Paylaş
Geldiği her makama, tırnaklarıyla kazıyarak, bileğinin hakkıyla ve çok ama çok çalışarak geldi.
Girdiği yolun ne denli engebeli, dik ve tuzaklarla kurulu olduğunu biliyordu. Ama o, dik duvara tırmanmaya çalışan ve her tırmanışta zirveye yaklaşınca yere düşen ve bunu doksan dokuz kez tekrar edip 100’üncüde başaran karınca misali asla yılmadı ve inandığı yolda devam etti.
Zira o çileye talipti.
Dünyada hiçbir siyasetçi, Erdoğan’ın temposunda çalışmadı, çalışmaz da. Dedik ya Erdoğan dava insanıydı ve kendisini davasına adamıştı. Erdoğan’ın davası, halka ve Hakk’a hizmetti.
Halka hizmetten muacrat, demokrasiyi rayına oturtmak yani milli iradenin üzerindeki vesayet odaklarını ortadan kaldırmak, kararı da yetkiyi de millete vermektir.
Hakk’a hizmetten murat ise, inandığı gibi yaşayabilmektir.
Erdoğan, halkın içinden, diğer bir deyişle ezilenler sınıfından geldiği için, halkın neler çektiğini hakkel yakin (kesin bilgiyle) biliyordu. Bu demektir ki, halkı da halkın özlem ve beklentilerini de biliyordu.
Vesayet odaklarını ve onların iplerini ellerinde tutan dışarıdaki ağababalarını da biliyor ve yakından tanıyordu.
Geriye, bunlarla mücadele şekli, yol ve yöntemi ve hepsinden önemlisi tüm bu şer odaklarına karşı koyacak cesaret kalıyordu.
Diğer bir ifadeyle gözü karalık.
Son seçimler (2023) Sayın Erdoğan’ın siyasetteki başarısının adeta özeti gibidir. Yirmi yılı aşkın bir iktidar yıpranmışlığı karşısında, neredeyse tüm muhalefet yanına ABD’yi, AB’yi ve PKK-FETÖ gibi envaiçeşit terör örgütlerini alarak tekmili birden dizildiler.
Bir tarafta Kasımpaşalı Erdoğan, diğer tarafta tüm muhalefet partileri ve onların arkasında, dünyanın tüm şer güçleri ve onların sınırsız imkânları.
Sayın Erdoğan tek başına bunların hepsini yendi, partisine rağmen yendi. Zira AK Parti ile Erdoğan’ın aldığı oylar arasındaki fark ortada!
Şimdi gelelim Erdoğan’ın başarısının sırrına.
Tek kelime ile tevazu yani alçak gönüllü olması; geldiği yeri unutmaması ve aynı doğallıkla hayatına devam etmesi.
Zira kibir, kendini beğenme ve başkalarından üstün görme hali, bütün iyiliklere engeldir.
Kim de tevazu sahibi ise, yücelir.
Malum iki tip siyasetçi var: Birinci kısımdakiler, buyurgan eda sahipleri olup halka tepeden bakarlar. Erdoğan’ın da dahil olduğu ikinci siyasetçi tipi ise, siyaseti halka hizmetkârlık olarak görür ve halkı velinimeti bilir.
Paylaş