Orta yapmayı akıl eden Vederson’un ortasında kafayı vuran Gökhan maçın en önemli gol pozisyonunu yakalıyor. O da yan direkte. Kanatları kullanmayı göz ardı etmemek lazım yoksa oyunu daraltırsınız. Pozisyon kısırı olursunuz. Kadronuzda 3 tane gol kralı olması (Semih Güiza ve Gökhan Ünal) farketmez.
“Gençlerbirliği 51 maçtır penaltı kazanamamış, Ankaraspor hükmen galibiyeti dışında 9 maçtır galip gelememesinde bunun bir etkisi var mıdır” diye düşünmedik değil. Ama rakip ceza sahasına o kadar uzak oynuyorlar ki penaltı nasıl olacak? Orta yok, şut az, dripling yok. Ama hocanın kontratı uzatılmış. Vardır Gençlerin bir bildiği, söyleselerde anlasak.
Veliahtlar çare olmuyor
AALEX’siz Kanarya’nın sesi kısık. Veliahtlar da çare olmuyor. Deivid geçen seneki formundan uzak. Oyunun ikinci yarısında Fenerbahçe orta sahası tamamen oyundan düştü. Gökhan Gönül ve Dos Santos eskisi kadar atağa çıkamıyorlar. Kondisyonda sıkıntı var gibi.
Gecenin karlısı
GENÇLERBİRLİĞİ futbolcuları iyi mücadelelerinin karşılığını aldılar. Ancak kazanamamanın verdiği stresi görüyoruz oyuncularda. Rakiple olan diyaloglar, oyuncu eksilmesine sebep olabilir. Kahe’nin sahada varlığı bile Gençlerbirliği için büyük avantaj. Bu şekilde Mustafa Pektemek ve Harbuzi gibi deplase olabilen yetenekli ofansif oyuncuları pozisyon bulabilir. Gecenin karlısı her şeye rağmen Gençlerbirliği oldu.
Çok güzel hareketler bunlar. Fair-play değerlendirilmesinde görülen kartlar, seyircisiz oynama, saha kapatma ve hak mahrumiyeti ceza puanı olarak işleniyor. Beşiktaş’ı bütün bunlardan uzak tutan bir tek isim var; Mustafa Denizli. En kötü günlerde bile hal hareket ve demeçleriyle Beşiktaş’ı kaostan uzak tutuyor, camiaya huzur veriyor.
Beşiktaş’ın Toraman çocuğu İbrahim son haftalarda çok formda. İster bek oynat ister ön libero, stoperin yoksa moralini bozma. Bu özellikleri ile İbrahim, Beşiktaş’ta oyun sistemini bile değiştirebiliyor. 4-3-3 oynayan takımda sağbeke geçerek 4-2-3-1 oynamasına imkan veriyor. İyi ki varsın İbrahim.
Bobo gerekeni yapıyor
Tello ve Holosko Beşiktaş’ın ofansif oyununda iki büyük aktör. Rollerinin hakkını veriyorlar. Siyah kurdela takıp ağlatıyor, asist ve gol atıp güldüyorlar. Bobo’yu ceza sahasında topla buluşturmak yeterli. O gerekeni yapıp topları ağlarla buluşturuyor zaten. Fink ve Necip’in çalışkanlığı da göz alıcı. Kalabalık Büyükşehir Belediyesi orta sahasına karşı iyi mücadele ettiler.
Yollar kesişebilir
Abdullah Avcı’yla Beşiktaş tribünlerinin arası bozuk ama futbol enteresan bir oyun. Sağduyulu davranmakta fayda var. Kim bilir belki de bir gün yollar kesişebilir.
İBB ters yüz oldu
BEŞİKTAŞ’ın belalısı Büyükşehir Belediyesi, bu maçta ters yüz oldu. Abdullah Hoca’nın talebeleri karşılaşmada yeterli performansı gösteremediler. Bu kadar eksikle normaldir. Takım içerisinde rekabet azalınca futbolcuların performansı düşer. Tedavisi olmayan sakatlar, telafisi olmayan puanlar kaybettiriyor İBB’ye.
Fenerbahçe defansının önünü ilikleyen Cristian sayesinde, Gökhan Gönül ve Santos’un ofansa çıkma rahatlıkları var. Fenerbahçe şık bir takım gibi duruyor. İyi gününde takımın süsü kötü gününde ise boğazını sıkan boyun bağı Alex’in yokluğu, Fenerbahçe’ye spor bir hava vermiş. Ama yine de Alex’in zerafeti ve estetiği bambaşka.
Vederson’un sakatlığından doğan mecburi oyuncu değişikliğinden sonra ikinci hamle Daum’dan geliyor. 1-0’ı korumaya yönelik Semih-Selçuk değişikliği. Fenerbahçe taraftarının değişiklik sırası henüz gelmedi. Deivid, eski formundan uzak, hazır olmadığı gün gibi aşikar. Semih’in ilk 11 performansı yine hüsran. Güiza girdiği gol pozisyonu sayısı kadar ofsaytta kalıyor. Ya arkadaşları pas atmakta gecikiyorlar. Ya da Güiza aceleci, zamanlamayı doğru yapsa gol atma şansı yükselecek. Antalyaspor’un sezonun ikinci yarısındaki tek galibiyeti hükmen. Bu üç puan kimseyi yanıltmasın, sırası gelen bu avantayı yiyecek. Necati olmasa Antalyaspor ateşten gömlek giyecek. F.Bahçe’den aynı golü ikinci keredir yiyorlar.
AKDENİZ AKŞAMLARI
F.BAHÇE’nin galibiyet hasreti bitti ama Antalyaspor önündeki maça bakacak. Antalyaspor’un eski üretkenliğinden ve güzel futbolundan her geçen gün uzaklaştığını görüyoruz. Acilen bir galibiyet alarak düşme potasından uzaklaşmaları lazım, yoksa Akdeniz
akşamları bir başka olmaz.
Her maçta rakibin etkili oyuncularını kilitliyorlar. Hatta Mustafa Hoca bu maçta kilidin göbeğini bile değiştirmiş. Zaten defansif anlamda iyi olan Fink ve Ernst’in ortasına bir de İbrahim Toraman’ı koymuş. Bu yeni kilit Beşiktaş’ın forvet arkasındaki 3 kreatif oyuncusundan birisinin eksilmesi demek. Klasik 4-3-3.Tello ligi neden sallayamıyor?Tello, ülkesindeki depremin artçı sarsıntılarıyla Kayseri’yi sallıyor. Şili halkına başsağlığı ve yaralarını bir an önce sarmalarını dileyelim. Depremzede Tello’ya, Aydın’ın yaptığı yardım Beşiktaş’a ikinci golü getiriyor. Tello yardımları eşit dağıtıp geriden bindirme yapan İ. Üzülmez’e pası verse skor 3-0 olacak. 63. dakikaya kadar bu kadar çok şey yapabilen Tello’nun, sezon başından beri futboluyla niye Süper Lig’i sallamadığını merak ediyoruz. Erken değişiklikKayseri’deki erken değişikliği pek anlamadık. 21. dakikada genç Bayram’ı bu kadar çabuk oyundan çıkarmak, oyuncuyu kaybetmek olmuyor mu? Kaldı ki Bayram çıktıktan sonra Beşiktaş’ın ikinci golü geldi. Acaba diyoruz, soldaki Hakan ve Gökhan Emreciksin’i yani iki sağ ayaklı oyuncuyu kullanan Tolunay Hocam, Troisi’yi oyuna alarak sol tarafa canlılık getirmeyi mi düşündü? Her halükarda bu değişiklik amaca hizmet etmemiş erken bir hamle.
3 İBRAHİM
İkinci yarıda Kayserispor’un skora razı gelmeyip etkili oynayacağını düşündük. Ama top bizde kalsın zihniyetiyle o kadar yan pas yapıyorlar ki, hızlı atak yapmaları mümkün değil. Öne çabuk oynamadan kalabalık Beşiktaş orta saha ve defansını nasıl geçeceksin derken Shawky Kayserispor’un öne en etkili uzun pasını atıyor. Makukula böyle boş bırakılır mı? Son 10 dakika geçmek bilmez tabii ki...Beşiktaşlı futbolcular genelde iyi oynadılar. Özellikle 3 İbrahim görevi aksatmadı. Seneye de İbrahimovic’i alırlarsa bir de yabancı “İbrahimleri” olur. Olmayacak demeyin, mevcut başkanın bu güne kadar harcadığı parayla kaç tane İbrahimovic alınırdı?
Bu zihniyet maçı gollü başlattı. Ertuğrul Sağlam’ın ilk 11’i Fenerbahçe’ye özel. Serbest vuruşlar ve kornerler düşünülerek defansta hava hakimiyeti olan Ömer tercih edilmiş. Ömer’in ağırlığını da İbrahim‘in sürati ve çabukluğu kapatacak. Hüseyin’in görevi büyük; hem orta sahayı hem de Alex’i durdurmak. Ergiç sezonun ilk yarısındaki formundan uzak. Volkan ve Ozan süratleri ile ofansı seven Fenerbahçe defansı için potansiyel tehlike. Turgay’ın fuleli çapraz koşularını Batalla defansın arasına sızmak için kullanacak. Kağıtta her şey güzel, zor olan sahada uygulamak. Ama Bursaspor için kolay.
Alex kendine yapılan faullerde ve bırakılan boş alanlarda özür kabul etmiyor. En ağır şekilde cezalandırıyor, çakıyor solunu. Topu ağlardan çıkarırken düşün. Biz nerede yanlış yaptık?..
Solaklar armonisi
FENERBAHÇE’nin ikinci golü solaklar armonisi. Bu estetik operasyonu Nip Tuck’ta bile zor seyredersiniz. Batalla’nın golü de ayrı güzel. Ver pasını kanada, at deparı on sekize, vur kafayı köşeye, omuzlarda dön yarı sahana...
Alex’in düşmeyen kalitesi, Emre’nin çalışkanlığı, Vederson’un özverisi dikkat çekti. Bursa’da ise İbrahim, Hüseyin ve Batalla başrolde. Öyle bir maç seyrettik ki. Yenilen sadece 3 puan kaybetti. Bu futbol her iki takımı da sezon sonuna kadar zirve yarışında tutar.