘şimdilik’ yönettiği ‘algı operasyonu’ndan ayıldığında bambaşka bir tabloyu idrak edecek.

Karşımızda İstanbul’u çevrelemiş ve yutmuş, bununla yetinmeyerek bütün Türkiye’yi arzulamış, bu uğurda bir eli İngiliz’de, bir eli Kandil’de olmaya teşne olmuş bir kimlik var. 

Türkiye’nin kalkışa geçtiği bir dönemde, kapımıza ‘güvenlik’ için destek talebiyle geldikleri bir anda, o kapıda bekleyenlerin pazarlık gücümüzü azaltmak için ‘piyasaya sürdükleri’ kişilerin başkan, bakan ve hatta ötesi görevlerde bulunmaları, bu ülkenin ne büyük şanssızlığıdır.

Haberin Devamı

Türkiye ve bu topraklar, bu tür tipleri daima bertaraf etmiştir. Bu görevlilerin yanında kişisel kasalarını dolduranlar da asla yargıdan kaçamamışlardır. 

Bu kez de öyle olacaktır. İmamoğlu, ‘hokus pokus’ algı ile işe siyasi süs vermeye çabalasa da bu, diplomasız bir muhterisin ‘adi’ bir suç davasıdır.

Ve belli ki Özgür Özel de 6 Nisan kurultayı ile önce genel merkeze tam hâkim olacak, ardından il delegelerini yenileyecek ve partinin tek hâkimine dönüşecektir.

‘Saraçhane-gate’e CHP’li ihbarcılar yol açtı, ama onlar Kılıçdaroğlu’na yakın dense de yeni ‘ infazcılar’ Özel’e yakınlardan çıkacaktır.

CHP tartışma kuyusuna geri dönmektedir.

Bakalım altta kalıp kimlerin canı çıkacaktır!

Yazarın Tüm Yazıları